“Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız. Zira; siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam ederken siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız..” Milattan önce 4.yüzyılda Aristoteles tarafından söylenmiş bir söz. O zaman da siyasetin içini doldurma anlamında sıkıntılar yaşanmış olmalı ki bu sözü söyleme ihtiyacı duymuş. Oysa siyasetin tarifine baktığımızda; ”Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayıştır.” der. Yani siyaset yapanların devleti yönetmeye aday kişiler olduğu, bunu yaparlarken de belirli ahlaki, yasal kurallara uymaları gerektiğini söyler. Siyaset yapanlar, toplumu yurttaşlık düzeyinde etkileyerek, toplum ile yöneticiler arasında sağlıklı bir ilişkiyi şekillendirirler..
Kısacası halka hizmeti ön planda tutan bir çalışma yürütürler. Siyaset bir araç değil, amaç olarak görülürse ahlaki, sosyal, toplumsal problemlerin olması da kaçınılmaz olacaktır. Siyaset bir atlama tahtası, makam ve mevki elde etme, kişisel ikbal ve rant elde etme, bir meslek değildir. Olmamalıdır da. Atatürk; ”Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamları, kanındaki, vicdanındaki asli cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın..” diyerek ülkenin yönetimini, geleceğimizi, teslim edeceğimiz kişileri iyi tahlil etmemizi, iyi ve doğru bir seçimde bulunmamızı öğütler.
Yine Hz.Ali; ”İstikameti doğru ve vaziyeti düzgün insanlar, içlerinden iyi birini seçerek, işlerini yoluna koyarlar.” diyerek yönetime verdiği değeri dile getirmiştir. Türk’ün ilk yazılı tarihi belgelerinden olan Orhun abidelerinde, Kül Tiğin anıtında; “…yoksul ve fakir olan halkı tümüyle bir araya getirdim.. Yoksul halkı zengin ettim, az olan halkı çoğalttım..” Toplumu doğru yönetme ve mutlu etme adına söylenmiş örnek sözlerdendir….
Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk, Selçuklu Devleti Sultanı Melikşah’ın isteği üzerine kaleme aldığı “Siyasetname” eserini kaleme alırken, yalnız nasihat vermekle yetinmemiş, teklifler de getirmiştir. Devletin bekası için 7 önemli tavsiye hala önemini ve güncelliğini korumaktadır… “Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir” der Chrles De Gaulle. Doğrudur. Toplumu yönetmeye aday insanları özenle seçmek, iyi idare edilmek istenen her insanın başlıca görevi olmalıdır…
”Ben siyasete karşıyım,siyasetle uğraşmak istemiyorum” demek çözüm değildir. Ülke meselelerine duyarlı olmak,taraf olmak, iyiyi, doğruyu, güzeli bulma adına yapılan her tavır hareket adı siyaset de olsa bir vatandaşlık görevi olmalıdır. Aksine meydanı boş bırakıp hiç de tasvip etmediğimiz insanlara meydanı bırakmış olmaz mıyız?. Bunun da vebali ağırdır. Son yapılan 31 Mart seçimlerinden sonra bazı yeni seçilen belediye başkanları, şehrin merkezi yerlerine devraldıkları borçları, pankartlarla halka duyurmuşlardır.. Bu hareketin doğruluğu ebetteki tartışılır. Ama bir yerlerde bir boşluk olmalı ki, gelirken farklı, giderken farklı mal varlığı olan belediye başkanlarını gördükçe de hak vermemek elde değil. Her belediye başkanlığını kaybeden kişi giderken malvarlığını doğru bir şekilde açıklamalıdır. Bu hem yasal hem de ahlaki bir zorunluluk olmalıdır. Bozuk, ahlaki değerleri tartışılan, cahil ve ilgisiz bir toplumun yöneticisi ve yönetimi de bozuk olur. Siyaset, halka hizmet etmenin en önemli yollarından birisidir. Siyaset dürüstlüktür. İlkeli ve erdemli kişilerle yapılmalıdır. Siyaset mal mülk edinme zenginleşme aracı değildir. Siyaset, dürüst, bilgili, bilime ve dayanışmaya açık, ekip çalışmasına önem veren, ülkesini seven insanların işi olmalıdır.
Aslında siyaset yaparken tartışılan fikirler olmalıdır. Tartışılan fikir değil de kişiler olursa küskünlüklerin , kırgınlıkların olması kaçınılmaz olur.. Herkes desteklediği partisinin kutsal olduğunu öne atarsa yanlış yapar. Ülkenin geleceğine yön veren makam ve mevkileri talip olanlar liyakat sahibi değillerse ülke yönetimi bir çok dalkavuk, beceriksiz,insanların elinde heba edilmiş olur. Ülkesini seven hiçbir insan buna müsaade etmemelidir. Bugün siyaset dendiği zaman ürken, uğraşmak istemeyen kişi sayısı oldukça fazladır. Güven duygusu tamamen yok olmuş durumdadır. Artık gençlerin ilgi sahasına girmiyor. Mevcut siyasi aktörlerin ürettiği güvensizlik, kandırılma duygusu toplumu şekillendirmede sıkıntılara sebep olmaktadır.
Bu ülke bizim. Hepimizin. Daha mutlu olmak istiyorsak, müreffeh, güçlü, kardeşçe yaşayabildiğimiz bir ülke hayal ediyorsak, fikirlerimiz olsun. Fikirleri tartışalım. Güzel şeyler hayal edelim. Şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu vatan toprağını bizlere emanet edenlerin hatırına bu cennet vatana sahiplenmek hepimizin görevi olsun.
Hoşça kalın.