AMCAM AHMET UYSAL’IN HATIRALARI – 16
Babam, Abdullah Semizer, Hacı Mehmet Ünal, Ali ağam Mut’un Kurtsuyu köyüne un fabrikası yapmaya karar verdiler. Konunun akıl danesi Ali ağamdı. Diğerleri un fabrikasının adını bile yeni duyan kişilerdi.
Bu girişimde bulunurken Ali ağam yalnızdı. Sonra Mahmut ağam da geldi. Buna rağmen yapılan pek çok hata vardı. Şöyle ki:
- Mut’un buğdayından fırınlık un olmazdı. Çünkü sert buğdaydı.
- Mut’un nüfusu çok azdı.
- Su ile çalışacaktı. Suya baraj yapmak gerekirdi. Zira su 40 km’lik yerden geliyordu. Yağmur yağınca bendi götürüp gidiyordu.
- Şehre 30 km mesafedeydi. Sosyal bir tesis vs. yoktu. Yoldan 24 saate bir otobüs geçiyordu. Sene 1956 yol stabil yoldu.
- İşçi bulmak zor, kamyon yüklemeye hamal yoktu.
- Elektrik yoktu.
- Fabrikaya konulan türbün regilatörsüzdü. Vals kayış attığı zaman türbün devri yükseliyor. Elek yüksek devre geçtiği zaman sallamayı şaşırıyordu.
- Buğday stok ambarı yoktu.
- Makineler arıza yaptığı zaman atölye veya usta bulmak çok zordu.
- Kimsede fabrikayı işletme bilgisi yoktu.
Ali ağam buna rağmen insanları ikna ederek babamla birlikte bu işe soktu. Kendisi 4-5 bin liraya verdiği hissesini sonra manavlara 27 bin liraya sattı ve gitti. Bunun üzerine ortaklar arası geçimsizlik başladı. Ortaklar iki gruba ayrıldı. Ermeneklilerle babam bir taraftı. Babamlar fabrikayı Ali ağamın sözü üzerine bilmeyerek kiraya tutmuşlar. Hâlbuki fabrikayı sel almış. Düzeltecek parayı kimse vermez. Sonunda orayı yine babam tamir ettirir.
Ali ağamın 27 bin liraya sattığı hisseyi babam Kamil Haranı’dan vadeli 3 bin liraya geri aldı. Ama borcunu ödeyemedi Ali ağama devretti.
1958 senesinin Eylül ayından sonra Kurtsuyu’ndaki fabrikayı çalıştırmaya karar verildi. Her şey babamın ve Mahmut ağamın planı üzere başladı. Fabrikanın iki göz evi vardı. Birine ben, diğerine Mahmut ağamla Durdu halamın kocası Abdullah Semizer yerleşti. Karım Ayşe onların ve benim yemeğini yapıyordu. Mahmut ağam ve Müjgân Mut’ta oturuyordu. Günün birinde Ali ağamın karısı geldi. İki Ayşe karar aldılar. Mahmut ağama ve Abdullah ağaya bakmama kararıydı bu.
Benim hanımı kışkırtan Ali ağamın karısıydı. “Müjgân Mut’ta gezsin. Sen burada onun kocasına bak. Aptal mısın?” dedi. En sonunda hiç istememesine rağmen Müjgân Kurtsuyu’na gelmeye mecbur oldu. Gelince beraber oturduğumuz evi ortadan duvarla böldürdü. Ayşe ile konuşmadı kimseye yemek falan da vermedi.
Büyük kızım Nejla, Kurtsuyu’nda Oğulluk Abdurrahman’ın evinde doğdu. Gece Çortak köyünden ebe getirdik. Birincisi Müjgân ikincisi Mahmut ağam yüzünden herkes fabrikadan nefret etmeye başladı. En sonunda ortaklar toplandı ve fabrikayı satmaya karar verildi. Fabrikayı Ermenekli Kamil Haranı’ya sattılar. Kamil Haranı da orada yapacağını yaptı. Ali ağama vaat üstüne vaat verdi. “Yeter ki buradan fabrikayı sökelim Konya’ya kuralım” dedi. Kurma işini de Ali ağama verecekti.
Ali ağam bu vaadi duyunca derhal sökme işine başladı. Nasıl olsa boğaz tokluğuna çalışan bizler vardık. Ahmet ile Mahmut fabrikayı söktük. Kamyonlara yükleyip Konya’ya gönderdik. Biz de evi topladık Konya’ya geldik.
Fabrikanın montajını Ali ağama yani bize vereceklerdi. Her gün toplantı toplantı hiçbir netice yok. Oyaladılar, oyaladılar en sonunda vermediler.
BİLLURİ
Meryem UYSAL