DOLAR
32,4809
EURO
34,9665
ALTIN
2.435,21
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
27°C
Mersin
27°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
25°C
Cumartesi Az Bulutlu
26°C
Pazar Az Bulutlu
26°C
Pazartesi Az Bulutlu
25°C

SİBEL HANIMDAN YARATICI FİKİR

Mut’ta ikamet eden Sibel Taşkıran oturduğu taş evin çelengisine kevkilerden kuş yuvası yaparak ilginç ve yaratıcı görüntüler oluşturdu.

SİBEL HANIMDAN YARATICI FİKİR
A+
A-

Mut’ta ikamet eden Sibel Taşkıran oturduğu taş evin çelengisine kevkilerden kuş yuvası yaparak ilginç ve yaratıcı görüntüler oluşturdu.

Evinin çelengisine kevkilerden kuş yuvası yapma fikrini sorduğumuz Sibel Taşkıran’dan aldığımız yanıtlar adeta “Bir sor bin ah işit” türünden oldu. Kevkinin ne olduğundan kevki ile ilgili anılarına kadar, oturduğu taş evden çelengisine kuş yuvası yapma fikrine kadar aldığımız yanıtlar çok ilginç.
Sözü yaratıcı fikrin sahibi Sibel Taşkıran’a bırakalım:

KEVKİLER… AH ! ŞU KEVKİLER…

Ben Sibel Taşkıran, rahmetli Celal Taşkıran ve Fatma Dinçer kızı, Mabel, Tabel, Sabel’in ablası. 15 yaşımda Fransa’ya gittim ve 40 yıl sonra Mut’a geri döndüm.
Eski Seyrankaya Sineması duvarlarına yakın, annemin evinde yaşıyorum artık.
Doğa hayranı ve hayvan sever bir kişiyim. Topraksız, taşsız, ağaçsız, yeşilsiz ve hayvansız bir yaşam düşünemiyorum, hep böyle yaşadım, umarım böyle de devam edebilirim.

KEVKİLER… kevki ekme fikri aslında bir nostalji idi; çocukluk anılarımı canlandıran kevkiler, su kabakları köylerde çok kullanılan şeylerdi, böylece birçok kevkim oldu.
Eskiden, eskiden dediysem de o denli eski değil aslında, 40-50 yıl öncesi plastik kullanılmazdı, kevki ve su kabağı çok iş görürdü. Her yıl ekilir, büyüklü küçüklü, çeşit çeşit şekilleriyle taş duvarlara ağar giderlerdi.
Yunaklıklarda bakır kazanlar kurulur kevki maşrapa gibi kullanılırdı, pekmezliklerde delik kevkilerle pekmez savrulurdu, kevkilerle su içilirdi.
Su kabağına gelince, kevkinin bir diğer çeşidi; günümüzdeki matara gibi kullanılırdı, suyu buz gibi tutardı, tadı da bir başka olurdu, çobana, harmana götürülür, davara giden kadınların sırtından eksik olmazdı. Kışlık pekmez, nar ekşisi su kabaklarında saklanırdı.

Kuş yuvası kevkilere gelince : Doğayı izleyen ve dikkatle dinleyen biri olduğum için kuşların yuva yapmak için ne denli zorlandıklarını izledim bir gün. İnsanoğlu her yere beton dökmüş, yeşil alan, ağaç desen nerdeyse kalmamış. Biz insanlar heryere beton dökmeden önce kuşlar taş evlerin aralıklarına veya çalı çırpı içine yaparlardı yuvalarını. Şimdi etrafıma şöyle bir baktığımda, taş evleri acımadan yıkıp yerine beton binalar diktiğimizi, bir ağaç bile dikecek bir karış toprak bırakmadığımızı hüzünle takip ediyorum.
Zavallı kuşların evlerin ve binaların klima motorları aralarına yuva yapmaya çalıştıklarını gördüm, ama insanlar onu da çok görüp kuşlar gelmesin diye klima motorlarına bile CD’ler takmışlar.
Ben ufacık bahçeme kuşlar, böcekler, kelebekler, arılar… gelsinler diye çiçekler dikiyorum, su kapları koyuyorum, odunluğumu sabah akşam beslediğim sokak kedilerine açıyorum, hasta kedi yavrularını tedavi etmeye çalışıyorum…

Yine bir sabah balkonumda kahvemi içerken bizim eski taş evin duvarına, kedilerin ulaşamayacağı çelengiye, kuş yuvası yapma fikri yeşerdi kafamda ve aklıma kevkilerim geldi. Kevkiyi açtım, içini kabaca temizledim, altına üç delik açtım eğer su alırsa akabilsin diye, biraz saman koydum, sapına da iki delik açıp sağlam bir iple bağladım. İşte güzel ve doğal bir yuva oldu. Artık beklemekten başka yapacak bir şey yok, umarım kuşlar gelir ve bahçemi neşelendirirler.

Bu arada beni dikkatle ve merakla izleyen komşu çocukları unutmayayım; sokak kedilerini beslerken kedilerin isimlerini ezberlerken, köpeğim Charly’i gezdirirken onu okşamak isterlerken, kirpim bahçede gezinirken merakla izlerlerken, acaba kuşlar yuvalara gelecekler mi diye beklerlerken…

Bu çocuklar beni izledikçe, bana sorular sordukça, köpeğimle korkmadan oynandıkça, annelerine “anne biz de bir kedi alalım” dedikçe, birşeylerin kıpırdadığına inanmak istiyorum.

Belki benim yaptığım Okyanusda bir damla ama, damlaya damlaya göl olur denmez mi?“

Mut’ta ve ülkemizde Sibel hanımların çoğalması dileğimizle…

 

Mutilcemiz.Net Haber Servisi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.