DOLAR
38,4490
EURO
43,6858
ALTIN
4.046,93
BIST
9.432,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
22°C
Mersin
22°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
23°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
22°C
Salı Az Bulutlu
22°C
Çarşamba Yağmurlu
22°C

KARACAOĞLAN VE KARACAKIZ EFSANESİ

KARACAOĞLAN VE KARACAKIZ EFSANESİ
12.12.2020
A+
A-

Mut’a bağlı Karacaoğlan (Çukur) köyü ile Dere köyü arasında Karacaoğlan ile Karacakız tepesi diye bilinen iki tepe vardır. Yörede tepelerin bu adı almasıyla ilgili aşağıdaki efsane anlatılmaktadır:

Gezgin bir yaşam sürdürmüş olan Karacaoğlan, birgün Mut’un Karacaoğlan (Çukur) köyüne gelir. Burada sazı ve sözüyle herkesin sevgi ve saygısını kazanır, daha sonra bu köyden ayrılıp Elif adlı güzel bir kızın obasına geçer. Yörede Karacakız adıyla tanınan Elif, oba beyinin kızıdır. Karacaoğlan, Karacakız’ı ilk gördüğünde ona aşık olur ve bir türlü obadan ayrılamaz, Karacakız da Karacaoğlan’a tutulmuştur.

Oba beyi, Karacaoğlan’ın yanık söyleyişinden, kederli görünüşünden onda bir değişikliğin olduğunu anlar ve bunun sebebini öğrenmek ister. Karacaoğlan, derdini anlatmak istemez, ancak bey ısrar edince Elifle evlenmek istediğini söyler. Bey, bu duruma çok sinirlenir ve kendisine verecek kızının olmadığını sert bir şekilde ifade eder.

Karacaoğlan bu cevaba çok içerler ve Elif’le kavuşmalarının mümkün olmadığını anlayarak obadan ayrılmak zorunda kalır. Aradan yıllar geçer, Karacaoğlan’ın saçı sakalı ağarır, ancak bir türlü Karacakız’ı unutamaz. Son kez onu görebilmek düşüncesiyle Çukur köyüne gelir. Çevresinde toplananlara Karacakız’ı, obasının bulunduğu yeri sorar, fakat herkes üzgün üzgün başını önüne eğer. Yaşlı bir köylü, Karacakız’ın çok uzun bir süre karşı tepede kendisini beklediğini, sonunda ümidini kaybederek hayattan elini eteğini çektiğini ve yine bu tepede öldüğünü, mezarının da buraya yapıldığını söyler.

Karacaoğlan, bu duruma çok üzülür, tepeye çıkıp mezar başında dua eder, daha sonra Karacakız’ın mezarını rahatça görebileceği karşı tepeye gidip buraya oturur, Karacakız için saz çalıp yanık şiirler söyler, günlerce yerinden kalkmaz, sonunda bu tepede can verir.

Köylüler, Karacaoğlan’ı bu tepeye defneder. Olayın ardından Karacakız’ın öldüğü tepeye Karacakız Tepesi; Karacaoğlan’ın öldüğü tepeye ise Karacaoğlan Tepesi adı verilir. Yörede her yıl yaz gelince bu tepelerden birinden mavi diğerinden yeşil bir ışığın yükselerek bunların gökyüzünde birleştikleri anlatılır ve bu ışıkların hayattayken kavuşamayan bu aşıklara ait olduğuna, bunları ancak yürekten sevenlerin görebileceğine inanılır.