İçimiz dışımız Korona salgını haberleri ve bilgileriyle doldu. Korona virüs ülkelerin tek ve en önemli gündemi haline geldi. Her yerde bu salgın konuşuluyor. Korona adeta bizleri esir aldı…
Bizler, bir yandan Korona salgını ile birlikte yaşamaya, bu yeni duruma alışmaya çabalarken, diğer yandan; dilimiz, dinimiz, ırkımız, cinsiyetimiz ne olursa olsun hepimizin gözü bilim insanlarının üstünde. Kulağımız, onlardan gelecek müjdeli haberde. Bilim insanlarından duyacağımız bir ses üstümüzdeki koskoca dağları kaldıracak çünkü…
Korona salgınına karşı henüz bir çare bulunamadı. Şimdilik bu salgının yayılmasını engellemek için yapmamız gereken şey evlerimizde kalmak, kendimizi izole etmek ve zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmamak. Zorunlu olarak dışarı çıktığımızda ise sosyal, fiziksel mesafeye dikkat etmek. Çünkü virüsü taşıyan ve yayan yine bizleriz.
Salgın daha ne kadar sürecek, daha kaç can alacak belirsiz. Durumun ciddiyeti karşısında haklı olarak korkuyor, endişeleniyoruz. Sanırım hepimiz, kendimiz ve çevremiz için başımıza gelebilecek en kötü senaryoları bir bir gözden geçiriyoruz. Ölümle yüzleşiyoruz… Aklımızda en sevdiklerimiz ve onları en son kucaklayıp kokladığımız günler var belkide…
Beynimizin bir tarafında sürekli olarak gelecek kaygılarımız var. Kaygılarımızın kaynağı ise belirsizlik, tedirginlik, korkularımız ve öngörememezlik, aklımızdaki yanıtsız sorular… Yaşam biçimimizi zorunlu olarak değiştiriyoruz. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacağa benziyor. Önümüzde daha zor günler var gibi geliyor bana. O yüzden hazırlıklı olmak gerekir; kendimiz için, sevdiklerimiz için, çevremiz için, toplum için, insanlık için…
Şimdi, geldiğimiz noktada bireysel ve toplumsal ilişkilerimizi, öncelik sıralamalarımızı, egomuzu tekrar gözden geçirmek için bir fırsat var. Şimdi, gözümüzde büyüttüğümüz adaletten yoksun o koskoca sistemleri ve o çarkın işleyişini sorgulamak için vakit var. Şimdi, fikir bazında değişmek, değiştirmek ve farkındalık için şansımız var.
Zaman, insanı mı önceleyeceğiz yoksa parayı mı sorusunu irdelemek için çok uygun.
Ben insanı öncelemeyi, insani değerlerimizi yeniden kazanmayı, bu değerlerimize sahip çıkmayı, dayanışmanın ve yardımlaşmanın artmasını, tüketim çılgınlığının son bulmasını, kutuplaşmanın olmamasını, sosyal devletin tekrar önem kazanmasını, vahşi kapitalizmin son bulmasını diliyorum.
Bunu birlik, beraberlik ve yardımlaşma içerisinde başarabileceğimizi düşünüyorum.
Aklın ve bilimin galip geleceğine inanıyorum.
Ümitliyim…