DOLAR
38,4368
EURO
43,7546
ALTIN
4.072,25
BIST
9.432,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Çok Bulutlu
23°C
Mersin
23°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Çok Bulutlu
23°C
Çarşamba Yağmurlu
20°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
21°C

KEMANCI ZEYNEL YEŞBEK TRT TÜRKÜ’DE ANILDI

A+
A-

“MERT ŞAHİN- TRT ÇUKUROVA’DAN SESLER

1950-1983 yılları arasında yaşamış, Kemancı Zeynel olarak tanınmış ve kısa ömrüne kendine özgü tarzını yansıttığı bir uzunçalar plak sığdırmış olan Silifkeli Zeynel Yeşbek, araştırmacı Celal Necati Üçyıldız’ın anlatımıyla saat 10:30’da Türkiye radyolarında ilk kez TRT Türkü’de Çukurova’dan Sesler’de…”

ONU TRT TÜRKÜ’DE, 14 ŞUBAT 2019, Perşembe günü  10.30 – 11.00 arasında 30 dakikalık program içinde andık. İşte bu bilgileri içeren yazımızı okuyucularımız ile paylaşıyoruz.

1950 Silifke doğumlu.  13- 14 yaşlarında gırnatacı Kara Çocuk ( ALİ DEMİR ) yanında keman çalmayı öğreniyor. Çocukluk arkadaşı Alâeddin Dehmen ile mahalle aralarında, birlikte öğrendiklerini paylaşıyorlar. Müzik ve Folklor derneğinde sanat müziği, halk müziği çalışmalarına katılıyor. Orada usul çalışması yapıyor. 1972 yılında askerden gelince Gırnatacı, Karaçocuk, Davulcu Celal ile bir ekip oluyor. Birlikte uzun süre çalışıyorlar. Müzik ve Folklor Derneğinde Romanya, Almanya, Belçika  gibi ülkelere gidiyor. Ama Kemancı Zeynel olarak sahneye çıkamaya başlıyor.

“ Aman Allahıma  Gurban Olam”  Türküsü  onun kemanında sesine anlam buluyor.

Onun en büyük aşığı Yörük Ali, onun türkülerini hala söylüyor, o türküyü dinleyince, o günlere gidip duygulanıp ağlıyor.

Yumuşak , gevrek bir sesi var. Efendi duruşu ile tüm toplum onu seviyor. Hala onun ismi duyulunca, “ ah yaşasaydı “ diyorlar.

Keman çalarken, uzun yay çekişi ile özellikle giriş ( sanat müziğinde yer alan taksim ) çekiyor.

Kemancı Zeynel in en büyük tutkusu uçurtma yapma. Mart ayı gelince;  işi gücü bırakır. Günlerce o uçurtmaya emek çekerdi. 21 Mart geldiğinde, Nevruz bayramında  yüzlerce metre uzunluğunda ip alır. Say Mahallesi tepesinde uçurtmayı uçurunca, meltem rüzgarları ile Silifke Mara yolunda Akyokuş üstüne kadar salar, uçururdu. Bütün çocuklar, onu  peşinde onun uçurtma uçurmasını izlerdi. O yandaki çocuklara uçurtmalar yapar, onun yanında onların uçurtması da uçardı. Ama Silifke nin en uzun uçurtması Kemancı Zeynel ‘indi.

İşte sanat işlevindeki hayal dünyası, o uçurtmanın göklere süzülmesi,  rüzgar estikçe göklerde kuyruklarının çıkardığı sesleri duyar gibi olurdu.

Mersin yöresinde kemanı ile sahneye çıktığı kadar, zaman , zaman İstanbul a gitti. Oralarda da sahnelere çıktı. Hem sanat müziği, hem de yöresel uzun havaları, oturak havası dediğimiz ağır oyun havalarını çalıp söyledi.

Müzik ve Folklor Derneği Başkanı Cavit Erden onu alır ekibi Karaçocuk, davulcu Celal Köroğlu ile birlikte İstanbul’a giderler. Sayan Plak ile anlaşma yapılmıştır. Stüdyo günleri neşeli geçer. Sona gelindiğinde, Kemancı Zeynel bir türkü mırıldanır. Cavit erden :

“ onu bir daha söyle “ der. Bir daha , bir daha söyler. Kıvamına gelmiştir. İşte o çok sevdiği türküyü de koyarlar, “ AMAN ALLAHIMA GURBAN OLDUĞUM “ uzun havası plakta yerini alır.

Plak her yer de satılmaktadır. Ondan sonra düğünlere daha fazla gitmeye başlarlar. Mersin Belediye Başkanı Okan Merzeci , Bakan Kazım Rüştü Yücelen Kızlarının, oğlanlarının  düğünlerine çağırırlar. Kazım Rüştü Yücelen bunları Anamur’ da karşılar. Bunlar siyah yakım elbiseleri giymişleri kravatları yerinde. “ Ona be , TRT Ankara radyosu sanatçıları geldi sandım “ diye espri  yapar.

Onları bir yaz günü İstanbul a ağrırlar. Ankara  gemisi ile Akdeniz turu vardır. İstanbul, İzmir, Malta, Tunus, Barselona,  Cezayir, Fas, gibi ülkeleri gezerler. Her akşam konserler verirler. Gemi de çok değişik ülkelerden gezgin vardır. Hepsi bunları dikkatle dinlerler.

Romanya, Polonya’ya giderler. Polonya’da müzik yarışmasına katılırlar. Rusya’dan gelen ekip bir büyük orkestra, bunlarda üç kişilik bir oda orkestrasıdır. Rusya birinci, Bunlar ikinci olurlar. Ama yöre giysileri ile giyside birinci olurlar.

Onları dinleyenler hep şaşırmaktadırlar. Klarnet, keman ve davul, müzik tanımlamasında üçünü bir araya getirmek zordur. Cavit Erden‘e hep sormuşlar:

“ Nasıl bir arada uyum sağlıyorlar? “

“ Onlar aralarında ince ayar yaparlar “  davul koltuk davulu denilen davuldur. Tınısı iki saza uygundur.

Bir hafta sonu yine bir ilkbahar gününde, eğlenmeye gitmiş, hafif çakır keyifli zamanında, yolda arkadaşları ile yürürken, o gün otobüsünü hazırlayıp geziye çıkan arkadaşı Otobüsçü Savaş, onu görür, üstüne sürer, onu kaçacak sanır. Ama kaçamaz, onu 1983 yılında acı ölüm, arkadaşının otobüsünün tekerleri arasında yakalar.

Silifke yöresi buna çok üzülür.  Oğlu Akın , kızı Alev   Ve hamile eşi Elçin’den bir oğlu daha olur. Onun adını da Aşkın koyarlar. Şimdi oğlu Akın babasının yolundan keman çalmakta, türkü, şarkı söylemekte, Aşkın ise Klavye çalmaktadır. Halen eşi ve çocukları İstanbul da yaşamlarına devam ediyorlar.

İstanbul da sahneye çıktığı günlerde TRT İstanbul radyosunda ses kayırları alınır. Daha sonra Uzun çalarını yapar. İşte elimizde bulunan ses kayıtları , bu uzun çalardan alınmıştır. ( Klarnet : Kara çocuk , davul Celal Köroğlu )

Onun müzik yaşamında Kara çocuk ve Müzik ve Folklor Derneği Başkanı Cavit Erden in çok büyük katkıları vardır.

Eşi Elçin Yeşbek şimdilerde İstanbul da çocuklarını  yanında, kah Silifke de evlerinde kalıyor. Ev eskimiş, onu tamir ettiriyor. O günlere gitti, geldi.

“ O 18 ben 16 yaşımdayım, komşu çocuğu, gelip, giderken sevdalanı verdik.  Ben ambara fıstık ayıklamaya gidiyorum. Mektuplar gelip, gitti. Bir gün “ kaçalım “ dedi.  Kaçıp da evden çıktım, yolu geçince onların evi, geldim otura düştüm. Araya girdiler, tekrar babamın evine geldim. Gonu, komşu bir araya geldiler. Babamı razı ettiler. 100 liraya bir akrabam gelinlik aldı, birisi elbise, derken çalgımız, çengimiz kendimizden düğünümüz yapıldı.

İstanbul, başka yere gidince onu çok özlerdim. Üç çocuğumuz oldu. Hep mutlu olduk. Hiçbir zaman bana kötü sözü olmadı. Ama erken gitti. Bizi kodu gitti.  İstanbul dan çocuklarına kırımızı bir pilli araba almış. Onu hep sakladık. Onu gördükçe hep onu andık. Birkaç yıl öncesine kadar duruyordu. Biz İstanbul da iken biri götürmüş gitmiş, sanki bir yerimiz kopmuş gibi oldu.

Kale de çalıp söylerdi, biz evimizde onu dinlerdik. Sesini uzaklardan da olsa tanırdım. “

GIRNATACAI ALİ DEMİR ( KARAÇOCUK ) 0101.1937 Tarihinde Mut‘un Sarıkavak köyünde doğmuş. 5 yaşında öksüz kalmış. 7 yaşında darbuka çalarak müzik ile tanış olmuş.  12 yaşında klarnet çalmaya başlamış. (Gırnatacı Halil DEMİR in amca çocukları )   iki oğlu olmuş, Kemancı Durmuş Demir ( 1960- 2012 ) diğer kardeşi Haydar Demir aşçı olmuş.  Nevin, Belgin, Belma, Perim, Ersin adında beş kızı olmuş. 6.11.2011 tarihinde bir kurban bayramı sabahında yere yığılı vermiş .

Baba ocağında  kızı Perim Kırdar oturuyor.

“ Babamız bütün çocuklarını çok severdi. Ama beni sevdiğini çok sonraları öğrendim. Eşim Hataylı, kirada oturuyorduk. Evde ablam oturuyordu. Onu çıkardı, beni eve yerleştirdi. Bir hafta sonra da Hak ka yürüdü. İşte onun ile  en güzel anım .”

Silifke Folkloruna, müziğine büyük katkıları olmuş. Klarnet , keman çalmış, çocuklara keman çalmayı öğretmiş. Askerde öğrendiği nota bilgilerini daha sonra Müzik ve Folklor Derneğinde çalışmalarında geliştirmiş.  Hüseyin, Say, İsmail Çakkan ve Halil Demir den sonra önde gelen sanatçılardan. Müzik ve Folklor derneği Başkanı Cavit Erden onun ile özel ilgilenmiş. Türkülerin notaya alınması sırasında birlikte çalışmalar yapmışlar.  Onun gittiği şenliklerde , düğünlerde klarnet ile yaptığı geçkiler (taksim) çok değerli, her yerde parmakla gösterilir. ( Akdeniz de Ankara Gemi turuna onun için özel seçilmiş.)  Fransa, Almanya, İtalya, Fas, Tunus gibi ülkelere halk oyunları grupları ile katılmışlar. İstanbul da otellerde , gazinolarda uzun sürelerde çalıp, söylemişler.

DAVULCU CELAL KÖROĞLU , 1948 doğumlu, halen yaşıyor. Uzun yıllar Kemancı Zeynel ile birlikte çalıp, söylemiş, onun ölümü sonrasında Silifke belediye başkanı Metin Merdol  Kabal, onun ile birlikte Alâeddin  Dehmen,   Dur hasan  Çakkan ‘ı belediye ye işe alır. Halk oyuncularını işe alır, Silifke belediyesi Halk oyunlarını kurar. Orada yıllarca hem çalışırlar , hem de gösterilere giderler.

Daha sonra Belediye Başkanı Cahit Paker belediye bandosunu kurar. Askerlik döneminde bandocu olduğundan, onun kuruluşunda yer alır, trompet, vurmalı çalgılar derken bandı şefi olur.

Celal Köroğlu o günkü anılarını şöyle anlatır.

“ hafta başında Say mahallesinde evlerimizden çıkardık, şehrin içinden çalarak gider, Atatürk anıtı önünde bayrağımızı göndere çeker, sonra dairede işlerimize dönerdik. “

Onun ustaları da ağabeyi Cevat Köroğlu (kemancı ) Gırnatacı Deli Bayram , uzun süre onlar ile birlikte çalışır. Sonra Kemancı Zeynel ile birlikte çalıp söyler.

“ ama bizim pirlerimiz ,ustalarımız var. Onları hep saygı ile anarız. Davulcu Topak Mustafa, gırnatacı Yusuf,  kemancı  Harlem , derler ki Özcan Seyhan, Cavit Erden yöreden Türkleri derlemişler. Gelip bunlar ile çalışmışlar. İşte Silifke, Taşeli türküleri burada Say mahallesinde ocakta pişip, yenmeye başlamış. Bizlere hep onlar öğretti. Biz onların ekmeğini yiyoruz. “

Kaynak Kişiler :

  1. Alaattin Dehmen . 1951 doğumlu. emekli,  klarnet çalar. Say mahallesinde  yaşıyor.  Çocukluk arkadaşı.
  2. Hüseyin Aksoy , Emekli Öğretmen, Silifke Müzik ve Folklor Derneğinde yöneticilik yapmış.
  3. Elçin Yeşbek, 1952 doğumlu. Say mahallesi ve İstanbul da yaşıyor. Eşi.
  4. Celal Köroğlu , 1948 doğumlu. Emekli , halen Say mahallesinde yaşıyor. Ekip arkadaşı.
  5. Perim Kırdar , Gırnatacı Ali demir in kızı. Say mahallesinde yaşıyor.
  6. Haydar Demir , Gırnatacı Ali Demir in oğlu. Halen İstanbul da müzisyenlik yapıyor.

TRT TÜRKÜ DE ÇUKUROVADAN SESLER programında yayınlanacak türküler . ( YAPIM VE YÖNETİM MERT ŞAHİN ) :

  1.   Hafız mektepten gelir
  2. Ayrılık ateşi  ( aman Allah’ıma  gurban olduğum)
  3. Zeytin dağlarında
  4. Yaban elleri
Yazarın Diğer Yazıları