Aşk pek çok yazar ve düşünür tarafından tarif edilmiş olsa da gerçekte asla tam olarak tanımlanamayan, duyguların en güzeli ancak en çok acı verenidir. Ünlü şair Cemal Süreya aşkı: “Annesinden dayak yediği halde, “anne” diye ağlayan çocuktur” diye tanımlar. Aşık Veysel’e sormuşlar: “Sizce aşk nedir?” diye. O da: ”Seversin, kavuşamazsın, aşk olur” diye cevaplamış.
Sevilmek umuduyla sevmek, beşeriyet; sevmeyi görev bilerek sevmek melekiyettir. Aslında aşk koşulsuz sevmek ve onun yolunda can vermektir. Ünlü aşıklar aşklarını hep uzaktan yaşamışlardır.
Aşk dünyadan kayıp giderse, ebediyen kıyamet olur, sevgisizlik gelir, dünya cehenneme döner. Aşksız gönül elbet misal-i taşa benzer. Aşkın gizemi, canına istenilen sevgi değil, sevgili için istenen candır.
Yaradılışın esası aşktır. Gerek ilahi gerek beşerî olsun, basitleştirilmiş, çirkinleştirilmiş bir duygu olmaktan çok ötedir. Aşk, bin bir başlı ırmaktır, her birinin yolculuğu ayrı, ama hepsinin ulaşmak istediği deniz birdir.
Şair Nurullah Genç aşkı: ” Cefa ülkesinde umudun rüyasıdır” diye tanımlarken, Hz. Mevlâna: “Gerçek aşkta ne fena vardır ne cefa” diyerek aşktan şikayetçi olunmaması gerektiğine dikkat çeker. Zira aşk, ibadetin özü, ruhun cilasıdır. Bu bir sevgi şulesidir. Kalpte yanar, gönülde parlar. Aşk insanı Allah’a götüren bir yüce duygudur. Samimiyetin ölçüsüdür.
Sevilmek için önce sevmek gerekir.
Aşk ile sevgi ayrı ayrı şeylerdir. Sevgi geçici olabilir. Aşk ise süreklidir. Bir cezbe halidir. Aşk ile hemdert olan artık derman istemez. Aşktan gelen cefa onun için bayramdır.
Aşk ateşinde yanmadan sevgili ile buluşmak imkansızdır. Aşık ile maşuk arasındaki delice sevginin verasında bir yok oluş, bir bütünleşme söz konusudur. Seven sevgilide fena bulmuştur. Bu da aşkın en üst makamıdır.
Her kim aşk ehli olmuş ise, o gönülde canı bulmuş, manevi zevke ulaşmış, ruhani miraç kılmıştır. Allah aşkı sevdiği kullara verir.
Bütün aşklar derin bir duygunun ifadesi olup, sonunda insanı Hakk’a götürür.
Allah’ı sevmenin yolu da Resul’ü sevmekten geçer.
Aşk yolu çile ve ıstırap yoludur. Riskleri göze almayan bu yolda yürüyemez.
Karşılıksız ve platonik aşk gibi uzaktan sevme kavramındaki aşk, çoğu insanın ömründe mutlaka yaşadığı, aşkın en zor halidir.
Bu tip aşkta, hislerinizde samimi iseniz, karşılık beklemeksizin o insana karşı bir sevgi besliyorsanız ve bu sevgi günlük hayatınızın işleyişinde bir problem oluşturmuyorsa, sevmenin ve verici olmanın tadını çıkarmanızı tavsiye ediyor uzmanlar.
Verici olmak, karşılıksız sevmek ve insanları mutlu edebilmek bizden bir şey götürmediği sürece, sağlıklı bir davranış biçimidir. Uzun vadede kişisel mutluluğumuza ve gelişimimize katkıda bulunur.
Hz. Mevlana’nın şu veciz sözü tüm bu merhalelerin varması gereken yeri imlemektedir: “Asıl yar Yaradan’dır, gerisi yaralayandır”.
Aşağıdaki şiirimde, karşılıksız bir sevginin verdiği mutluluk ve acı hisleri yeterince hissedilmektedir:
KARŞILIKSIZ SEVGİ
Aşk her derde deva
Hastalıklara şifa
Hem bedene hem ruha ilaç imiş
Ah minel aşk! Nelere de kadir imiş
Geriye sadece meşk kaldı bizde
Bir de cefa
Aşk olmadan meşk olmazmış
Ortada aşk var doğru
Ama sorun şu
İkimiz de ona aşığız
Ben ona, o da kendine.
BİLLURİ
Meryem UYSAL
KAYNAKLAR: https://www.google.com/search?q=nurullahozkilic.com+aşk&oq=nurullahozkilic.com+aşk&aqs=chrome..69i57j69i60.2
hhhttps://www.google.com/search?ei=2x8rXdGLHf2BhbIPsOWcwAQ&q=iskender+pala+kitab%C4%B1+a%C5%9Fk&oq=iskender+pala&gs_l=psy-ab.1.5.0l2j0i67l2j0j0i67j0l4.110884.138647..145905…0.0..0.556.8189.0j19j9j4j2j1……0….1..gws-wiz…..0..0i13i30j0i13j0i131j0i131i67.dgIjInSB08gttps://kitap.yazarokur.com/aska-dairttp://www.iskenderpala.net/yeni/kitaplik-detay.asp?id=79