Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Çok Bulutlu
18°C
Mersin
18°C
Çok Bulutlu
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Açık
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Parçalı Bulutlu
17°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

    ŞİİR ZAMANI / 15

    A+
    A-

    Yeni bir Şiir Zamanı daha. Bu kez de Birhan Keskin’den…

    Ve İpek Ve Aşk Ve Alev
    I
    sana böyle akmaktan çok korktuğum için
    oldu her şey
    şelaleler de bu yüzden ilgilendiriyor beni
    .. dünya çok üzücü bir yerdi, savaş filmlerini ve samurayları eskisi gibi sevmiyordum. bir boşluktan aşağı mı bırakıyordum kendimi. teller tenimi çizip canımı mı yakıyordu. mutsuzluğuma mı alışıyordum seni severken. yoksa kan kaybından mı ölüyordum. daha fazla parçalanacak parçam yoktu..
    neyse
    sevgilim telefonun öbür ucunda ruffles yiyordu
    ben meleğimin kanatlarını kırdım
    ordan geliyorum. siz yine de ikiz bardakları
    kırmayın. bir deliydim, elementlerin de ruhları
    olduğuna inanıyordum
    aklıma suyun intiharı geliyordu hep
    şelale deyince
    divaneliği söylüyordum
    sana böyle akmaktan çok korktuğum içindi
    şelalenin sinirini bozdum az önce
    ordan geliyorum
    II
    elveda ırmak, hoşça kal alacakaranlık
    geçtim yıllar sonra anımsanacak alınganlıklardan
    silahlar ve bellek gerektiren aşkın seramik
    teninden, itinalı ve alıngan
    yüzümün gürültüsünü unuttum
    şüpheci ve med-cezir aşkından oldu böyle
    acemi düştüm
    yüzünün kayganlığından utanıp
    saçlarının ritminden kaçacak kadar
    şimdi benden bu uzak yol seslerini alsalar
    hazin öyküleri ve yüzünü özlediğim zamanları alsalar
    -ormandı, yağmur sonrasıydı, tazelenen yaprakların
    üzerinde su damlacıkları tutunuyordu, sanki geç bir
    vakit eve dönüyordum, yüzümü heidi’ye ısmarlamıştım
    annem lastik tokalarımı yakıyor, annem beni rüzgara
    bırakıyor bu yüzden.. gibi olmayacak şeyler
    söylerim sana
    anımsadıklarımın yanlış olduklarını
    yine de hepsinin bir deprem olduğunu
    kim bilebilir? ikimizin arasında duran
    şu boydan boya ırmak, şu boydan boya
    alacakaranlık
    ikimizin arasındaki şu depremin bir bellek
    uykusu olduğunu kim bilecek
    eskiden olsaydı, tuzlu düşler anımsardım
    ağzımda eriyip yok olan tadını güneşin
    alevin ipekle savaşını, saçlarının altından
    akan ırmaklarda yıkandığım sabahları anımsardım
    tenine dokundukça bıçak sırtı bir nefeste susan
    felç olan sözleri hatırlardım
    elveda ırmak
    hoşça kal alacakaranlık

    Birhan Keskin

    ETİKETLER:
    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.