DOLAR
38,4290
EURO
43,8320
ALTIN
4.106,34
BIST
9.351,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Hafif Yağmurlu
22°C
Mersin
22°C
Hafif Yağmurlu
Salı Hafif Yağmurlu
24°C
Çarşamba Yağmurlu
20°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
21°C

KÜLTÜR MİRASI

A+
A-

Bölgemizde bizlere zengin bir kültür mirası kalmıştır. Bu mirası yeterince korumuş muyuz? Hayır…. Korumayı bırak, onları yıkmışız, ahır yapmışız. Örnek mi ? Ayatekla’da bulunan açık yapılar yıkılmış. Bir kilometre aşağıda Ulugöz köyünde evler yapmışlar. Hatta özellikle ahırlar yapmışlar. Neden, kızmışız, kin duyup, nefret duyup Rumların kalıntıları demişiz. Sonra bakmışız ki; turizm açıcısından kıymetli, Avrupa’nın hac yeri olmuş. Ziyaret edenler çoğalınca elden geçirip, turizme kazandırmaya başlamış bulunmaktayız. Haydi tanıtalım. Ayatekla, Uzuncaburç, Silifke Kalesi, Kız Kalesi.

Bütün bunların dışında Birleşmiş Milletler Kararları, bu kararları kabul eden ülkemizde kalıntılar, bizlere emanet edilmiş. Her şeyden öteye 4-5 bin yıllık Anadolu Kültür Mozaiğinin bizlere bırakılan mirası. Hitit, Urartu, Bizans, Selçuklu, Osmanlı… ve günümüz Türkiyesi.

İnsanlar geçmişini anarak, geçmiş kültür verilerini gezerek, adeta yaşayarak mutluluk duyuyorlar. İnsanlar bir yerden bir yere zaman zaman gitmişler ise bugün onların geri gelerek buraları gezme görme duyguları, insanlığın varoluşundan bu yana devam etmektedir.

O zaman ne yapacağız? Bu yapılara önce kendimiz için sahip çıkacağız. Sonra da bizden önce burada yaşamış insanlara saygımızdan dolayı sahip çıkacağız.

Ama gelen insanların, buralarda kalabilecekleri tesislerin de yapılması gerekmektedir. Örneğin, bölgemizde en beş yıldızlı üç otel, bunların yanında diğer oteller, moteller ve pansiyonlar… Her gelir grubuna uygun alt yapıların olması halinde; Avrupa’dan turların buralara akın edecek, bölge ekonomisi canlanacaktır. Buraya gelen tur operatörleri şunları söylemektedirler.

“Taşucu’nda kanalizasyon,  yat limanı, hava limanı gibi alt yapıların olması halinde buralara turizm yatırımcıları kendiliğinden gelecek, tesislerini yapacaklardır. Bizler de burada bir günde gezeceğimiz yerleri bir hafta  kalarak doyasıya mutluluk duyacak, tat alacağız“ diye belirtmektedirler.

Mersin – Silifke arasında yıllardır çift yol çalışması yapılmaktadır. Ancak ne hikmetse Susanoğlu – Narlıkuyu arasında bir yer vardır ki; karayolları yol güzergahına köprülerini yapmasına rağmen 200 metrelik bir kısım hala yapılamıyor. Anıtlar yüksek kurulu geçişe izin vermiyormuş. Evet tarihi mirası koruyacağız ama göstermelik şekilde değil. Yılardır yağmalanmış, talan olmuş, sahip çıkamamışız. Yolun geçeceği yerde mezarlar vardı. Şimdilerde yerinde yeller esiyor. Götürmüşler gitmişler, bir alt kaidesi kalmış. Gelsinler yerinde görsünler. Ondan sonra karar versinler. Kültür Bakanlığı uzmanları buraya gelip görürse nihai kararı vereceklerdir.

Hazır mirastan söz etmişken; 1940 yıllarda İskenderun, Mersin, Taşucu, Alanya, Antalya, İzmir’e yolcu taşıyan vapur çalışıyormuş. İnsanlar bu gemilerle gidip, geliyorlar, yüklerini taşıtıyorlarmış. Şimdilerde Akdeniz yerli yerinde duruyor. Ancak çalışan gemiler yok olmuş. Ancak Mersin’den – Antalya’ya otoban yapacağız diye bekleyip duruyorlar. O yapılacak yolun karınca kadar maliyetine deniz otobüsleri ya da yolcu vapurları alınsa, 2-3 saatte gidilip gelinir. Ancak ülkemizde deniz yolu ile özellikle Akdeniz’de kıyıya parelel yolcu taşımacılığı yasaklanmış. Kıbrıs’a dikey yolcu taşımacılığı yapılmaya devam ediyor. Seka planlanırken Antalya’dan orman emvali gelecek, kağıt Avrupa’ya ihraç edilecek diye bir de liman yapılmış. Ticari ve yolcu ayrı ayrı planlanmış.

Bu mirasları iyi kullanalım. Aklımızı başımıza alıp düşünelim. Yapılan her metrekare yolun bedelini çok ağır ödüyoruz. İstanbul’dan, Gaziantep’e kadar otobandan gidip geliyoruz. Amaç ne Avrupa’da otobüsler, otomobiller satılsın.  Demiryolları yatrımı durmuş, deniz yollarında yolcu taşımak yasaklanmış. Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası karayolu yaparsan, köprü yaparsan kredi musluğunu açıyor. Al parayı yap yolu. Sonra da gelsin borçlar.

Sonuç 200 milyar dolar borçları bunun için yapmışız. Şimdi ödemeyenince kriz var diyoruz. Bu kriz yeni değil. Tam 52 yıl önce Marschal yardımımı aldığımızda başlamış. Bu da bize atalarımızdan miras kalmış. İkisi de tarihi miras.

Gelin bu işe kolayından başlayalım. Önce Anamur’a, sonra Alanya, Antalya’ya deniz yolu ile gitmeye başlayalım. Ülkeyi yönetenler; silkinin ve kendinize gelin. Vakit daha geçmiş değil…

09.05.2002 Umut Gazetesi – Silifke.

Yazarın Diğer Yazıları