DOLAR
35,4447
EURO
36,2433
ALTIN
3.065,87
BIST
9.910,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Hafif Yağmurlu
16°C
Mersin
16°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Salı Parçalı Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
16°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

MUT ÇITLIK ANILARI / 14

A+
A-

Derginin 66. Sayısını dağıtıyorum. Mut içinde tabi. 650’ye yakın sürdürümcü, kolay değil. Aboneliği dolmuş bir arkadaşın yanına geldim. Aboneliğini yenilemeyeceğini söyledi, gerekçesini de şu tür sözlerle açıkladı: “Dergide yer verdiğimiz insanların beş para etmez nice kötü yönleri de varmış, bunları hiç yazmazmışız!”
Başka bir şey için değil de, Mut Çıtlık belleğinin bir anısı olarak kayıtlara düşüyorum ben de bunu…
Bir kültür sanat dergisinde, hele hele yerel ağırlıklı bir dergide bir insanın kötü yanları nasıl yazılabilir?!.. Olacak iş mi bu? Dergicilikle gazeteciliği karıştırıyordu arkadaşım. Gazetecilik bile belgesiz bir şeye izin vermez, asla.
Benim işim, bizim işimiz insanların güzel yanlarını yazmak.
Toplum olarak çürümüşlüğü dile getirebiliriz, getiriyoruz da, görevimizdir de zaten bu. Ama bununla, söyleşi yaptığınız birisinin çürümüş yanlarını dile getirmeniz çok ayrı bir durum. Aslında zaman zaman bunlara ironi yaparak dokunmuyor değiliz.
Tabi bunun için bir bardak örneği de var. Şöyle: Bir bardak bulanık su. Siz o bardağa durmadan bulanık su akıtırsanız o su hiç durulmaz. Ama temiz su akıtırsanız, bir süre sonra bardaktaki su dupduru olur.
Bir insanın evini ve içindeki yaşanmışlıkları tanıtıyorsunuz. İnsan da ölmüş gitmiş. Bu yaşanmışlıkların iyisi de var, insana yakışmayanları da. Dergi olarak sizin göreviniz insana yakışmayanları yazmak değildir. Bu hem etik olmaz, hem de hukuki.
Velhasıl, arkadaşla bakış açılarımız çok farklı. Yenilemedi aboneliğini.
+++
Kimilerine “insanlık dersi” vermek gerekir desem, çok ağır olur bu, olmaz, peki “incelik dersi” desem, bu daha şık olur, sizce de böyleyse, sorun yok öyleyse.
Bir doğa yürüyüşü öncesi bir arkadaşımı arayarak, gelip gelmeyeceğini sordum. Geleceğini söyledi ve adını yazdırdı. Ama ne geldi ne de bilgi verdi,
Günler sonra Almanya’ya gittim. Birkaç arkadaşıma çektiğim fotoğrafları gönderdim. Buna da gönderdim bir tanesini. WhatsApp kayıdı olmadığı için Messenger hesabından gönderdim ama. Gördü:
“Hocam bununla benim ne ilgim var?”
Bozuldum tabi. Kim bozulmaz ki?
“Yanlış mı yaptım?”
Gördü, çıt yok.
“Yanlış yaptıysam çok özür dilerim.”
Yine gördü, yine çıt yok. Çocuğum yaşında, dergi kanalıyla tanıştık…
+++
16 yıldır Mut sokaklarında (pandemi öncesi Mut dışında da) Mut Çıtlık çantalarıyla günlerce dergi dağıttım. Son dergiyi dağıtırken ilk kez birisi, elimdeki dolu dolu çantalara bakıp bakıp, “Hocam izin verirseniz bunları ben taşıyabilirim, hiç olmazsa yarısını” dedi. Uçtum, uçtum! Mut Çıtlık için daha bir güçlendim…

Yazarın Diğer Yazıları