BODRUM Alevi Bektaşi Kültür Derneği’nde her yıl olduğu gibi bu yılda 24 Aralık 2019 Salı günü saat 19.30 da Cem evinde Maraş katliamı anıldı.
Saygı Duruşu’nun ardından Naciye Bayır Maraş Katliamı ile ilgili konuşmasını yaptı.
“Cennete gideceğim” zannıyla elindeki baltayla
kundaktaki bebeğin parçalandığı, nice vahşetin sergilendiği yerdir Maraş.
19-26 Aralık 1978 yılında gerici faşist
güçlerce yapılan, cumhuriyet tarihinin en büyük, en acımasız ve en vahşi
katliamlarından biridir Maraş.
Alevi ve solcu kesimlerin yoğun olarak yaşadığı
mahallelerde, Alevilerin yaşadığı evler tek tek çarpı işareti ile işaretlenerek
insanların Hitler faşizmini aratmayacak şekilde vahşice katledildiği yerdir
Maraş.
Kadınlara tecavüz edildiği, bebeklerin
boğazlandığı, çocukların gözlerinin şişlendiği, baltalarla, şişlerle insan
kıyımlarının yapıldığı yerdir Maraş.
Döndü Ünver’in yedi buçuk aylık, Esma Suna’nın dokuz aylık
bebeğiyle birlikte katledildiği yerdir Maraş.
Ali Tıraş’ı parça, parça
edip kazana akıttıkları kanında kaynattıkları yerdir Maraş.
Canların katledildiği, tecavüzün, nefes almanın yok edildiği
yerdir Maraş.
Her şeyi
hesaplanan, bir planla yürürlüğe konan faşist bir eylemdir Maraş Katliamı.
Katliamları yapanların değil, katliamları
gündeme getirenlerin suçlu görüldüğü yerdir Maraş Katliamı.
İşkenceyle, cezaeviyle, zorunlu göçle katliamın
ve katliamcıların unutturulmaya çalışıldı yerdir Maraş Katliamı.
Katliamları sadece kaba
vahşetle anlatmak eksik olur. İnsanlığa ve insana ait olan bütün değerlerin
katledilmesinin adıdır katliam.
Tarihimize
açılmış en büyük yaradır Maraş.
Kanayan
yara…
Yaranın
adı da Ağıtsız Maraş.
Maraş Katliamının üzerinden tam 41 yıl geçti ama
yara kanıyor. 19 Aralık ile 26 Aralık 1978 arasında yaşanan katliamda, sadece
bir hafta içerisinde resmi verilere göre 111 kişi, resmi olmayan beyanlara göre
ise 500’ün üzerine insan yaşamını yitirdi, yüzlerce insan yaralandı, 210 ev, 70
iş yeri tahrip edildi. Katliamın hedefinde ise Aleviler ve devrimciler vardı.
Türkiye tarihinin en karanlık katliamlarından biridir Maraş Katliamı.
Maraş katliamıyla birlikte Maraş’ta yaşayan Aleviler Maraş’ı hızla
terk ettiler. Katliamdan sonra köylerine dönen Aleviler, Maraş’ta güven içinde
yaşamanın imkânsızlığına karar vererek Maraş’tan ayrılarak yurtdışına çıkmak
zorunda kaldılar.
Katliamdan dolayı Maraş’ı terk edenlerin mal varlıklarına büyük
ölçüde el konmuş, arsaları evleri gasp edilmiştir. Yükselmeye başlayan Alevi
sermayesi yok edilmiş, el konulmuştur.
Maraş Katliamı elbette öncelikle doğrudan o kentte yaşayan
Alevileri hedefledi ve etkiledi. Maraş Katliamı,Maraş’ da yaşayan bütün
Alevilerin -tıpkı yıllar sonraki Sivas gibi- miladı oldu. Örneğin,
büyüklerimizin ‘kahraman’ değil ‘kanlı’ Maraş tabiri, hâlâ hatırımızdadır.
Katliamın ardı ise maalesef alışılagelmiş süreç…
Eksik ve yetersiz incelemeler, eksik bırakılmış ve saklanan
dosyalar, adil olmayan yargılamalar, mahkeme basmalar, öldürülen avukatlar,
bulunamayan, serbest bırakılan suçlular, azmettiriciler, sonrasında önemli
mevkilere getirilenler…
Tıpkı Ortaca, Çorum, Sivas, Gazi, Gezi, Roboski, Reyhanlı, Ankara,
Suruç ve daha niceleri gibi…
Maraş adaletini vicdanlarımızda aramaya devam ediyor. İnsanlık
suçu zaman aşımına uğrayamaz. Maraş davası adaletin sağlanması için yeniden
görülmelidir.
Tarihleri boyunca devletlerin Alevilerle hep hesabı olmuştur.
Aleviler toplumsal özellikleri itibarıyla ceberut devlete karşı tutum alan
mazlum toplumsal yapılarla birlikte olmuşlardır. Bu nedenle hep Alevileri
kontrol etmek, denetim altına almak bu anlayışın en temel görevi arasında
olmuştur.
Maraş katliamını ve sonrasında yaşanan
katliamları unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı belirtmek istiyoruz. Maraş
katliamının 41. yılında yaşamını yitiren canlarımızı saygıyla anıyor; katilleri
koruyucularını ve onları yönlendiren insanlık dışı gerici faşist ideolojilerini
ve dünya üzerinde yaşanan tüm katliamları ve soykırımları kınıyor ve
lanetliyoruz.
Ezilen tüm toplumsal yapılar gibi Alevilerinde, yapılan bunca
katliamdan sonra, bir kez daha böylesi katliamlara izin ve fırsat vermemesi gerekir.
Toplumun, bu katliamlarla yüzleşmesi ve toplumsal tüm dinamiklerin
insan hak ve özgürlükleri konusunda tam bir dayanışma ve örgütlenme içerisinde
olması şarttır.
İnsanlığımızı öldürmeyelim, insanlık ölmesin “…
41 yıl önce ABD 12 eylül gibi darbenin zemini oluşturmak için
eylemi Maraş ta kor. Senaryo gereği alevi – Sünni çatışması zemininde 3-4 gün
devam eden olaylar ile katliam yapılır. Öyle ki, dönemin iç işleri bakanı
seyirci kalmanın ezikliği içinde istifa eder. Tarihe kara bir leke olarak kalır.
Her yıl Türkiye de ve Avrupa da anma günleri düzenlenir. Katliam lanetle
anılır.
1978 sonrası Maraş halkı ve sermayesi orayı terk eder,Mersin,
Adana ve Avrupa ülkelerine giderler. Ama oralarda katliamları unutamazlar,
unutturmazlar. Başta alevi örgütleri ve sol, sosyalist örgütler her yıl buna
sahip çıkar. Maraş ta bir iki yıl öncesine kadar , anma etkinliği
yasaklanırken, alevi örgütlerinin mücadelesi sonunda orada da anma etkinlikleri
yapılmaya başlandı.
Slayt olarak gösterilen belgesellere bakıldığında; vahşeti ,
katliamı bir kezz daha lanetlemeden geçemiyoruz. Ama lanetlemek yetmiyor.
Karanlık güçler hala ayakta. Savaş
sınırları aşmış, ırak, Suriye , Libya. Afganistan, Pakistan , Maraş ın
katliamının bir versiyonu. Orada aynı filmleri görüyoruz.
Ne yapmak lazım. İşte bu
etkinlikte, Hıdır Çam, Hasan Harmancı,
Celal Necati Üçyıldız, Dursun Ali Turan, Maraş olayları içinden sağ kurtulan
Musa, bu konuda görüşlerini belirtiler. Ortak payda: “ÖRGÜTLENME, KENETLENME, BİRLİK OLMA, DİRİ OLMA“