ref: refs/heads/v3.0
DOLAR
28,8977
EURO
31,7087
ALTIN
1.898,18
BIST
8.009,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Parçalı Bulutlu
18°C
Mersin
18°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Açık
20°C
Cuma Açık
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C

Mutilcemiz NET

YAŞANMIŞ DERS ÇIKARILACAK NİTELİKTE ÖYKÜLER

Sadako ve Kâğıttan Bin Turna Kuşu

A+
A-

Bu, küçük Japon kız Sadako’nun hüzünlü hikayesidir:

Küçük Japon kız Sadako, 6 Ağustos 1945′ te Hiroşima’ya atom bombası atıldığında 2 yaşındaydı. 12 yaşına geldiğinde maruz kaldığı radyasyon nedeniyle kansere yakalanmış ve hastaneye yatırılmıştı. Ama durumu ümitsizdi.

Hastanedeki tüm doktorlar, küçük kızın ölümü için gün sayarken, küçük Japon kız hayat doluydu. Koridorlarda koşuyor, oynuyor ve diğer hastalara yardım ediyordu. Hastaların arasında en sevdiği kişi ise 80 yaşlarında, kendisi gibi kanser olan yaşlı bir kadındı. Küçük Japon kızı, ölüm döşeğindeki bu yaşlı kadını hiç yalnız bırakmamıştı. Kadın ölmeden hemen önce “Benim için çok geç ama bizim inanışımıza göre; eğer bir kişi kâğıttan 1000 tane turna kuşu yaparsa, her istediği kabul oluyor. Ben yapamadım, sen yap ve kurtul” demiş ve son nefesini vermişti.

Küçük Japon kız çok üzülmüş ama hayatta kalma arzusuyla geleneksel Japon sanatı olan origamiyle kâğıttan turna kuşları yapmaya başlamıştı. Neşe içinde çalıştığından ilk başlarda öyle hızlı yapıyordu ki, 1000 tane turna kuşu yapması işten bile değildi.
Ama sağlığı da hızla bozuluyordu.
Bu hazin öykü önce yerel, sonra da uluslararası basında yer almış; dünyanın dört bir yanından insanlar küçük kıza, binlerce turna kuşu göndermeye başlamıştı.
Ne yazık ki küçük Japon kız, haberler basında çıktığında artık elini kıpırdatamaz hale gelmişti. Hayattaki son saatlerini 644’üncü kuşu yaparak geçirdi. Kuşu bitirmiş, gözleri kapanırken hemşireler ve hastabakıcılar, postadan çıkan yüzlerce origami kuşuyla odasına girmişlerdi. Ama küçük Japon kızı yüzünde bir tebessüm yatağında cansız yatıyordu. Postacılar aylarca kâğıttan turna kuşu taşıdılar hastaneye.
Sayısı milyonlara ulaşan o turna kuşları, şimdi Japonya’da bir müzede sergileniyor…

İşte bu hikâye Japonya’da 1943-1955 yılları arasında yaşamış Sadako Sasaki’nin hikayesidir. Arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlayıp onunla birlikte gömdüler.

Turna kuşu Uzak Doğu’da eskiden beri mistik değeri olan bir simgedir; fakat Sadako’nun hikâyesi roman sayesinde tüm dünyada duyulduktan sonra bu simge barışın ve nükleer silahsızlanmanın da simgesine dönüştü.
Ve 1980’lerin başından beri de dünyanın her yanından insanlar rengarenk kağıtçıklardan binlerce turna kuşu yapıp 6 Ağustos’ta Japonya’ya gönderirler.
Sadako’nun heykeline iliştirilsin diye…
Uzak yerlerden gelmiş turnalar, birlikte barışa kanat çırpsın diye…
Nükleer enerjiye karşı kanat çırpsın diye…
Minicik kuşlar, güçsüz ama ilham verici kâğıttan kanatlarıyla nükleer silahsızlanmayı tüm dünyaya öğütlesinler diye…
Çocuklar ölmesin diye…
Şiddet bağımlısı dünya iyileşsin diye uçururlar o cansız ama hayatı kutsayan kuşları…

***
1977 yılında Kanada asıllı Amerikalı yazar Eleanor Coerr (1922-2010) ‘Sadako ve Kâğıttan Bin Turna Kuşu’ adlı çok ünlü romanını yayımlattı.
Yazar, Sadako Sasaki’nin gerçek günlüğünden yola çıkarak, Hiroşima’ya atılan atom bombasının ardından bu ülkede yaşananları ve dünya kamuoyundaki yankılarını trajik bir üslupla romana aktarmış.
İngilizce ilk baskısından 33 yıl sonra, 2010’da Zühal Yeke’nin oldukça başarılı çevirisiyle ve Beyaz Balina Yayınları’nın Aralık-2010 tarihli Türkçe ilk baskısıyla da roman, yurdum okurlarıyla buluştu.

(Alıntıdır)

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. H. Ayhan dedi ki:

    ELEŞTİRİ VE ÖZÜR DİLEMEYE DAVET
    Yukarıdaki satırları okuyunca, sizin sonca övgüyle sözünü ettiğiniz kitabı Okumadığınızı gördüm. Üstelik de öyküyü değiştirmişsiniz. Daha dramatik olsun diye bunu yapmaya hakkınızın olmadığını bilmeli ve kısa sürede düzeltme yapıp özür dilemelisiniz.
    Bu tutumunuzu gözen geçirmelisiniz ve sosyal medyada böyle yanlıs, eksik, çarpıK bilgiyle dolaşmasına izin veremezsiniz.
    Sizin yazınızdan:
    “Hastanedeki tüm doktorlar, küçük kızın ölümü için gün sayarken, küçük Japon kız hayat doluydu. Koridorlarda koşuyor, oynuyor ve diğer hastalara yardım ediyordu. Hastaların arasında en sevdiği kişi ise 80 yaşlarında, kendisi gibi kanser olan yaşlı bir kadındı. Küçük Japon kızı, ölüm döşeğindeki bu yaşlı kadını hiç yalnız bırakmamıştı. Kadın ölmeden hemen önce “Benim için çok geç ama bizim inanışımıza göre; eğer bir kişi kâğıttan 1000 tane turna kuşu yaparsa, her istediği kabul oluyor. Ben yapamadım, sen yap ve kurtul” demiş ve son nefesini vermişti.”
    Oysa doğrusu şöyle: (Sadako’nun hastalığının ortaya çıkıp hastahaneye yatırıldığının ertesi günü)
    “O öğleden sonra, Sadako’nun ilk ziyaretçisi Şizuko oldu. Arkasında bir şey saklayan kız, gizemli bir tavırla gülümseyerek, “Gözlerini kapa,” dedi. Sadako gözlerini sıkıca kapayınca Şizuko, yatağının üzerine birkaç parça kâğıtla bir makas koydu ve Şïmdi gözlerini açabilirsin,” dedi.
    Kağıtlarla makasa bakan Sadako, “Bunlar da nedir?”diye sordu.
    Şizuko, gururla, “Seni iyileştirmenin bir yolunu buldum,” dedi. “İzle!” Elindeki altın renkli kâğıdı, kocaman bir kare şeklinde kesti. Ardından bu kâğıt parçasını birkaç kez hızla katladı ve harikulade bir turna kuşuna dönüştürdü.
    Sadako’nun kafası karışmıştı. “Tamam ama kâğıttan bir kuş beni nasıl iyileştirebilir ki?” diye sordu.
    “Turna kuşlarıyla ilgili o efsaneyi hatırlamıyor musun?” diye sordu Şizuko. “Bin yıl yaşadıkları söylenir. Hasta biri kâğittan bin tane turna kuşu yaparsa, Tanrılar o kişinin dileğini yerine getirir ve onu sağlığına tekrar kavuştururlar.”Kâğıttan turna kuşunu Sadako’ya uzattı. “İşte, bu ilk turnan.”
    …..”
    Sizin anlattığınız kısa notta yer alan şu paragraf da öyküde/kitapta yok:
    “Bu hazin öykü önce yerel, sonra da uluslararası basında yer almış; dünyanın dört bir yanından insanlar küçük kıza, binlerce turna kuşu göndermeye başlamıştı.
    Ne yazık ki küçük Japon kız, haberler basında çıktığında artık elini kıpırdatamaz hale gelmişti. Hayattaki son saatlerini 644’üncü kuşu yaparak geçirdi. Kuşu bitirmiş, gözleri kapanırken hemşireler ve hastabakıcılar, postadan çıkan yüzlerce origami kuşuyla odasına girmişlerdi. Ama küçük Japon kızı yüzünde bir tebessüm yatağında cansız yatıyordu. Postacılar aylarca kâğıttan turna kuşu taşıdılar hastaneye.”
    Kuşları 1000’tamamlayanlar, kendi sınıf arkadaşları.
    “SADAKO SASAKİ, 25 Ekim 1955 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
    1000 adet turnasıyla beraber gömülebilmesi için, kalan 365 turna da sınıf arkadaşları tarafından katlandı.”
    Kitabı okumalısınız. Ezberden, tahminler yürüterek yeniden yazmak yok. O zaman yepyeni başkqa bir “Japon kızı” öyküsü yazabilirsiniz.
    Sağlıcakla kalın…Kolay gelsin….

    H. Ayhan