Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Açık
29°C
Mersin
29°C
Açık
Çarşamba Parçalı Bulutlu
27°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
27°C
Cuma Parçalı Bulutlu
27°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
28°C

SÜRREAL EVRENDE YASAK AŞK (*)

(*) SÜRREAL EVRENDE YAŞAK AŞK – ÖVÜNÇ EZGİ YILMAZ

TAŞUCU ARSLAN EYCE AMHORA müzesi kitaplığından emanet aldığım YASAK AŞK kitabını bir çırpıda okudum. Asırlardır toplum içinde ötekileştirme, ayrıştırma olaylarını bir roman içinde yer vermiş. 1860 yıllarında kadar Egeden, Akdenize, Karaman illerinden Kıbrıs’a, Girit’e gidenler ve kalanlar. Sünni olanlar, Alevi olmaya devam edenler. Zaman olmuş iki komşu köy birbirlerine düşman olmuş.
Konya’dan Akdeniz kasabasına gelen Din Dersi Öğretmeni İsmail, koyu inancaların içinde yaşam bulan eşi Ayşe‘nin yaşamını okurken, karşımıza bir başka cepheden Tahtacı ve Alevi Senem ortaya çıkıyor.
Bastırılmış duyguların içinde oradan oraya savrulan Ayşe ve Senem’in yaşam öyküsü. Onların özgürleşmesinden yararlanan çiftçi aile çocuğu Ahmet.
Serada, fıstık tarlasında anası ile 14 yaşında gündeliğe giden Senem, komşu köylerde yaşam çok güzel. Ama ah inanç ayrılığı olmasa. Toplum içinde yaratılan düşmanlıklar olmasa. O zaman bu roman bu kadar önemli olmazdı.
150 yıllık düşmanlık, Tahtacı ve köylü ayrımı. Tarlada, dağda, pazarda birlikte yaşarken, onların içinde düşmanlık duygularını yerleştirmek. Koyu taassup, onu körükleyen din adamları.
Burada hem Konyalı hem de din dersi öğretmeni İsmail, eşi Ayşe ile sevgi olmayan evlilik, mutsuzluk üstüne özgür bırakmaya teşebbüs. Ahmet yakışıklı, birden ortaya çıkan aşk mı, sevgi mi belli olmayan bir yol haritası.
14 yaşında yeni ışımaya başlayan Senem; babası yok. Anası ona titriyor, ebesi ona sahip çıkıyor. Biraz özgür, yeni gözler açılıyor. Sevgi, sevilmek duygusu. Önüne Ahmet çıkıyor. Tarlasında anası ile yevmiye gittiği ağanın oğlu. Haylaz oğlu. Maceracı oğlu. Onu karşısına çıkarıyor.
Ama toplumsal inançlar, mahalle baskıları el ne derse desin; kulak tıkayarak aşkı yaşamak. Hem de aynı yerde iki kadın ile yaşamak. Cesaret var. Aşk başlayınca toplumsal değerler, baskılar yok sayılıyor. O yaşanan aşkın getirecekleri düşünülmüyor.
Dragon suyunu kenarında yeşilin, gök mavisi denizin, hem de Akdenizin sıcak ülkesinde birdenbire ortaya çıkıveren sevi duyguları. Hızla gelişen sevda.
Evli bir çocuklu taassup ile büyümüş kadın, 14 yaşında daha çocuk denecek yaşta bir kız. Hem de Alevi ve Tahtacı kızı… Ayşe ve Senem, bastırılmış duygular Ahmet‘in sevgi ile bakışı ile sevgiye dönüşüyor.
Ayşe sevdası için her şeyi bırakıp kaçmak istiyor. Ama Ahmet’te sorumluluk duygusu yok. Her şeye rağmen ona teslim olan Senem, onunla evlenmek istiyor. Ayşe’den sonra Senem de hamile. 14 yaşında sabı kız hamile. Ahmet şikayet üzerine içeri düşüyor. Ahmet’in anası kardeşi Ali bir karar veriyor. Senem ile Ahmet evleniyor.
Aynı yerde iki sevda…İki kadın, Ahmet arada kalmış. Kendini içkiye veriyor. Sorumluluktan kaçıyor. İki çocuk dünyaya geliyor. Senem daha çocuk. Onun çocuğuna kaynana ve kayını sahip çıkıyor. Bakıyorlar. Senem’in ebesi her zaman yanında. Fakirlikten Fatma Ana kocaya gidiyor.
İki kadın bir araya geliyor. Kavga, dövüş. Sonrası acı son Senem tarım ilacı içerek intihar ediyor. Ebe öfkeli, analar öfkeli. Ama Elif’e bakıyorlar. Onu okutuyorlar. Aileler arasında tabular yıkılıyor. Alevi, sünni inançlar bir kenara bırakılıyor. Yasak aşkların meyvesi çocuklar Dragon çayının mavilere ulaştığı yerde büyümeye devam ediyor.
Yazarımız Övünç Ezgi Yılmaz bu romanın kahramanı, olayları o kadar iyi betimlemiş ki, okurken yaşıyorsun. Kızıyorsun, olamaz diyorsun. Ama bakıyorsun; olmuş.
Yaşadığı Anamur Kaş Dişlen, Çeltikçi, Bozyazı romanın içinde ilmik ilmik işlenmiş. Haykırışlar, Sevdan Çekiyor Beni şiir kitapları ve Yalnız İnsanlar Tuvali öykü kitabı bulunmakta.
Onun için yapılan tanım ise;
“Can Yücel için Datça, Halikarnas Balıkçısı için Bodrum neyse Anamur da onun için aynıdır.“
Burada bir özet var. Ama gerisini görmek lazım. Onun içinde kitabı okumak gerek. İyi okumalar.
(*) SÜRREAL EVRENDE YAŞAK AŞK – ÖVÜNÇ EZGİ YILMAZ
SOKAK YAYIN GRUBU sokakkitapları@hotmail.com
KİRMEN
Celal Necati Üçyıldız
Yazarın Diğer Yazıları