Taşıtlarda ön teker nereye, arka teker oraya… Akılsız başın cezasını ayak çekermiş. Bizden önce söylenmiş biz de kullanıyoruz işte. İyi bir günde değiliz. Yaşam şartlarımız gittikçe ağırlaşıyor. Mahzuni’nin kuru soğana muhtaç günlerini yaşıyoruz.
Tepedekiler için sorun yok. Hani halk arasında söylendiği gibi: Ekmek elden, su gölden. Uçakları, helikopterleri, trilyonluk arabaları, yatları yurtları var. Kısa söylemle, yok yok… Ekranlarda izliyor, konuşmacıları dinledikçe içim bulanıyor, başım; değirmen taşı gibi dönüyor. Nasıl, neden bu kadar borçlanmışız? Öğrendikçe eyvahlar sıralanıyor.
Ben; zavallı paramız var alırız, bir uçtan bir uca köprüler, tüneller, yollar yaparız kime ne derdim. Tüm bunları yapacak paramız, pulumuz yokmuş meğerse. Doğmuşlar dahil, doğacaklar da 30 yıl dövizle borçlanmışız. Bir de ekonomistler, dişimizi sıksak, sabır göstersek, iki yılda ödenecek faizlerle hepsini borçlanmadan yapardık demezler mi? Buradan buyurun pirincin taşını ayıklamaya.
83 Milyon nasıl bir uykuya dalmışız? Bir hayır sever de çıkmamış, uyandıracak, uyudukça uyumuşuz. Olan olmuş artık. Geçmişten kimler hesap sorar orasını bilemem. Zararın neresinden dönersen kârmış. Köy göründü, kılavuz istemez…
Diyorlar ki: Hazinenin borcu BİR TİRİLYON 986 MİLYAR DOLARA tırmanmış. Sayıştay daha nerelere borç var, raporlarında çıkaracaktır. Bilinen rakamlar olsa bile bu kadar ağır yükü millet nasıl ödeyecek? Halkımız yoksul, aç. Ürettikleri karınlarını doyurmaya yetmiyor. Gelir belli, gider çok.
Millet olarak çok dağlar, tepeler, ırmaklar, dereler geçmiş, devletler kurmuş, imparatorluğu yaşamışız. Yakın tarihte de yokluklar paçamızdan akarken, yalınayak, aç midemizle yedi düvele karşı koymuş, esareti kabul etmeyen ruh ve inançla Mustafa Kemal’in önderliğinde yurdumuzdan düşmanları kovmuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuşuz.
O zaman da çok borçlar ödemekle kalmamış, yollar, fabrikalar, sanayi yatırımları yapmışız. Yeter ki, hak hukuk, demokrasi, özgürlük ve güven gibi evrensel ilkelere bağlı olarak yürüyelim. Elele verirsek bu karanlığı aydınlığa çıkarırız.
Özgür ve mutlu yaşamak bizim olmazsa olmazımızdır.
Cemil COŞGUN
25.11.2020