Sabahleyin, erken yâre uğradım,
“Hoş geldin sevgilim, in!” dedi bana.
Tomurcuk memesin verdi ağzıma,
“Yorgunsun sevgilim, em!” dedi bana.
Gülerek ağladım yâri görünce,
“Yazıktır, ağlama!” dedi önünce.
Sazım gözyaşıma hemen uyunca,
“Ağlama sevdiğim, çal!” dedi bana.
Firkat günlerinde kara bağlarken,
Vuslat günlerinde böyle ağlarken,
Yârim bana, ben yârime ırlarken,
Felek bir silledir “al” dedi bana.
Sazım pek acı bir feryada daldı,
Çırpındı gönlümde aşkım bunaldı.
Yanıklı ahını göklere saldı,
Felek de “bu hâlde kal!” dedi bana.
Karac’oğlan, kan döküyor gözünden,
Yârin rengi uçtu gitti yüzünden.
Anlamıyor şimdi benim sözümden,
Sayıklarken “âşık, çal!” dedi bana.
Karacaoğlan