Adamın yeri yaklaşık 700 metre kare. Çapalanacakmış…
Bir otlanmış bir otlanmış ki, diz boyu…
Çapa motoru benden, benzini yağı benden, 150 lira istedim.
50 lira verdi adam. Sanki dalga geçer gibi!
“Bir lira bile düşmem” dedim, gidecek oldum.
100 liraya çıkardı sonra.
“Sen benim emeğime saygı duymuyorsun, hakaret eder gibi fiyat veriyorsun. 500 lira versen de çapalamam artık.”
Geri döndüm geldim…
*
Bir poyraz sizi nerelere götürür bakın!..
Ama önce onun dilinden iyi anlayacaksınız, dilinizi dileğinizi ona iyi anlatacaksınız. Örneğin diyeceksiniz ki, “Ey poyraz! Bana bir kanat tak, belki gerek bile yok, uçur git beni, istediğim her yere; dağlara, kentlere, yurtlara, sonra istediklerimin; sevdiklerimin, özlediklerimin, beni bekleyenlerin, tanışmak istediklerimin yanlarına…”
Her şey size bağlı, sizin içinizde, asla kırmaz poyraz sizi.
“Mut uğrağı Silifke durağı” denilse de, “Silifke’nin poyrazından yatılmaz” olunsa da, aldırmayın siz bunlara. Hatta dünyanın ve doğanın düzenini değiştiren insana bile başvurmayın, gerek yok. İçinize poyrazı doldurun, gözlerinizi yumun, dileğinizi dileyin, yeter.
Dağlara, yollara bir bakın, kâğıt dolu, poşet dolu! Kim bilir poyraz nerelerden getirdi bunları!
Birisine sürpriz mi yapacaksınız. Yeter ki isteyin, bu tutkuyla dolsun taşsın içiniz. Ve bunu poyraza söyleyin.O sizi hiç yormaz, siz yerinizde öylece, o sizi götürür gider, pencereler ve kapılar kapalı olsa bile, iğne deliğinden girdirir sizi içeri.
Ama şöyle bir olasılığa da hazırlıklı olun hep, an gelir kesiliverir poyraz, gümbedek yere düşersiniz, an gelir istediğiniz noktaya inemezsiniz, savrulur durursunuz.
Bir anımsatma daha, dileğiniz poyraza ters yönde olmasın!
*
1940’lı yıllarıdır. Arap Fatma köyün en yoksullarındandır. Genç yaşta üç çocuğuyla dul kalır. Sigara içicisidir de…
Sigara gerekçesiyle sık sık Molla Mustafa’nın evine gider.
Molla Mustafa da orta varlıklı, çocuğu olmayan, çiftini karısı süren birisidir.
Arap Fatma’nın sık sık gidişi, komşusu Gök Aliye’nin gözünden kaçmamaktadır. Hatta bir gün uyarır Fatma’yı. “Bu gidişlerle yarın o adamla evlenir, çiftini sen sürersin bak!” der.
Bu uyarıya aldırmaz Arap Fatma, Molla Mustafa’yla evlenir. Epey bir sonra Gök Aliye’ye der ki, “Senin sözünü tutmadım, şimdi çift sürerim!”