Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Parçalı Bulutlu
30°C
Mersin
30°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
30°C
Cuma Parçalı Bulutlu
31°C
Cumartesi Açık
31°C
Pazar Parçalı Bulutlu
30°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

KÜÇÜCÜK YAŞAM KESİTLERİ / 62

A+
A-

Yıllar önce Karaman’a Almanya’dan bir traktör gelir. Bu traktörü trenden indirip sürecek kimse bulunmaz Karaman’da. O günlerde de Karaman’dan birisi Ermenek’ten bir kamyon alır, ama kamyonu Karaman’a sürüp gelecek kimse yok. Necip Taşkıran’da o yıllarda Ermenek’in oralarda çalışır. Derler ki, “Bu kamyonu götürse götürse Necip usta götürür.” Çok yetenekli bir sürücü. Öyle de olur. İhsaniye üzerinden, yayla yolundan, amelenin işlediği yoldan, Bucakkışla’dan Karaman’a getirir kamyonu. Karaman’ın gündemi olur tabi bu.
O yıllarda Karaman’ın merkezi Kervansaray’ın oralar. Bir gün oralarda oturur Necip Usta, yakışıklı mı yakışıklı da, kaymakamın da bir karısı var güzel mi güzel, göz kırpıp durur buna ama korkuyor bu, hiç pas vermez, kadın koskoca kaymakam karısı, kendisi bir sürücü. Bir ara çıkagelir iki jandarma, (o yıllarda daha polis yok) “Seni kaymakam istiyor” der. “Pas vermeyince beni kaymakama şikâyet etti karısı” diye düşünür bir anda. Varırlar:
“Buyurun Kaymakam Bey, beni istemişsiniz.”
“Gel usta gel, otur şöyle!”
Su serpilir yüreğine.
“Ne içersin usta, kahve mi, çay mı?” “Yahu usta, trenle Almanya’dan bir traktör geldi, Ziraat Odasına, bunu trenden indirecek kimse çıkmadı, “İndirse indirse bunu Necip Usta indirir” dediler, bunun için çağırdım seni.”
“Tamam, indiririm onu ben.”
Neyse çıkar trene. O zamanlar marş yoktur da, küçük bir benzinli motor var, benzinli motoru çalıştırıyorsun, arada bir kol var, kolu kaktırdın mı benzinli motor marşa basar gibi dizeli çalıştırıyor. 38-40’larda bu. Sağına soluna bir bakar, benzini çalıştırır, dizele verir, indirir traktörü. Kavaklı Yol, şimdiki İstasyon Caddesi, zaten duyulur bunun traktörü indireceği, bir kalabalık bir kalabalık…
+++
Güneş gümüşten ışıltısıyla en yüksekleri yeni yeni okşuyor, ağustosun son günleri, poyraz püfür püfür, yıkıyor yaylayı, soğuk mu soğuk, poyraz da olsa tutkulu sabah yürüyüşünü yapmış odam, parktaki spor aygıtlarında çalışıyor…
Parkın girişinde bir araç durur o anda. Araçtan inen iki erkek çay ocağına doğru yürür. Çaycı da yeni gelir daha. Gelenlerden birisi arkadaki tuvalete gider ki gözükmüyor, diğeri ise çaycıyla sohbet ediyor.
Tam o anda olan hızıyla bir adam daha girer giriş kapısından, bir saniyede yirmi adım atarcasına, yanından geçtiği spor yapan adama bile “günaydın” demeye zaman bulamaya bulamaya! Ama tuvalete varmasıyla geriye dönmesi bir olur adamın. Ve hızlı hızlı bir aygıtta çalışmaya başlar. Bir anda kadın tuvaletini düşünmüş olacak ki, koşarcasına oraya yönelir. Derken erkek tuvaleti içten açılır, çıkar gelir iki kişiden tuvalete giden adam.
İki üç dakika ya geçer ya geçmez, öbürü de çıkar gelir. Ama göreceksiniz adamı; kasıkları çatlamadan kurtulmuş, bir ton yük inmiş gibi üzerinden. “Yüz kilo yük taşınır da yüz gram sidik taşınmaz”diyor gibi gözleri, rahatladığı yüzünden okunuyor. Spor yapan adama seslenir bu kez:
“Günaydın abi, kolay gelsin!”

Yazarın Diğer Yazıları