DOLAR
19,0118
EURO
20,3978
ALTIN
1.209,63
BIST
4.975,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Açık
18°C
Mersin
18°C
Açık
Salı Az Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Çok Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
20°C

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

MUT ÇITLIK ANILARI / 6

A+
A-

Yıllar önce doya doya İstanbul’dayım. Konu Mut Çıtlık tabi. Oğlumla gelinim oradalar, onlarda kalıyorum…
Evleri otobüs durağına yakın. Sabahın ilk yoğunluğu biraz azalmış, elimde çantam, durağa gelip oturdum. Kadıköy’e gideceğim. Bir iki dakika sonra otobüs gözüktü. Başka yolcu yok. Otobüs kartı, kolay olsun diye gömleğimin cebinde…
Böyle anlarda az da olsa doğal olarak heyecanlanıyor insan. Bir de üzerimde, 15-20 Mut Çıtlık adresinin ağırlığı var.
Neyse, bindim otobüse, iki yüz metre bile gitmedik ki elimde bir eksiklik. Ayyy, çantam yok! Bereket sürücüye yakınım:
“Durakta çantamı unuttum!..”
Durak dinlemeden durdu sürücü.
Koş babam koş! Birazcık yokuş, durak gözükmüyor daha, soluğum kesildi kesilecek…
Bir dönemeci döner dönmez durak gözüktü, çantam da!.. Uçtum, derinler derini bir soluk aldım, birkaç metre uzakta da bir kadınla iki çocuk gözüküyor…
Yaklaştıkça hızımı azalttım.
“Ayyy, çantamı unutmuşum!”
“Biz de bomba falan olur diye yanaşamadık.”
Tiyatrocuymuş kadın, tanışıverdik. Mut Çıtlık armağan ettim kendilerine.
+++
Çanta demişken, sanırım tam yeri. Çantam haklı olarak insanların hep ilgisini çekti. Ben böyle hissediyorum en azından. Duyduklarım da var tabi. Hele bu ilgi ilk yıllarda daha da belirgindi. Çantam biraz da, “Ucuz etin suyu bol olur” sözünü önemseten bir çantaydı. Belki ilgi biraz da bundandı. Hatta kimisi, hiç başvurmadığım ve de bana hiç yakışmayan “goduş” bile saydı bu çantayla beni. Sanırım daha hiç yapmadım bunu, yeri gelmişken içindekileri sayayım gitsin, gitsin ki bütün meraklar rahatlasın:
Kimliğim ve kartlarım, telefonum, andurduranım, zaman zaman sesalıcım, birkaç kalemim ve not defterim, kâğıt mendilim, birkaç lira demir param, küçücük bir kolonya şişem, yedek yakın gözlüğüm, zaman zaman bir kitap ve bunlara benzer bir iki şey daha…
+++
Yine İstanbul’dayım. Elimde yine Mut Çıtlık çantam, Mutlu adresleri…
“Atatürk Kütüphanesinin müdürü bizim oralardan” dedi birisi.
Ver elini Atatürk Kütüphanesi…
Atatürk Kütüphanesi de Türkiye’nin en büyük kütüphanesi.
Buldum müdürü. Oldukça yakınlık gösterdi; çay içtik, söyleştik, konuşkan da birisi, Mut/ Silifke/Erdemli üçgeninden, “Torosların kekiği, kekliği” diyor…
Sürdürümcü oldu dergiye, hatta kütüphaneyi de abone etmek istedi. Ama onun işlemleri faklıydı, belgeler ve belli işlemler gerekiyordu.
Bir ara sordum:
“Müdürüm daha önce sizin göreviniz neydi?”
“Eminönü’ndeki bir caminin imamıydım!..”

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.