DOLAR
36,2225
EURO
38,0047
ALTIN
3.352,91
BIST
9.877,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Az Bulutlu
17°C
Mersin
17°C
Az Bulutlu
Pazar Çok Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
16°C
Salı Az Bulutlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
10°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

ŞİİR ZAMANI / 15

29.11.2018
A+
A-

Yeni bir Şiir Zamanı daha. Bu kez de Birhan Keskin’den…

Ve İpek Ve Aşk Ve Alev
I
sana böyle akmaktan çok korktuğum için
oldu her şey
şelaleler de bu yüzden ilgilendiriyor beni
.. dünya çok üzücü bir yerdi, savaş filmlerini ve samurayları eskisi gibi sevmiyordum. bir boşluktan aşağı mı bırakıyordum kendimi. teller tenimi çizip canımı mı yakıyordu. mutsuzluğuma mı alışıyordum seni severken. yoksa kan kaybından mı ölüyordum. daha fazla parçalanacak parçam yoktu..
neyse
sevgilim telefonun öbür ucunda ruffles yiyordu
ben meleğimin kanatlarını kırdım
ordan geliyorum. siz yine de ikiz bardakları
kırmayın. bir deliydim, elementlerin de ruhları
olduğuna inanıyordum
aklıma suyun intiharı geliyordu hep
şelale deyince
divaneliği söylüyordum
sana böyle akmaktan çok korktuğum içindi
şelalenin sinirini bozdum az önce
ordan geliyorum
II
elveda ırmak, hoşça kal alacakaranlık
geçtim yıllar sonra anımsanacak alınganlıklardan
silahlar ve bellek gerektiren aşkın seramik
teninden, itinalı ve alıngan
yüzümün gürültüsünü unuttum
şüpheci ve med-cezir aşkından oldu böyle
acemi düştüm
yüzünün kayganlığından utanıp
saçlarının ritminden kaçacak kadar
şimdi benden bu uzak yol seslerini alsalar
hazin öyküleri ve yüzünü özlediğim zamanları alsalar
-ormandı, yağmur sonrasıydı, tazelenen yaprakların
üzerinde su damlacıkları tutunuyordu, sanki geç bir
vakit eve dönüyordum, yüzümü heidi’ye ısmarlamıştım
annem lastik tokalarımı yakıyor, annem beni rüzgara
bırakıyor bu yüzden.. gibi olmayacak şeyler
söylerim sana
anımsadıklarımın yanlış olduklarını
yine de hepsinin bir deprem olduğunu
kim bilebilir? ikimizin arasında duran
şu boydan boya ırmak, şu boydan boya
alacakaranlık
ikimizin arasındaki şu depremin bir bellek
uykusu olduğunu kim bilecek
eskiden olsaydı, tuzlu düşler anımsardım
ağzımda eriyip yok olan tadını güneşin
alevin ipekle savaşını, saçlarının altından
akan ırmaklarda yıkandığım sabahları anımsardım
tenine dokundukça bıçak sırtı bir nefeste susan
felç olan sözleri hatırlardım
elveda ırmak
hoşça kal alacakaranlık

Birhan Keskin

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları