Toprağa düşen zeytin çekirdeğinden doğada tek bir fide bile kendiliğinden yetişmez. Mitolojik dönemden buyana asırlardır hayatımızda olan zeytin vahşi doğada ‘Karatavuk’ denilen kuşa ihtiyaç duyar. Kuşun kursağında yumuşayan zeytin çekirdeği artık toprakta zeytin fidesi olmaya hazırdır.
Barışın simgesi, sağlığın ve şifanın sembolü zeytin mitolojik dönemden buyana insanoğlunun vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Çoğumuz bilmez ama zeytinin baş döndüren bir hikayesi vardır aslında. Günümüzde modern tarım teknikleri ile zeytin fideleri toprakla buluşturulup, verimli ağaçlara dönüştürülüyor. Dünya üzerinde yüzde 99’u Akdeniz havzasında yetiştirilen zeytin sağlıklı beslenme açısından da sofralarımızda ilk sıralarda bulunuyor. Meyvesi, yağı ve çekirdek posası endüstriyel hammadde olarak endüstriyel sanayide kullanılıyor.
Gelelim insanoğlu ortada yokken veya daha toplayıcı, avcı dönemini yaşarken zeytin doğada nasıl var olabildi sorusuna? Belki fark etmişsinizdir, diğer meyvelerin aksine toprağa düşen zeytin çekirdeğinden doğada tek bir fide bile kendiliğinden yetişmez. Mitolojik dönemden buyana asırlardır hayatımızda olan zeytin vahşi doğada ‘Karatavuk’ denilen kuşa ihtiyaç duyar. İşin sırrı da buradadır. Karatavuk zeytine, zeytin var olabilmek için karatavuk kuşuna muhtaçtır. Kuşun kursağında yumuşayan zeytin çekirdeği artık toprakta zeytin fidesi olmaya hazırdır.
Zeytin odunu çok sert bir yapıdadır. Bu nedenle çekirdekleri de odunsu ve serttir. Zeytin çekirdekleri veya tohumlarının içerisinde bulunan fidecikler ne kadar uğraşsalar da bu sert ve odunsu kabuğu kıramaz. Bizler yediğimiz zeytinlerin çekirdeklerini toprağa attığımızda, erikte, şeftalide olduğu gibi o tohumlardan zeytin ağacı çıkamaz.
Dünya üzerinde zeytinin meyvelerini kuşkusuz en çok sevenler sadece insanlar değiller. Bilimsel adı (Turdus merula) olan ve ‘Karatavuk’ olarak bilinen 20-25 cm boyunda gagaları sarı- kavuniçi renkte olabilen sevimli kuşlar da zeytinin müptelasıdır. Mevsimi geldiğinde ağaçtan ağaca gezen sevimli kuşlar lezzetli meyveleri bir çırpıda yutuverirler. Meyvenin yeşil veya siyah etli kısmı kuşların kursaklarında sindirilirler. İşin büyüsü de burada başlar. Odunsu yapıda olan zeytin çekirdeklerini sindiremeyen kuşlar sindirim sistemlerindeki asitlerle yumuşayan çekirdeği dışkıladıklarında bir mucizeye de imza atarlar. Sadece karatavukların kursaklarından geçen çekirdek, toprağa düşüp gerekli şartlar oluştuğunda artık genç bir fidan olma yolunda önemli bir adım atmıştır.
İşte doğa be denli hassa bir dengeye sahiptir. Doğada sayıları hızla azalan ‘karatavuk’ kuşları bilinçsizce avlanmamalı hatta avlanması yasaklanmalı. İnsanoğlu kendi ayağına sıkmaktan vazgeçmeli. Unutmayalım, eğer bu sevimli kuşları avlayarak neslini tüketirsek gelecek yıllarda yeni zeytin ağaçları gelişmeyecek ve karatavuklardan bir süre sonra zeytin ağaçlarının da nesli tehlike altına girecek…
Kaynak: Habertire.Com