Yunmuş, arınmış Aynanoz Gölü’nde,
Işılaşır gider siyah telleri,
Giyinmiş, kuşanmış ne hub salınır,
Kemer sıkıştırmış ince belleri.
Aşağıdan beri Tıdık Deresi,
Saklı durur bu sinemin yarası,
Türkmen kızı bizlen açtı arası,
Yeşil ile dolu Sacur gölleri.
Tığlaşmış gamzesi, kâr eder cana,
Benim yârim benzer hörü, gılmana.
Şu Antep ilinde serv-i zamana,
Orda eser bad-ı saba yelleri.
Suboğaz köyünden ettik bir sökün,
Arkan koca duttur, sen ben sakın.
Araban ilinden bir çiçek sokun,
Çok olur orların gonca gülleri.
Gel benim karşımda salın bir zaman,
Bizi mecnun etti bir kaşı keman.
Hısnımansur derler o Adıyaman,
Oradan Tevcik’in geçti yelleri.
Çit ile çimende yaylanı yayla,
Bizi Yaradan’ın fermanı böyle.
Seher vakti kalkıp bir hoşça söyle,
Anar m’ola Karac’oğlan dilleri?
Karacaoğlan