Dinle sevdiceğim,
mehdin edeyim,
Açılmış baharda gülün sevdiğim.
Şirin’in aşkına söylen sözünü,
Şeyda bülbül gibi dilin sevdiğim.
Bedirlendin, doğdun yüce felekten,
Cemalin seçilmez huri, melekten.
Meles gömleğini attın bilekten,
Güneş gibi parlar kolun sevdiğim.
Kirpiklerin hançer, can alır gözün,
Yüreğime koydun ateşin, közün.
Daha görmedim hiç kimsenin yüzün,
Getirdin beni de ele sevdiğim.
Kaşların hilâldir, gözlerin ala,
Bülbül figan etti şu gonca güle.
Bilmem n’ettin beni getirdin ele,
Güldürdün bak beni bile sevdiğim.
Güzellikte kemâlini bulmuşsun,
Uğrun uğrun dosta selâm vermişsin,
Binlerce çiçekten rengin almışsın,
Döndürmüşsün rengin güle sevdiğim.
Zülfün teline asılam yâr diye,
Gonca güle el uzattım hâr diye.
Koynunda bir çift tomurcuk var diye,
Kondurdun bülbülü güle sevdiğim.
Karac’oğlan der ki: Kendi hâlinde,
Söylenir sözümüz elin dilinde,
Veririm sevdiğim canı yolunda,
Giyin kırmızıyı, alı sevdiğim.
KARACAOĞLAN