Bir güzele selâm verdim,
Selâm almaz, gülüp durur.
Dedim: “Yavrum, sarılalım!”
“Sen bilirsin!” deyip durur.
Evlerinin önü harman,
Padişahtan gelir ferman.
Al yanağın derde derman,
“Em efendim!” deyip durur.
İbrişim kuşak belinde,
Cevahir kalem elinde,
Süzülmüş bade dilinde,
“İç efendim!” deyip durur.
İbrişim kuşak kuşanır,
Saçağı yere döşenir,
Uçkur çözmeye üşenir,
“Çöz efendim!” deyip durur.
Karac’oğlan der: Varalım,
Halın, hatırın soralım.
Dedim: “Dilber sarılalım!”
“Sen bilirsin!” deyip durur.
KARACAOĞLAN