Mut Kestel Kanyonu muhteşem doğası ile görenleri kendisine hayran bırakıyor
Kestel Kanyonu, Torosların eteklerinde el değmemiş orman ve dik kayalıkların çevrelediği, özgür akarsuların birbiriyle yarıştığı yer olarak ziyaretçilerini mest ediyor. Kanyonun en göz alıcı parçası ise 85 metre yüksekliğindeki şelale.
Görkemli olduğu kadar gizemli şelaleyi görebilmek için saatlerdir zor ve tehlikeli arazide yürümek gerekiyor. 85 metreye yakın yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek kanyon şelalelerinden biri. İlginç yapısıyla benzerine az rastlanan kanyonun orta bölümü, şelalesi ve çevresi koruma alanı, bu el değmemiş kanyon, yaban keçileri için de bir koruma ve üreme alanı.
Kestel Kanyonu’nun yüzlerce metrelik kaya duvarları ile her tarafa serpilmiş kemer, mağara, obruk gibi jeolojik oluşumlar göz kamaştırıcı. Yer yer ardıç, karaçam, kızılçam, meşe ve gürgen ağaçlarıyla örtülü alan otsu bitkiler açısından da çok zengin. Ayrıca yakın çevrede Dağpazarı Kilisesi, Mavga Kalesi, Taş Köprü gibi kültür varlıkları bulunuyor. Yine ünlü Alahan Manastırı ise kuş uçuşu yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.
Mut Belediye Başkanı Murat Orhan, kanyonun Mut için çok önemli olduğunu belirterek, “Özellikle ülkemizde son yıllarda kanyon sporları ve gezileri güzel gelişmeler var. Kanyonlar açısından ilçemiz gerçekten ülkemize son derece zengin bir yere sahip. Kestel Kanyonu’nun, batı kolonu ve doğu kolonunun keşfini tamamlamış bulunmakta” dedi.
Başkan Orhan, “Kestel Kanyonumuzun özellikle sahip çıkılması noktasında, ülkemize ve yurt dışına tanıtılması noktasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Mersin Büyükşehir Belediyesi özellikle biz Mut Belediyesi olarak her türlü desteği vermeye hazırız. Bu konuyu bir an önce hızlı bir şekilde çözerek burayı bir an önce doğa sporlarına açmayı hedeflemekteyiz. Dolaysıyla bütün herkesi bekliyoruz davet ediyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.
Kanyon sporunun Türkiye’de yeni gelişen bir spor olduğunu kaydeden Bukay İnce ise, “Kestel benim bildiğim bir alandı zaten. Gerekli araştırmaları yaptıktan sonra, biz de geçelim dedik. Mut’un kayısısı var, zeytini var, Eriği var. Benim kişisel görüşüm bunlardan çok daha önemli olan bir değer; doğal bir kanyonu var. Kanyonun Mut’un değerleri içerisinde bilinir olması için daha önceki yıllarda ‘doğu’ bu yıl ise ‘batı’ kanyonunu geçtik” dedi.
Bursa Kanyon ekibinden Yılmaz Ergül ise, “Burası, Türkiye’nin ilk üç kanyonu olan Valla/Kastamonu, Tazı, Manavgat ile birlikte, en çok performans gerektiren ve en zor geçişi olan bir kanyon. Diğer ikisi bundan sonra geliyor. Bu kanyonun (batı kolu) doğu kolu ile birleşmeden önceki 3-4 km’lik bölümü kamyonculuk çok acısından çok atraksiyonlu ve zorluk derecesi üst düzey bir bölge. Aynı şekilde iki kol bir kestikten sonraki 5-6 saatte geçilen su seviyesinin iki katına çıktığı bölge de A sınıfı bir kanyon Bölgesi” dedi.
Yılmaz Ergül, “Son akşam, Yıldız köyü altından çıkışa 1,5 saatlik mesafe varken, bir arkadaşın rahatsızlık geçirmesi üzerine onu çıkartma kararı aldık. Sonra acile gidince gıda zehirlenmesi ve böbrek yetmezliği nedeniyle yatırdılar. Bu esnada iki kişilik ön grup ışık yakarak Umke ekibine bulundukları yeri belirtmek üzere beklerken, onlarla birlikte gelen bir itfaiyeci arkadaş, saniyelik bir video çekiyor. Kaybolanları buldular şeklinde bir ifade geçince, olayın şekli değişti. Aslında ne kaybolma var, ne de kurtarılma söz konusu” dedi.
Hasan Çetin