Ülkemizde her seçim çok önemlidir. Her defasında bu seçim çok önemli diye ifade edilir. Genel veya yerel seçim fark etmez; her birine ayrı bir anlam yüklenir, hayat memat meselesi haline getirilir. Genel seçimdir: Seçim sonucuna göre sanki rejim değişecek; ülke batacak veya çıkacak, devlet kadroları tepeden tırnağa değişecektir vs. Yerel seçimler daha farklıdır; yöresel özellikleri vardır, adayın kimliği önemlidir, yerel lobiler önem kazanır, pazarlıklar yapılır, sözler verilir. Ancak ülke genelindeki siyasi atmosferin yerele yansıması göz ardı edilemez.
Geçmiş yıllarda ara seçimler olurdu. Herhangi bir nedenle boşalan milletvekilliği veya belediye başkanlığı için seçimler yapılır ve sonuçları iktidarın karnesi olarak değerlendirilirdi. 1980 öncesi yapılan bir ara seçimde merhum Demirel’in Partisi “bej, bej, bej” sloganıyla 5-0 kazanmış ve ülkede iktidarın el değiştirmesini sağlamıştı.
Yerel seçimler, yerel yönetimlerdeki değişikliğin yanı sıra merkezi hükümete uyarı imkânı da vermektedir.1989 yerel seçimlerinde merhum Özal’ın Partisi ciddi bir oy kaybına uğramış, her ne kadar Özal Çankaya Köşkü’ne çıksa da ilk genel seçimde iktidar değişikliği gerçekleşmiştir.
Seçmenin uyarısını gören, ona göre politika geliştiren ve siyasi şartları iyi değerlendiren Sayın Erdoğan, 2009 yerel Seçimlerinde oy kaybına uğrayan partisini tekrar iktidara taşımayı başarmıştır. Son yerel seçimdeki yenilgisinin siyasi sonuçlarını görmek için ise 2028 Genel Seçimlerini beklemek gerekmektedir. Diyebiliriz ki, ülkemizde ara seçimler ile yerel seçimler partiler için bir vize sınavı niteliği taşımaktadır.
Özellikle her yerel seçimin ayrı bir atmosferi, şartları ve hikayesi vardır. Bu özellik yıldan yıla, İllere ve ilçelere göre farklılık göstermekle birlikte; bir rüzgâr eser veya estirilir, rüzgârı arkasına alan seçimi kazanır. Değişmeyense seçmen davranışlarıdır. Seçimi kazandıran veya kaybettiren seçmen, toplam seçmenin %15‘ini geçmez. Halk arasında “yüzer-gezer” oylar olarak tanımlanan bu kitle, rüzgâra göre yön tayin etmekte mahirdir. Son 30 yılda ilçemizdeki tüm seçimleri takip eden ve iki kez de belediye başkanlığına aday olan birisi olarak her seçimde benzer özellikleri görme imkânı buldum.
Tüm seçimlerin en dikkat çeken tarafı ise kaybedenin kendi içinden vurulduğunu görmektir. Öylesine ilginç olaylara rastlarsınız ki gözlerinize inanamazsınız! Bir pati üyesinin, bir başka partiden sandık görevlisi olduğunu, seçimlerde bir başka adaya oy verdiğini ve seçimden sonra da kazanan adayla resim paylaştığını görürsünüz. Adayın yakınında olup oy vermeyenler, rakip adaya bilgi taşıyanlar, gizli gizli pazarlık edenler vs. Örnekler çoğaltılabilir.
Maalesef siyasetin doğasında bunlar hep vardır. Tam da bu ve benzeri nedenlerle siyaset güven kaybına uğramıştır. Her şeye rağmen yönetimlerin halkın oylarıyla el değiştirebilmesi önemlidir, demokratik bir tavırdır. Kazanan varsa bir de kaybeden olacaktır. Yeter ki, kazanan Türkiye olsun, Mersin olsun, Mut olsun.
MehmetAkpınar
Mut, 090524