Çeşit çeşit bağlamışsın başını,
Uydurmuşsun zülfe hilâl kaşını.
Korkarım ki bulmamışsın eşini,
Zülfü gerdanına burmalı gelin.
Ben seni severim ne heves ile,
Geçirttin ömrümü kara yas ile,
Bir çift çorap ile, yırtık mest ile,
Bastığım yerlere sormalı gelin.
Sıdk ile baktım da güzelin genci,
Ağzının içinde dişleri inci,
Al Yusuf elması, Aydın turuncu,
Güzelin kıymetin bilmeli gelin.
Karac’oğlan der ki: Dertlerim azdır,
Güzeli övmesi boynuma farzdır.
Kara kaş altında sürmeli gözdür,
Âşığın bahşişin vermeli gelin.
KARACAOĞLAN