İstanbul’da 1989 yılında bir rüzgar esmişti. O dönemin çıkar düzenli kaleleri bir bir sosyal demokrat yerel yönetime merhaba demişti. Her bir ilçede, ilde seçimlerde sosyal demokrasi bayrakları göndere çıkmıştı.
1994 yılında egemen güç bir şey yaptı. Yenden kurulan CHP, DSP ve SHP seçimlere girdi. Sol, sosyal demokrat oylar bölündü, ükenin her bir yerinde % 25 oylarla, din bezirganlarının içinde yer aldığı sağ yerel yönetimlerin eline geçti. Çaldılar, çırptılar, ama ayakta kaldılar. Din, iman ve paylaşım zinciri onları ayakta tutmaya yetti.
2014 te başlayan devinim, 2019 yerel seçimlerinde Cumhuriyet değerlerini bir kenara iten siyasi iktidara karşı bir araya geldi. Cumhur ittifakına karşı, millet ittifakı; özünde parlamenter sisteme dönüş ile ilgili işbirliği içinde 31 mart yerel seçimlerine damgasını vurdu.
31 Mart seçimleri sonrası 15 gündür, İstanbul’da bir savaşım var. Sandıktan çıkan sonucu kabullenemeyen siyasi erk, her türlü direnişi sergiliyor. Mersin, Adana, Antalya, İzmir, Çanakkale, Aydın, Van, Diyarbakır, Tunceli, Mardin, gibi sağ iktidarların ve kayyumların elinde bulunan yerel yönetimlerin başına, cumhuriyet sevdalıları işbirliği yönetimlerin eline geçti.
İstanbul’da 15 gündür sandıkta çıkan sonucu kabulleneme sancısı devam etti. Her gün yeni bir umut ile sarıldılar. 20. 000 hayali seçmen dediler. 2.000 artışlı seçmen listeleri çıktı. Maltepe’ye sarıldılar. Hep birilerinin eli var savı vardı. Fetosu, yabancı güçler el atmış olabilirdi.
Sandık kurullarını muhalefet yapmamıştı. Devletin hakimi, memuru atanışlardı. Her biri siyasi erkin adamları idi. Ama buna rağmen bahane arandı.
Artık Maltepe ‘de bir şeyler bulunamadı. Ama bu ülkedeki siyasi erk, İstanbul da seçimler yenilensin diyorlar. Haziran- Kasım döneminde ülkede yaşayan olayları hep birlikte yaşadık, tekrar yaşamak istemiyoruz.
“ ben sonucu beğenmedim, bir daha seçim yapalım.” Bu demokrasi olmaz, buna muz cumhuriyeti demokrasisi olur.
Bu ülkenin Yüksek Seçim Kurulu bir sınav veriyor. Yasaların , hukukun üstünlüğünün sorumluluğu var. Oda direniyor.
YSK son sözü söyledi. Artık İmamoğlu na seçim kazanma belgesi veriliyor. Birinci demokrasi savaşı bitti. Şimdi ikinci dönem; çalmadan çırpmadan demokrasiyi, sevgiyi , barışı yaşatma dönemi.
Kanun Hükmünde Kararname ile işten atılan memurlar HDP listelerinden seçim kazandılar. Aday olurken, savcılıktan iyi hal belgesi aldılar. Çünkü kesinleşmiş bir cezaları yoktu. Ama olmaz diyorlar. Ben onları işten attım. Başka yerde çalışamazlar.
Anayasa Mahkemesi, olmazsa AİHM yolu gözüküyor. % 60, 70 ler ile seçim almış başkanların yerine , % 25 lerdeki , 17 lerdeki ikinci adaya seçim kazanma belgesini vermek. Bu demokrasi anlayışını kabullenmek zor.
Bu 4-5 yıllık demokrasi sınavı sonucunda; parlamenter sisteme dayalı Cumhuriyet dönemi tekrar bu ülkede kurulabilecek.
BİR HİKAYE DE MUT ‘tan, dostumuz , Gürsel Özkan ‘ın yaşanmış hikayesini paylaşmak istedim.
“17.. 30 EYLÜL günü İstanbul .BEYLİKDÜZÜ’ nde iş kazası yaptım. Eşim ve çocuklarım memleketteydi.
Kazayı duyan eşim Nurşen Özkan ne yapacağını bilemez. Anı bir şok geçirir. Kendine gelince Telefonu eline alır, kendisini tanıtır İstanbul Milletvekili Sn. Gürsel TEKİNİ arar durumu anlatır.
vekilimiz; “ size dönerim Başkanım “ der.
Aradan 15 dakika geçer ve Ekrem İMAMOĞLU telefondadır. “Kendisinin bir toplantıya gitmesi gerektiğini ama Başkan Yardımcısının konu ile ilgileneceğini, size gereken neyse yapılacağını “ söyler.
İşte bu başkan BEYLİKDÜZÜ Belediye Başkanıdır. Sonra Sağlık Hizmetleri Müdürü Mut’lu hemşerimiz Emekli Komiserin oğlu Ali bey ile birlikte hastaneye kadar gelir ve yardımcı olur. Bu yaşananlar gerçektir ve tesadüf değildir. Bu bir gerçek hikayedir. :
Ekrem
İMAMOĞLU efsane değil bir Devlet adamıdır.
Şimdiden İmamoğlu na görev verilmeye başlandı bile; 2023 lerde Cumhurbaşkanlığı adaylığı. Beş yıl onun için önemli sınav. Yeni seçilen yerel yönetimlere başarılar diliyoruz. Yolları açık olsun. Boz Atlı Hızır yardımcısı olsun.