“Peşin parayla tonu 11 liraya su satın alan Mut çiftçisi nasıl para kazanacak?”
Ekmen: “Peşin parayla tonu 11 liraya su satın alan Mut çiftçisi nasıl para kazanacak?”
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Mersin’in Mut ve Gülnar ve ilçelerini ziyaretinde, Ziraat Odası yönetimleri ve çiftçilerle yaptığı görüşmelerin sonuçlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirdi. Tarımsal sulamada kullanılan suyun tonunun 11 liraya satılmasına tepki gösteren Ekmen, çiftçiye yeterli tarımsal desteklemenin verilmediğinin altını çizerek, “Bir liraya su satan belediye var. Allah aşkına, tarımsal sulama için tonu 11 liraya su satabilir misiniz?” dedi.
İlçemiz Mut’taki temaslarında DEVA Partisi Mut İlçe Başkanı Turgay Özdemir’le birlikte Mut Ziraat Odası’nı ziyaret eden Ekmen, gezileri sonrası Türkiye Büyük Millet Meclisinde basın toplantısı düzenleyerek sorunları gündeme taşıdı.
“Tarımsal sulamanın tonu 11 TL olamaz”
Tarımsal sulama maliyetinde yaşanan artışlara değinen Ekmen, “Mut Ziraat Odası Başkanımız Muharrem Yılmaz’ın verdiği bir örneği sizinle paylaşmak istiyorum. Burada sulama birliğinden su satın alınıyor. Tonu 11 liraya. Türkiye’de yüzlerce belediye içme suyunu 11 liradan ucuza satıyor! Bir liraya su satan var. Tarımsal sulama için tonu 11 liraya su satılabilir mi Allah aşkına? Tonu 11 liralık suyun satışı da nasıl oluyor biliyor musunuz? Bir kart var. O karta peşin para yüklemezseniz size su da verilmiyor. Sulama dönemi meyvenin çeşidine göre aylar sürebiliyor. 17 dönümlük bir kayısı bahçesini baz alalım. Bu bir çiftçiden alınan gerçek verilerdir. Bir kayısı çiftçisi Nisan ayından Eylül’e kadar 5 ya da 7 günde bir sulama yapmak isterse, parasını peşin ödemek suretiyle sulama karşılığı DSİ’ye bağlı sulama birliğine 120 bin lira para öder.” ifadelerini kullandı.
“Girdi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi gerekiyor”
Ekmen, söz konusu aynı çiftçinin tarımsal zararlılarla, böceklerle mücadele durumunda işçilik için 15-20 bin lira, ilacı dahil 30 bin lira civarında bir para harcadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti; “Peki, devlet size mazot gübre ve diğer ilaçlamalar için ne kadar destek veriyor? 17 dönümlük bir bahçe için devletin hesabınıza gönderdiği para 5 bin 350 liradır. Toplam maliyetin yüzde biri bile değil. Genel Başkanımız Ali Babacan sıklıkla ifade ediyor. Eğer vatandaşımızın sofradaki meyve sebzesinin fiyatını düşürmek istiyorsanız, tarımsal girdilerin maliyetlerini aşağıya çekmek, çiftçiyi kaynağında desteklemek zorundasınız.”
“Faizciye değil, çiftçiye destek verin!”
Ekmen, çiftçinin girdi maliyetlerini karşılayamadığını dile getirerek, “Arpa bu yıl 6 lira. Geçen yıl da 6 liraydı. Çiftçinin, mazotunun parasını dahi karşılamıyor. Çiftçi topraktan uzaklaşıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek finansal piyasaları kontrol altına almak kadar Türk tarımının geleceğini de düşünme zorunda. Bu konuda çiftçinin desteklenmesi için faizciye ödediğiniz bütçenin yüzde 5’ini çiftçiye ayırsanız çiftçi ihya olur. Yüzde 10’unu çiftçiye ayırsanız; Türkiye tarım ve hayvansal üretimde dünyanın lideri haline gelir. Hollanda’nın bir avuç toprağı var ama niye bu kadar üretiyor? Çünkü çiftçisini, üreticisini destekliyor ve buna uygun tarımsal planlaması var.” diye konuştu.
“Nohut geçen yıl 25 liraydı, bu yıl 25 lira”
Türkiye’de kuş üzümü üretiminin yüzde 80’ini Gülnar’ın sağladığını aktaran Ekmen, şunları kaydetti: “Gülnarlı çiftçi bana diyor ki, mazot 3 lirayken 5 yıl önce ben kuş üzümünü 28 liraya satıyordum. Bugün mazot 45 lira, 80 liraya satabileceğimi öngörmüyorum. Türkiye ihtiyacının yüzde 80’ini karşılıyor. Diyor ki; kuş üzümünden rakı yapılmaz. Ama geçen yıl rakı fabrikasına satmak zorunda kaldık. Çünkü Yunanistan’dan gelen kuş üzümü nedeniyle biz iç piyasada alıcı bulamadık. Geçen yıl Gülnar’da hasat edilen ince kabuk bademin kilosu 200 liraydı sezon 125 lirayla açıldı. Bugün itibariyle 140 lira. Nohut geçen yıl 25 liraydı. Bu yıl yine 25 lira.”
Mehmet Gürbüz