DOLAR
34,9466
EURO
36,7211
ALTIN
2.977,22
BIST
10.125,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Çok Bulutlu
14°C
Mersin
14°C
Çok Bulutlu
Pazar Hafif Yağmurlu
11°C
Pazartesi Açık
16°C
Salı Açık
16°C
Çarşamba Açık
18°C

ARAMIZDAN AYRILIŞININ 38. YILINDA FELTEŞ DEDE

A+
A-

Silifke Kırtıl (Bahçe Obası) köyünde 1897 yılında doğar. Okul yaşı geldiğinde okula gönderilir. Orada bir yandan eski yazıyı sökerken, saza heveslenir. Eline sazı tutuştururlar. Çalmaya başlar. Hocası elinde sazı görünce kızar, onu döver. O da hocaya kızar ve okulu terk eder. Alır eline çöğürü çalar, söyler.

“BEN ÇALMAZSAM SÖYLEYEMEM, SÖYLEMEZSEM ÇALAMAM” der. Hak’a yürüyünceye kadar çalıp söylemeye devam eder. Kah eşi Cennet Garı ile birlikte ağıtlar söyler, kah oğlu Mehmet Duman veya kardeşi Halit kemanla ona eşlik ederler. Samahlarda iki sesli müzik oluşur. Bugün hala Toroslarda  bağlamanın yanında keman (kemene) vardır.

Kurtuluş Savaşı’nda Yunan’ı denize döker. “Ben ülkem için savaştım” der, Gazilik Ünvanı’nı kabul etmez. Köyüne dönünce Cennet Garı ile evlendirirler. Bir arkadaş olurlar; bir yaşam boyu birbirlerini gözden ırak tutmazlar. Biri çalar, ikisi söyler, çığırır koşan alayı. İki oğlu, üç kızı olur.

Tahtacı Türkmenlerinden olduklarından Silifke’nin Hacı Paşalar ile ilişkileri vardır. (Taşeli yöresinin tüm orman işletme hakkı bu aileye aittir.) Hacı Paşaların oğlu Sadık Taşucu ile dost olur. Saz, söz adamıdır. Felteş’i çok sever. 1940’lı yıllarda Muzaffer Sarısözen, Türkiye’yi adım adım gezerken: Sadık Taşucu’nun önerisi ile Gökbelen Yaylasında; Felteş ile tanışır. Ondan on dört ezgi derler. TRT arşivinde,  Keklik Olsam, Pınarbaşı   Mengisi bulunmakta olup, 12 samah ise gizli kaydı konularak değerlendirmeye alınmaz. 2008 yılı içinde bu derlemelere ait taş plaklar bulunmuş olup; Nevzat Üçyıldız arşivinde bulunmaktadır.

Muzaffer Sarısözen ile söyleşileri sırasında ona bir soru sorar.

“ Felteş hangi köylüsün? “ der.

“ Kırtıl köyünden. “ der (O tarihe kadar köyün adı kayıtlarda Korucuk diye geçer. Diğer Tahtacı obaları da Bahçe Obası derler. Felteş Dede, Kırtıl Dede Türbesinin eteğinde olan köy olarak öyle tanımlamıştır. O günden sonra gelen derlemeciler, konuklar, yazarlar köyün adını Kırtıl olarak belirtirler. 1990 yıllarda mahalleden köy tüzel kişiliğine geçerken de KIRTIL KÖYÜ olur. Kırtıl Samahı, Kırtıl Davulu gibi adlar ile köyün adı tüm ülkeye, dünyaya tanınır.)

“ Felteş, siz Muhammedi mi, Ali’yi mi seversiniz? “ der.

“ Onlar bizim çocuklarımız, onları şöyle kenara koyalım, biz Atatürk’ü severiz.“

“ neden ? “

“O gelinceye kadar ne zaman öldürüleceğimizi bilemiyorduk. Hep dağlara dağlara kaçtık. Ama o gelince, öldürülmeyeceğimizi biliyoruz. “

Sarısözen’lerin öğrencisi Özcan Seyhan kendini halk bilimine adamış; tüm Toroslar’ı dolaşmış, 1958 yılından sonra Felteş’i Kırtıl’da defalarca ziyaret etmiş, Kah Kırtıl’da, kah Silifke’de evinde derleme çalışmaları devam etmiştir. Felteş konuşur, konuşur. Çalar, söyler. Gelenekler, mengiler, samahlar, nefesler, demeler oluşur. Bir kısmı dergi ve gazetelerde yayınlanır. Ancak ciltler dolusu derleme yayınlanmayı beklemektedir.

Öğretmenler Derneği, Turizm ve Tanıtma Derneği, Müzik ve Folklor Derneği öncülüğünde: Silifke Folklor Şenlikleri düzenlenir. Yıllarca süren bu şenliklere davet edildiğinde tarladaki işini bırakır, hiçbir karşılık beklemeden elinde çöğürü ile koşar.

Hacı Keyalar, Tüter Kerimler ile birlikte Felteş bir üçlü Türkmen Kocası örneği verirler. En fazla Türkmen şenliklerini sever. Orada geçirdiği süreleri hep güzel duygularla anar.

Türkiye’de Alevi kimliğinin saklandığı bir dönemde; Hızır Üçyıldız ile birlikte Kırtıl Köyü’nde mengi ve samah ekibi kurarlar. 1959, 1966 yıllarında Yapı ve Kredi Bankasının öncülüğünde düzenlenen Halk Oyunları yarışmasına katılırlar. (İstanbul Açık Hava Tiyatrosunda). 1969 yılında son olarak Adana’da düzenlenir. Silifke Müzik ve Folklor Festivali başlar, yeterli ilgiyi görmez. Türkmen Şenliklerini sever, karşılık beklemeden eşi ile birlikte katılır. 1978 yılından sonra ekibi ile birlikte Hacı Bektaş Şenliklerine, İstanbul  Yakacık Kültür Şenliklerine katılır. Yugoslavya’da Ohri’deki şenliklere davet edilir, O şenliğe katılmayı çok ister. Ancak o dönem içinde Dış işleri’ Bakanlığından süresi içinde  izin alınamaz. Buna çok üzülür

Felteş’in asıl adı Ahmet Duman’dır. Göbek adı ise Bektaş. Komşunun çocuğu ona Bektaş diyemez, Felteş der. İşte o tarihten sonra Felteş diye anılır. Felteş adı halk bilimi araştırmalarında kaynak bir isimdir. Almanya, İngiltere, Japonya, Hollanda, Fransa ve Amerika  gibi ülkelerden araştırmacılar ve TV. Programcıları gelmiş programlar yapmış ve makaleler yayınlamışlardır.

Prof. Dr. Mehmet Eröz, Kırrtıl Köyüne geldiğinde, bir genç Hakka yürümüştür. Başında sabaha kadar saz eşliğinde ağıtlar, nefesler söylenir. Hemen bir bağ kurar. Bu gelenek Orta Asya’dan günümüze gelen kopuz ile ağıt yakma olarak günümüze taşınmıştır. Onu saptar, hazırladığı Tahtacılar Kitabında bunu vurgular.

Yaşamı boyunca, hep gençliği ve genç olmayı sevdi. Genç olmayı, genç kalmayı başardı. Gittiği yerlerde yaşını sorduklarında: 1960 yılında, iki yirmiyi atarsan 22 yaşındayım. 1980 yılında ise üç yirmiyi atarsan, 22 yaşındayım. Yanıtını vermiştir.

1959 yılından, 1981 yılına kadar bütün çağrıları karşılık beklemeksizin kabul etmiş, sırtına hırkasını geçirmiş, kırmızı fesini başına giymiş ve çöğürünü elinde koşmuş oradan oraya. Mengileri, samahları, ağıtlarını çalmış, çığırmıştır.

Mengiler: Keklik Olsam Yuva Yapsam, Pınarbaşı Ben Olayım, Türkmen Mengisi, Horasan Mengi Pınara Vurdum Kazmayı, Kalenin Dibinde Koyun Güderken, Kemenem Var, Evlerinin önü.

Samahlar : Muhammet Ali Samahı, Turnalar Samahı, Aliyar Samahı, Kırklar Samahı (Dovaz İmam), Öngürü Dağı Samahı .

Ağıtlar: Geyik Ağıdı, Heveslik Eyledim, Gitti Dağlar Benim Kuzum Gelmedi, Ölüm var Neyleyim Dünya Malını, Askere Ağıt, Gelin Ağıdı, Kozan Dağı.

Nefes ve Demeler : Höykürme, Sorgu Eyledik vs.

MEVLANA / HÖYKÜRME

Seydim, Seydim Seyd Ahmet

Ulu Şahım Muhammet

Muhammedin yolları

Has bahçenin gülleri.

Has bahçede bir kuyu

İçinde zem zem suyu

Eğildim bir su içtim

Kanatlandım göğe uçtum.

Uçmak kapısında bir üzüm

Hürüler düzüm, düzüm.

Hürülerin hocası

Bu gün Cuma gecesi.

Getirdiler deveyi

Bindirdiler Ali’yi

Ali kitap getirdi

Cümlemize yetirdi.

Zeybek: Körmenli Zeybeği.

Çalıp, çığırmanın ötesinde bir deryadır. Alevi-Tahtacı inançlarını bir ocak dedesi kadar bilmekte, Pir Sultan, Şahatay, Kul Himmet’in deyişlerini, nefeslerini, demeleri belleğinde tutar, sırası geldiğinde söyler. Zaman  zaman da  belleğini tazelemek için cönkü’ne bakar. Hevesli gençlere cönk’ten nefesler yazdırırdı.

Anılan cönk, Celal Necati Üçyıldız ve Araştırmacı  Yazar Hilmi Dulkadir tarafından yayına hazırlanmıştır.

1 Mayıs 1969 yılında Kırtıl köyünde TRT ekibi Yapımcı Adem Yavuz yönetiminde Silifke Belgesini hazırladılar. Felteş Dede çaldı, söyledi; gençler, yaşlılar ayrı, ayrı oyunlar oynadılar. İki gelinle tahta biçti. Coştu, kendi de oynadı.

TRT Çukurova Radyosu Program Müdürü Kemal Öğretmen, Felteş Dede ile  program yapmak üzere Kırtıl’a gitti. Onunla bir dizi proğram yaptı. “ HALK MÜZİĞİNİ YAŞATANLAR” programının sinyal müziği; “ TÜRKMEN MENGİSİ” ile yankılanıyordu. Her programda:

“ Dere dere gidelim.

Kara koyun güdelim,

İkimizi görmüşler,

Haydi inkar edelim.”

O coşkulu söyleşiye eşi Cennet Duman, oğlu Mehmet Duman kemanı ile katılıyordu.

Halen TRT Çukurova Radyosu arşivinde,1975 yılında kayda alınan;  Pınara Vurdum Kazmayı,  Evlerinin Önü Zeytin Sekisi, Aşağıdan Gelen Telli Turnalar, Yemen Ellerinden bir Dev Yürüdü, Kırklar Samahı, Geyik Ağıdı, Heveslik Eyledim Yavru Getirdim (Ağıt), Kozan Dağı Ağıdı, Körmenli Zeybeği gibi ezgileri bulunmaktadır.

Türkiye’de Halk Bilimi’ne  katkı sunan: Muzaffer  Sarısözen, Ahmet Kutsim Tecer, Halil Bedi Yönetken, Rauf Arseven, Behçet Kemal Çağlar, Ümit Kaftancıoğlu, İrfan Ünver Nasrattınoğlu ve yazar ve şairlerden Fakir Baykurt, Osman Atilla, Osman Şahin Felteş Dede ile söyleşi yapmış, derleme yapmışlardır.

TRT program yapımcılarından; Tanju Bayramoğlu, Adem Yavuz, Çetin Öner, Ali Bozkurt TRT arşivlerine, önemli derlemeleri kazandırmışlar.

Kültür Bakanlığı Milli Folklor Dairesi (Sonraki adı Halk Kültürünü Araştırmaları Genel Müdürlüğü)  araştırma grupları zaman zaman gelmiş, derleme yapmışlardır.(Nail Tan, Yaşar Doruk, Hayrettin İVGİN)

Üniversitelerden özellikle; İstanbul Üniversitesinden Prof. Mehmet Eröz, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fak.Prof. Metin And, Prof. Nurhan Karadağ , Prof.Dr. Berat Alptekin, gerek kendileri ve gerekse öğrencileri aracılığıyla Felteş’den derlemeler yapmışlar, tez çalışmalarını yerine getirmişlerdir.

Felteş Dede 15 Eylül 1981 yılında Erdemli de kızının yanında  Hakka yürür. Sazı, her zaman giydiği cepkeni yok. Olsa onu Kırtıl Köyü müzesinde onurla sergilerdik. Onun çalıp, çığırdığı ağıtlar, nefesler, mengiler, samahlar hala çalınıyor, çığrılıyor. O her zaman bizim ile, öğrettiği mengi ve samahları öğretmeye devam ediyoruz.

Kaynak :

  1. Kemal Öğretmen in 1975 yılında TRT Çukurova Radyosunda derleme kayıtları.
  2. Dr. Halil Atılgan‘ın derlem çalışmaları.
  3. Hilmi Dulkadir’in İçel Kültüründe yer alan söyleşisi.
  4. Sadık Taşucu‘ndan 1970 yıllarda dinlediklerim.
Yazarın Diğer Yazıları