Toroslar’dan Göksu’ya doğru uzanan geniş yükseltiler arasında uzanan vadiler ve buna yakın etekler hem tarım, hem de yerleşim bakımından önemlidir.
Burada nüfus gruplaşmasını sağlamış olan iki vadi görülür.
Bunlardan ilki, Pirinç Suyu’nun yukarısında Dağpazarı Köyü’dür. Burada çok sayıda küçük su, bir toplanma (kollektör) durumunda olan Kestel Kapızı’na girmeden önce birleşirler.
Bunlardan her birisi içinde bulunan bir köyün adını almıştır: Kavaközü, Navdalıözü, İmrenözü, Çiviözü bunlardan başlıcalarıdır.
Buraların yüksekliği 1250 ile 1500 metre civarındadır. Vadilerden diğeri de Mut’un doğusunda Kurtsuyu’nun baş taraflarını bir nevi toplanma havzasının oluşturduğu Sarıkavak ve Dere köyleridir.
Bu taraf Dağpazarı Köyü’ne göre daha engebeli ve daha az yüksektir (1000-1250 m). Bu engebeli kısımlar yer yer ormanlıktır.
SASON KAPIZI (Sason Kanyonu)
2000 yılında 1. derece Sit alanı olarak tescil edilen kanyon, ilçenin Çömelek Köyü sınırları içerisindedir. Sason Deresi’nin geçtiği kanyon, yaklaşık 12 km uzunluğunda olup, Kıcaköyü’nden başlayıp Dereköy’de sona ermektedir.
Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan Sason Kanyonu’nun duvarlarındaki kaya mezarları yırtıcı kuşları da barındırmaktadır. Sason ve Göğden kanyonlarının duvarları 2 bin 400 yıllık bir tarih saklamakta olup, 200 – 300 m duvar gibi kayaların içinde insan eliyle oyulmuş mağaralar bulunmaktadır.
Antikçağda Isaurialılar’ın kayalara oyduğu mezarlar ile bu ve diğer mağaralar arasında geçitler bulunmaktadır. Doğal kaya mağaralarda insan eliyle işlenmiş merdiven kalıntısı, kapı, kalker taşlardan örülmüş duvarlara rastlanılmaktadır.
Keben Köprüsü’nden yaklaşık 1,5 km uzaklıkta ana kayaya işlenmiş basamak halinde merdiven kalıntıları bulunmaktadır. Bu merdiven kalıntılarının devamına sonradan ahşap merdiven eklenmiştir. Merdivenin yamacında duvar örgü kalıntıları bulunmaktadır. Yine merdivenden yaklaşık 250 m uzaklıkta doğal mağaralarda insan eliyle yapılan değişikliklerle yaşamsal mekanlar oluşturulmuştur.
Göksu Nehri’ne ulaşan Sason Deresi’nin geçtiği derin kanyonun tabanında tarım yapmaya elverişli düzlükler bulunmaktadır. Çevre köylerde yaşayanlar antik çağda kanyon duvarlarına oyulan mağaralara ve kaya mezarlarına ulaşımı sağlayan basamakları kullanarak vadinin tabanındaki tarlalara inebilmektedir.
Mağaralar, köylüler tarafından günümüzde ağıl olarak kullanılmaktadır. Doğal konumunu koruyan kanyon, hayvan barınakları haline dönüştürülmesiyle tehlike altındadır.
Sason Kanyonu’nda kayalara oyulmuş antik merdivenler çoğu yerde (aşınmadan dolayı) erimiştir. Bu nedenle kanyonun belirli bir noktasına kadar inilebilmektedir. (Bazı yerlerde de köylülerin yaptığı derme çatma ahşap merdivenlerle inilebilmektedir.) Bu noktalarda kanyonun içine inmek için dağcıların teknik kurallarını uygulamak gerekmektedir.
GÖĞDEN KAPIZI (Göğden Kanyonu)
Sason Kanyonu’na komşu bir kanyondur. Göğden Kanyonu Sason’a göre daha dar, kısa, ancak 150 – 200 metreye kadar varan derinliktedir.
Sason Deresi, Göğden ile “Arakaya” adı verilen bölgede birleşmekte, birleştikten sonra Karacaoğlan Tepesi’nin altlarına doğru uzanmaktadır.
Bu kanyonlardan geçen Sason ve Göğden dereleri birleşerek Kurtsuyu’nu oluşturmakta, bu su da Göksu Nehri’ne karışmaktadır.
ÇOLAKKAPIZI (Çalakapızı – Kanyonu)
Derinçay Köyü yakınında bulunan kanyonun, bölgeye sürüklenerek gelen yaklaşık 5 km genişliğinde bir kireçtaşı bloğu sebebiyle oluştuğu tahmin edilmektedir.
Çökelmeler devam edince bu bloğun çevresi diğer birimlerle sarılmıştır. Blok sürüklenirken oluşan düşey çatlaklar boyunca ayrılmalar olmuş ve nehir bu zayıf zonu aşındırmıştır. Sonuçta yarık derinleşmiş ve zamanla 350-400 metreye varan derinlikte kanyon oluşmuştur.
Kireçtaşı bloğu karstik olduğu için nehir suyunun azaldığı dönemlerde su erime boşluklarından dalmakta ve 300-350 metre aşağıdan tekrar yüzeye çıkmaktadır. Bu yapı tabii su tüneli olarak adlandırılmaktadır.
Buradan çıkan su yeraltında çözdüğü tabakalar sebebiyle bulanıktır.
KESTEL KAPIZI (Kestel Kanyonu)
Yaban keçilerinin yaşadığı ve koruma altına alınan 5 km uzunluğunda bir kanyondur.
Sarp kayalarla heybetli görünümü olan Kestel Kanyonu, görülmeye değerdir.
1987 yılından buyana 1961 Ha’lık alanda yaban keçilerinin korunması amacıyla koruma sahası mevcuttur.
DERE KAPIZI (Dere Kanyonu)
Dere Köyü’nde bulunan kanyonda, kayalara oyulan merdivenler görülmektedir.
Elde yeterince aydınlatıcı bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca köy civarında Osmanlılar dönemine ait köprüler bulunmaktadır.
GÖKSU KAPIZI (Göksu Kanyonu)
Akdeniz’le İç Anadolu’nun bağını bir set gibi kesmekte olan Toros Sıradağlarında, yüzlerce kilometre boyunca Göksu Vadisi ve Kanyonu uzanmaktadır.
Toroslar’ın dik yamaçları arasında dolaşan ve her kıvrımında yeni güzellikler keşfetmek mümkün olan nehir, zaman zaman bıçakla kesilmiş gibi yamaçları (yüksekliği) 100 m olan kanyona girmektedir.
MUT’UN DİĞER KAPIZLARI (Diğer Kanyonlar)
Sertavul Kanyonu, Elmacık Kapızı (Topluca Köyü’nün kuzeyinde), Kozlar Kapızı, Hacıahmetli Köyü Kapızı bunlardan birkaçıdır.
Bu kanyonların dışında bölgede, halkın keşfettiği başka kanyonlarda mevcuttur.
DÜNDEN BUGÜNE HER YÖNÜYLE MUT