Dün Aktiffelsefe Derneği ve Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı’nın beraber hazırladığı bir etkinliğe katıldım. Etkinliğin organizatörü de Selveri Saniye Akçal Hanımdı. Birlikte kurabiyeler yaptık. Dans gösterilerini, şarkı ve ritim çalışmalarını izledik. Benim için anlamlı ve bir o kadar da özel bir etkinlikti. Hayatı başka bir yönüyle deneyimledim. Etkinliğin kritiğini yaparken engelli doğmanın, engelli yaşamanın, engelli çocuk sahibi olmanın ne demek olduğunu bir kez daha farkettim. Anne baba olmak zor zanaattir bilirim. Ancak engelli bir evlat sahibi olmak, onu yetiştirmek ödülü olmayan sanat eseri inşaa etmeye benziyor. Sabrın sonsuz, sevginin koşulsuz olmasını öğretiyor. Kendin olmayı unutturuyor.
Her koşulda ve durumda yanlarından ayrılamadıkları için kendine özel bir yaşamın ne olduğunu bile düşündürtmüyor. Çocuğu için yaşayan bir cana dönüşüyor. Tek duası da çocuğundan sonra ölmek oluyor. Mahallemizde tanıdığım bir komşumun oğlu aklıma geldi. Adı Erol… Düşününce o güzel annenin yıllardır yaşadıklarını… Ne sıkıntılar, ne kederler… Ellerinden öpüyorum kocaman yürekli o güzel annenin…
Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı, Halk Eğitim, Milli Eğitim ve SODES ( Sosyal Destekleme Programı)’ in katkıları ile bir proje gerçekleştirmişler. Yirmi üç yaş üstü, eğitimini tamamlamış, artık evlerinden başka gidebilecek bir yerleri olmayan bu çocuklarımız için bir sanat atölyesi oluşturmuşlar. Dans ediyorlar, şarkı söylüyorlar, resim, spor yapıyorlar, panolar, süs eşyaları vb. el becerisine yönelik çalışmalar yapıyorlar.
Hafta içi her gün sabah saatlerinde evlerinden alınıyor. Öğleden sonra üç gibi evlerine geri götürülüyor. Bu sürede hem çocuklar sosyalleşiyor, hem arkadaşlıklar kuruyor, işe yaradığını hissediyor, en önemlisi de yaşamdan keyif alıyorlar. Hem de aileleri dinleniyor ve kendi istedikleri işleri yapıyorlar. Çocuklar mutlu, aileler mutlu harika bir proje olmuş. Bize gösterilerini sunduklarında hepsine teşekkür ettik. Ritim tutan çocuklardan biri “Bize değil burayı kuranlara teşekkür edin.” dedi. Bu vakfı kuranların ne kadar kutsal bir iş yaptıkları daha güzel anlatılamazdı. Bu projeyi gerçekleştiren, hiç bir ücret talep etmeden sorumluluğu üstlenen, başta Zekiye Kahveci’yi ve diğer onunla birlikte canı gönülden çalışan öğretmen ve personelini yürekten tebrik ediyorum.
Benzer projelerin çoğalması için neler mümkün ? Engelsiz bir dünya için nasıl bir katkı ve alan olabiliriz?
Sevgiler
HAVVA UYAR
25.10.2018