DOLAR
34,2570
EURO
37,6658
ALTIN
2.912,05
BIST
9.031,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Açık
29°C
Mersin
29°C
Açık
Salı Açık
29°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
28°C
Perşembe Az Bulutlu
27°C
Cuma Az Bulutlu
27°C

TAHTACI GELİNİ ORMAN GÜZELİ / 2

EŞECİK MAĞARAS DEDE’DE

Baskı içinde yaşayan Eşecik vardır. Anası babası onu hep baskı altında tutarlar. Sultan nevruz günü Mağaras Dede’ye giderler. Orada çörekler çekilmiştir. Kavurkalar yapılmıştır. Narlar kesilmiştir. Yenilir, içilir, herkes Dede’ye niyaz eder, dilek diler. Eşecik’te hece taşına sıkıca sarılır.
“Mağaras Dedem bana bir koca versene.”
Mağaras’tan dönüşte Çomulu yanına aldığı yoldaşları ile Eşecik’i kaçırırlar.
Bu o dönemde az görülen bir olaydır. Herkes konuşur. Ama Eşecik güle katıla arkadaşlarına anlatır.
“Mağaras Dedem bu kadar çabuk olsun demedim ki? Oğlan beni yolda kaçırıverdi hoynu.”
Çomulu ile Eşecik uzun yıllar mutlu yaşadılar. Aydınlık içinde olsunlar.

BAŞ BAĞLAMA

Bayrak cümbüşü ile başlayan düğünlerde; gelin kız evinden oğlan evine gelince önemli bir olay yaşanır. Baş Bağlama düğün kadar önemlidir.
Erkek çocuklar ergenlik çağına gelince, askere gitmeden açılan meydanlarda ikrar verip, Alevilik yoluna girerler. Onlar Cuma akşamlarında ayrı bir evde toplanırlar. Onların da mürebbisi, sazandarı, 12 hizmetlisi vardır. Nefesler söylenir, sohbetler yapılır. Uzun süre bunu yalnız erkekler ile yaparlar.
Taki Özcan Dede 2006 yılında Dedelik hayrını alıp, bu göreve geldikten sonra, kızlar toplanırlar giderler.
“Dedem, bizim neyimiz eksik, ya ikrar alın ya da ikrarsız da olsa gençlerin arasına biz de katılalım.”
Taki Özcan Dede düşünür. Kızların ikrarı evlenirken alınmakta. Cuma akşamı toplantıda musahipli canlara konuyu getirir.
“Kızlar ya bizim de ikrarımızı alın ya da bize güvenin biz gençler ile Cuma akşamlarına katılalım,” diyorlar.
Tahtacı Alevi erkanında kızların ikrar alınması yoktur, ama Cuma akşamına kimlerin katılacağı konusunda bir yöntem yoktur. Ama yolun öğrenme yeri de Cuma akşamlarıdır. Karar verilir.
“Kız, erkek gençler Cuma akşamlarına birlikte katılabilir.”
Şimdi meydan açılan Tahtacı yerleşim yerlerinde Musahipli olanlar Cemevinde, gençler ise bir başka geniş evde Cuma akşamı toplanmaya devam ediyorlar.
İşte evlenen kızın ikrarını Dede alır, Alevi erkanına göre nikahlarını kıyar, o akşam veya bir gün sonra kaynananın hazırladığı bohça ortaya çıkar. Üç etek zubun, paralı, pullu tellik, cilirler, tomaka (baş bağı) ile gelini Ebe giydirir. Nefesler okunur. Dede tarafından hayırlı verilir.
Gelin bu üç etek zubunu bir kenara koyar, musahip olurken giyer, özel günlerde giyer. İnançlarına göre de Hakk’a yürüyünce tahta sanduka içine giysisi ile konulur. Yanına da eşine ait bir hatıra konur. Bu gelenek hala Aydın yöresinde devam etmektedir.

HANİ EŞEĞİN ÜSTÜNDE BEN

Bir gün Eşecik Garı değirmene gider. Değirmene gitmeden geri dönmüştür. Yüzü gözü bereli, kan içinde, korkmuştur. Dili tutulmuştur. Konuşamaz, çocukları gelir, kocası gelir, bir türlü ağzından laf alamazlar. En sonunda komşusu Bahar Garı gelir:
“Ona eşecik Garı bu ne hal?” der. Yüzünü, gözünü oynatmaya çalışır. Biraz gülümser.
“Bizim gız dereden geçiyordum, Kurbağı hop dediydi, hani eşeğin üstünde ben,” der.
Kısa kestirmeden olay anlatılmıştır. Değirmene giderken, dereden geçerken eşek hoplayan kurbağadan ürkmüş Eşecik Garı eşekten düşmüştür. Hepsi o kadar.

Devam edecek…

Yazarın Diğer Yazıları