Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Parçalı Bulutlu
30°C
Mersin
30°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
30°C
Cuma Parçalı Bulutlu
31°C
Cumartesi Açık
31°C
Pazar Parçalı Bulutlu
30°C

SERKAN YALÇIN’LA KİTAPLARI ÜZERİNE

SERKAN YALÇIN’LA KİTAPLARI ÜZERİNE

Ankara’da yaşayan Mutlu hemşerimiz Serkan Yalçın, ilk kitabı “Siyah Beyaz Mutlu Hikayeler”in ardından, iki kitap birden çıkardı ve okurların beğenisine sundu. Yalçın, 5 yıllık emeğin ardından “Sessiz Gidiş” ve “Siyah Beyaz Veda” adlı kitaplarıyla yeniden okurlarının karşısına çıktı. Yalçın, yeni çıkardığı iki kitabı için ilk imza gününü, memleketi Mut’ta, 63. Karacaoğlan Kayısı Kültür ve Sanat Festivali’nde (MUTFEST 2025) düzenledi.
Festivalde Mut Çıtlık Kitap İmza Günü için açılan stantta, okurları için kitaplarını imzalayan Serkan Yalçın’la, yeni çıkan kitapları üzerine konuştuk.

“MUT MASALSI BİR ŞEHİRDİ”

Yaptığımız söyleşiye, çocukluğunun geçtiği Mut’a olan özlemini anlatarak başlayan Serkan Yalçın, şunları söyledi: “1998 yılına kadar Mut’ta yaşadım. 1998’den sonra eğitim hayatım için Ankara’ya yerleştim. Benim için Mut, 98 yılına kadar yaşadığım, 17,5 yıllık bir süre içerisinde bir masal şehriydi. Ben ayrıldığımda, tepesine çıktığımızda birkaç büyük binanın olduğu, yeşilliklerin bahçelerin olduğu, hatta benim Mut’ta yaşadığım yıllar içerisinde şehrin içerisinde hala insanların meyvelerini sebzelerini suladığı, değirmeninin olduğu, top sahasına doğru yürüdüğümüzde iğde kokularının içerisinde yürüyüş yaptığımız, yolun kenarından geçerken evin bahçesindeki bir incire uzanıp yediğimiz, küçük masalsı bir şehirdi. Üniversite hayatıma başlayıp Mut’tan uzaklaştığım zaman burayı içinde yaşarken nasıl bir yerde yaşadığımızı fark edemiyoruz; ama büyük şehrin ilk başta büyülü dünyasına kapılıp, sonrasında o büyülü dünyada bazı zararları şeyleri görmeye başlayınca, insan şehrini özlemeye başlıyor. Kendi şehrimizin ne kadar güzel, içinde yaşarken buranın ne kadar mükemmel bir yer olduğunu göremiyoruz; dışarıya gidip de başka yerleri görmediğimiz için.”

“5 YIL BOYUNCA YAZMA KONUSUNDA KENDİMİ EĞİTTİM”
“GÜVEN’İ KAYBEDİNCE KİTABA EKLEDİM”

İlk kitabı Siyah Beyaz Mutlu Hikayeler’in ardından geçen süreci ve yazarlık yönünü geliştirmesiyle ilgili çabalarını da anlatan Yalçın; Mut’un sevilen simalarından olan ve geçtiğimiz yıllarda genç yaşta kaybettiğimiz Güven Orhan anısına çıkardığı Siyah Beyaz Veda kitabının da yazım serüvenini aktardı. Yalçın, şunları söyledi: “Sonra yolculuklar yapmaya başladık sık sık Mut’a. Ve bu yolculuklar esnasında yanımda bir çocuk vardı sanki. O çocukla muhabbet ediyorum. O çocuk aslında benim Mut’ta bıraktığım çocukluğumdu. 2020 yılında çocukla olan Mut’taki yaşamımın hikayelerini yazmaya karar verdim. Siyah Beyaz Mutlu Hikayeler’i yazdım. Sonrasında 5 yıl bir kendimi yazma konusunda nadasa bıraktım. Çünkü ben yazar değilim, mesleğim Mali Müşavirlik. Anlatımda hatalar yaptığımı düşünüyordum. Çünkü hayatı boyunca hep rakamlarla uğraşmış bir insanın, bir anda sanatla edebi metin yazması biraz zordu. Kendimi 5 yıl boyunca yazma konusunda eğitmeye başladım. Çeşitli online eğitimler aldım. Dedim ki; yazmak istiyorsan, önce çok okumalısın. 5 yıl boyunca bir çok yazarın hikayelerini, denemelerini okudum. Bir gün Ankara’da Mut’tan çocukluk arkadaşım Güven’le buluştum. Güven Orhan’la. Vefat etti kendisi, Allah rahmet eylesin. Güven bana dedi ki; Serkan, dedi bu kitabında hikayeler yazmışsın, ama çocukla diyaloglarını yazmamışsın, dedi. Ben de dedim ki; diyalog yazmak çok zor Güven, konuşmak çok kolaydır, ama konuştuğunu yazmak çok zor bir şey. Denemeyecek misin, dedi. Onun fikriyle ben Siyah Beyaz Mutlu Hikayeler’i diyaloglu, yani yanındaki çocukla konuşmaları yazmaya başladım. Ben yazıp kitabı bitirdikten sonra tam yayınlayacaktım ki, Güven’i kaybettik. Bu sefer hikayelere üçüncü şahıs olarak Güven’i eklemek istedim. Aslında bu kitabı onun ölüm yıldönümüne yetiştirmek istemiştim; ama kısmet olmadı, bir hafta farkla çıktı. Güven bu kitapta ya konumuzu açıyor, ya da o çocukla biz çok konuşuyoruz, konuyu kapatan Güven oluyor. O şekilde Güven’i ekledim.”

“SESSİZ GİDİŞ’DE İŞ HAYATI HİKAYELERİ VAR”

Hemşerimiz Serkan Yalçın, diğer yeni çıkan kitabı “Sessiz Gidiş”i ise şu sözlerle bizlere anlattı: “Bu kitabı bitirdikten sonra evde otururken, ben iş hayatında bir değişiklik yaptım. Bir anda iş değiştirdim. Dedim ki; hadi dedim, 23 yıldır çalışıyorsun, Siyah Beyaz Mutlu çocuğu da Allah rahmet eylesin kitapta öldürdüm, dedim ki, hadi bir de iş hayatıyla ilgili kitap yaz. İş hayatındaki insanları ve figürleri anlatan ve iş hayatında rolleri çalan, gölge insanlar, fısıltıyla konuşan insanların emekçi ve emeğe saygı gösteren insanlara verdiği zararları hikaye tarzında anlattım. Yani Serkan Yalçın tarzıyla anlattım. Sessiz Gidiş isminde bir kitap yazdım. Burada kitabın sonunda iş hayatımdaki karakterleri anlatıyor ve ben de bunu hikaye şeklinde okusun insanlar istedim. İnsanlar hep kişisel gelişim kitaplarında çok akademik okuyor. Dedim ki, hikaye şeklinde okusun; Sessiz Gidiş kitabını yazdım.”

“İKİ KİTAP YOLDA”

Şu anda 2 tane daha bitmiş kitabı olduğunu ve bunları da yaz sonunda veya önümüzdeki yılın başında çıkarmayı istediğini sözlerine ekleyen Serkan Yalçın, söyleşiyi şöyle tamamladı: “Bugünlerde biraz Bektaşi ve Şaman kültürleriyle ilgili kitaplar okuyorum. Bununla ilgili, fakat yine Mut’u işin içine katarak bir hikaye kitabı oluşturdum. İki tane. Onları da kısmetse Ağustos ayından sonra çıkarmayı düşünüyorum.”

Mehmet GÜRBÜZ