Bir yazarın kendi yaşadığı dönemi roman tadıyla anlatımı. 1941 – 1963 dönemi bana biraz uzak geldi ama 1964 – 1983 yılları çok yakın… Dürbünde 40 yıl… Bazı yerlerde dürbün açılıyor, derinlere iniyor. Bazı yerlerde yüzeysel geçip gidiyor.
Ama 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül… İşte tam yaşamın ortası. 70 yaşlarında kişilerin bir arada gördüğü siyasal yaşam. Ülkede yaşamı etkileyen yıllar. Acı yıllar, mücadele, yalpalayan demokrasi…
Aydını, demokratı, yazarı çizeri hepsi darbelerden, dayatılan siyasl yaşamdan nasibini almış. Adnan Menderes, Deniz Gezmiş, 12 Eylül ile sağın solun siyasal çarkın oraya buraya savrulması.
Yazar Ayşe Kulin iyi bir eğitimden geçmek için yola çıkmış. Kolej sonrası hem evlilik, hem üniversite… Sonra Mete, Ali ve 3 yıl sonra boşandığı eşi Mehmet… Sonra Yücel ile evlilik Kerim, Selim iki çocuk… 4 çocuk, bir anne… Çalışan, yazan çizen ama yaşayan bir kadın… Bütün bunlarla birlikte: 21 Kitap, babasına yazdığı şiirler, öyküler, romanlar.. 1995 Haldun Taner Öykü Ödülü, 1996 Sait Faik Hikaye Armağanı, 2007 Türkiye Yazarlar Birliği En İyi Roman Ödülü. 2008 yılımda ise; Nefes Nefese romanı ile uluslar arası roman ödülünü aldı. (EUROPEN Council of jewish Communities )
Sevdiği insanların birer birer yok edilişi, Abdi İpekçi, Ümit Kaftancıoğlu, Kemal Türkler, 1 Mayıs Taksim katliamı, idam edilen devrimci gençler. Her ne kadar sol, sosyalist yapısı olmasa da, demokrat duruşu. Sosyal çevresi ile her gittiği yerde başarılı çalışmalar yürütmesi. Ekmeğini kazanmak için reklam filmleri çekerken, bir kıyıda köşede öykülerini, romanlarını yazmış. Çeviriler yapmış.
Romanı okudukça, içinde yaşadığımız dönemi birer birer anımsadım. Bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti.
Öcü gibi görünen Komünizm, ama onun içinde bir sevgi yumağı var. Bu siyasal yaşamı ezmek için sözde mücadele… Ama esas hedef kabul edilemeyen Cumhuriyet.
O yıllarda kazanılan tüm değerlerin yok edilişi, özelleştirme gıygıdısı ile başlayan yok pahasına satma, yok etme. Dağlar taşlar, ovalar, suların satılması. Şimdi aranılan parlamenter sistem. Düşünün ki, seçime girmeye kazanan üç partinin dışında tüm sağ-sol partiler “İYİLEŞTİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM“ diyorlar. Sağı – solu unuttuk, şimdi demokrasi, cumhuriyeti kurtarma peşindeyiz.
Ayşe Kulin’e kulak veriyoruz:
“Hayat ve Hüzün’de yazdıklarım, babamın var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleri idi. Özelinde ülkemde 1941‘den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, beni çok etkileyen, çok üzen, çok sevindiren, bende iz bırakan, belleğimde hep kalan anılarımı aldım.“
İki cilt, “HAYAT VE HÜZÜN”ü okuyunca siyasi tarihimi gördüm. Bir çoğunu yaşadığım, bir çoğunu teğet geçtiğim konular. Bilmiyorum, bana yüzlerce, binlerce okuduğum kitapların bir özeti gibi geldi.
Bu Corona günlerinde, evde tıkılı kaldığımız günlerde ilaç gibi geldi. Alın okuyun derim. Sizlere de belki ilaç gibi gelebilir.
(*) HAYAT VE HÜZÜN / Ayşe Kulin / Roman EVERES YAYINLARI