Eski seneyi devirirken yağmur, kar, kış bir taraftan bir tarafa
esiyor. Teze seneye apak karlar ile gireceğiz. Her bulutlu karanlığın ardından
bir sabah güneş doğar. Dağlar, taşlar yıkanmış, arınmış ak pak olur. Yamaçlarda
gölge bile olmaz. Güneş yansır doğaya, yılanlar, çıyanlar derin uykuda.
İşte 2019 yılına girerken öyle bir ortamda giriyoruz.
Yaşadığımız yüz yılda 1919, 1959, 1989, 1979,1999 yıllarını gördük. 1919
yılında kara bir bulut vardı Anadolu üzerinde, o bulut bir mayıs sabahı 19 Mayıs‘ta
bir güneş ile aydınlandı. Ulusal Kurtuluş Savaşı doğdu, gelişti. Yedi düvel
üstümüze gelmişti. Hepsi yerle bir oldu. Cumhuriyet ve özgürlük, demokrasi ve
ülkede sanayi yatırımları, tarımsal şahlanış…
O yedi düvel yumuşak karnımızı deşmeye devam etti. Bizi din,
iman sevdası ile güzel olan her şeyi cumhuriyet, demokrasi, emek, üretim
sevdamızı yok ettiler. Kendi içimizde var olan vatandaşlarımız ile bunu
başardılar.
2023 yılında son noktayı koymak hedefi ile yola devam ediyorlar.
Cumhuriyetin tüm kazanımları birer birer yok edildi. Üreten ülke yerine tüketen
ülke olduk. Bunu bize yedi düvel denen sömürgenler yaptırdı.
1980‘lerde başlayan 12 Eylülcüleri 1989 yılında halkımız bir
heyecana geldi, sildi süpürdü. 1999 yılını çoğumuz yaşadık. 2002‘lere geldiğinde,
yedi düvel iyice çöktü üstümüze, satılacak fabrika kalmadı derken, şeker
fabrikalarının ardından şimdi silah fabrikaları başladı. Dağlar, taşlar
satıldı, sular satıldı. Rüzgar, güneş enerjileri yerine; nükleer, termik enerji
santralleri ile karşımıza çıktılar.
Bir şeyler yapmalı. Çok kızdıkları Gezi, Taksim Direnişlerinde
bir ruh vardı. O ruhu ayağa kaldırmalı. Sağcısı, solcusu, inanı, inanmayanı,
güzellikleri, çevreyi, doğayı koruma iç güdüsü içinde bir araya gelen topluluk
bir şey yapmalı. 2019 yılı baharında bir araya gelmeli. Nerede bu kez, çarşıda,
pazarda değil, bu kez 31 Mart‘ta sandıkta bir araya gelmeli.
Kimilerinin çok kızdığı her kentte yer alan EMEK VE DEMOKRASİ
PLATFORMLARINA büyük iş düşüyor. Din, imanı, bir kenara koyup, ülkeyi tekrar demokrasi,
cumhuriyet değerleri içinde üreten bir toplum yaratmak üzere ayağa kalkmalı.
Gidişe dur demek isteyen siyasi partilere de bir görev düşüyor.
Şöyle geriye doğru bir bakıp, biz nerede eksik iş yaptık diye bir düşünmeleri
gerekiyor. Birileri şöyle, böyle der demeden, ÖNYARGILARI bir kenara atıp, EŞİT
YURTTAŞLIK HAKKI temelleri içinde HOŞGÖRÜ, İNSAN SEVGİSİ, ÜRETME İLE ilgili
projelerini, düşüncelerini ortaya koymaları gerekir.
Yani belediye başkanları o seçim bölgesinde yaşayan tüm
katmanları yok saymadan vazgeçip onlara gitmeli. İşte o zaman o seçim
bölgelerinde yer alan emek ve demokrasi platformları gereğini yapar. Gezi ruhu
ayağa kalkar.
Demokrasi, cumhuriyet, insan hakları konusunda kendini rahat
hisseden toplum sandığa gider gereğini yapar. Ya da “Bir şey yapamıyorum.
Emeklerimiz boşa gider, evde oturayım “ der.
O zaman Ankara, İstanbul, Urfa, Antalya, Denizli, Sakarya,
Adana, Mersin, Gaziantep, Kahramanmaraş, Samsun, Kayseri‘de bir şeyler olur.
1919, 19 Mayıs ruhu egemen olur. Tabandan gelen birleşme ile üreten, demokrasi,
cumhuriyet değerlerine sahip çıkan yeni bir iktidarı getirir.
Anahtar sözcük : EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU.
Hedef: EŞİT YURTTAŞLIK TEMELİNDE; ÖZGÜRLÜK, İNSAN HAKLARI, DEMOKRASİ.
2019 yılının çalışma takvimini sizlere sunuyorum. 31 Mart‘ta ne
kaldı. Haydi görev başına!