DOLAR
35,5563
EURO
36,6724
ALTIN
3.102,53
BIST
9.977,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Açık
16°C
Mersin
16°C
Açık
Cumartesi Açık
16°C
Pazar Açık
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Çok Bulutlu
16°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

“HEYYYYY!… BURASI TÜRKİYE”

A+
A-

Belki dört beş aydır düşünüp duruyorum; yolda sokakta, yerken içerken, yazarken çizerken, mışıl mışıl uyurken bile… Hatta iki buçuk aydır elimde kalemle…
“Bu hafta ne yazmalıyım?..”
Sanki sağım solum yiyecek içecek dolu ben aç susuz dolaşıp duruyorum, ya da ben güllük gülistanlığım yurdum kış kıyamet köpürüyor…
Derken bir metre kadar uzaklıktaki bir arkadaşım, ‘tatlı dille güler yüzle’, “Burası Türkiye” demesin mi!..”
Lokman Hekim 32 dert belirlemiş, “Bunların yarısı ayazdan yarısı boğazdan” demiş ya, Lokman Hekim’in hoşgörüsüne sığınarak, sorunları (dertleri) günümüze göre doğal olarak biraz değiştirerek ve de biraz çoğaltarak, yine de birazcık şakaya sarılıyorum, gülmeye ve güldürmeye de, ille de…
Şakanın, gülmenin ve güldürmenin olmadığı yerde çiçek bitmezmiş zaten…

Şaka bittiyse, velhasıl velkelam, burası Türkiye arkadaş…
Bir adım atsam bin sorun, gözümü kulağımı kapatsam yer gök sorun…
Sussam bir türlü, konuşsam bin türlü…

Gelin biz yine kargamızı bülbül satmayalım, sivrisinekten önce bataklığı sorgulayayım…
Sabahın değil, gecenin yeniden yeniden umut olmasına şaşırmayalım…
Ve burası Türkiye’ymiş; bir yol için bütün yollar geçerliymiş…

Eskiden de sözün yetmediği ve de sözün duyulmadığı yerler olurmuş, işte o zaman da halk toplanır dolu dolu, doya doya saz çalarmış!..

Doğada bütün renkler var, kardeş kardeş, toplumda tek renk mümkün mü?..

Baktı masal gerekiyor, masala sarılırdı dedem. Ben de dedeme mi sarılsam ki!..
Bundan 20-30, belki de 50 yıl öncesine geri dönülmüş gibi; bir leylek sürüsü, bir de turna sürüsü var Mut’un gökyüzünde, Göksu’nun üzerinde. Olacak ya, leylek sürüsünden bir leylekle turna sürüsünden bir turna birbirine tutulurlar. Aşk onlar için de ferman dinlemez ki, sürülerinden ayrılarak, Göksu’nun oluşturduğu bir adacığa konarlar. Göksuda kurudu kuruyacak değil, yıllar öncesi gibi gürül gürül. Ve bir daha olacak ya; aşkla iki kuş da yanılmış şaşmış; kuşların ikisi de dişiii!.. Tam da “Olmadı bu, dönelim sürülerimize” derken, yan taraftaki tarladan bir çocuk sesi, bir çocuk sesi; bugün okulda olması gereken birkaç çocuk tarlada çalışıyor!..
Sağlıkla, sevgiyle…

Yazarın Diğer Yazıları