Kayısı Mut’un en önemli gelir ve geçim kaynaklarından olup ekonomik değeri olan altın değerinde bir meyvedir. Mut’ta ” Kayısı Bayramı” adıyla 40 yıla yakın bir süredir Haziran ayının bir ya da ikinci haftasında eğlenceler düzenlenir, festival yapılır.
Kayısı yetiştiriciliği yönünden iklim olarak Mut çok şanslı bir ilçedir. Kayısı Gülgiller ailesinden bir ağaçtır, boyu zaman zaman 6 metreye kadar uzayabilir. Ülkemizin değişik bölgelerin de yetiştirilir ama erken olması nedeniyle TURFANDA ürün olarak hemen hemen hasadının ilk yapıldığı yer Mut’tur. Dünyanın ılıman iklim kuşağında da çokça yetişir. Pek çok çeşidi vardır. Mut’ta ilk kayısı bahçesi 1952 yılında rahmetli Mehmet Parlatan tarafından yapılmıştır.
Pembe, beyaz çiçekleri açmaya başladığında halkı büyük bir sevinç kaplar. Mut adeta bir gelin gibi muhteşem bir görüntüye bürünür, özellikle yüksekçe bir yerden bakılınca seyrine doyum olmaz. İşte o zaman sulama, ilaçlama, dibinin çapası, budanması, don vurma korkusu ile benzeri çile ve sıkıntıların tümü unutulur. Toplanması da bakımı gibi meşakatli bir iştir. Hemen bir iki günde değil neredeyse 30 -40 gün süren bir zamanda ancak tamamlanır. İmece usulü ve yeni yenide çalışanlarla beraber toplanır. Özellikle bu aşamaların tümünü duygusal boyutta bizde kayınbabamla birlikte yaşardık. Kayınbabam ağaçlara çocuğu gibi bakar, hava kötüyse onlar adına endişelenir, her şey istediği gibi olursa sevinir, sanki onlarla birlikte ruhunda dört mevsimi yaşardı. Ağaçları iyiyse, onlara tüm yapılması gerekenler zamanında yapılmışsa değmeyin keyfineydi.
Yöresine göre Hasanbey,Tokaloğlu,Şekerpare,Darende, Hacıkız, Muhittinbey gibi pek çok çeşidi vardır. Ama Mut’ta en çok bulunan cinsleri Tokaloğlu, Şekarpare, Karacabey ve Septiktir. En erken olgunlaşan Septik en geç olgunlaşan ise Karacabeydir.
Kayısının dalda görüntüsü muhteşem olduğu gibi kendiside çok lezzetli ve şifa kaynağıdır. Etli, sulu, tek çekirdekli, sert ve altın sarısının her tonunda rengiyle, hoş kokulu ve çok faydalı bir meyvedir. Küçük bir ceviz boyundan, iri bir yumurta büyüklüğüne kadar çeşitli boyları vardır. 1adet orta boy kayısıda tahminen 1 gram lif bulunur. Bir adet kayısının kalorisi ise 17 civarındadır.
Kayısının faydaları saymakla bitmez. Besin öğeleri yönünden fazlasıyla değerlidir. Yapısında bulunan A, C, E, B vitaminler ve Kalsiyum, Potasyum, Sodyum, Fosfor, Magnezyum, Çinko ve demir içeriği ile vitamin ve minarellerin bolca bulunduğu zengin bir besindir.
Bağışıklık sistemimizin iyi çalışması için çok gereklidir. Lif oranı oldukça yüksektir. Selüloz ve pektin içerir. Özellikle kabızlık ve kolon kanserini önlemede çok faydalı bir meyvedir. Hazmı rahatlatır ve sindirimi düzenler.
Kanın pıhtılaşmasını önler, kanı temizler, kan basıncının ve kalp ritminin düzenlenmesinde etkendir. İçeriğindeki besin öğeleri ve potasyum ile kalp sağlığını korur.
C vitamini ve likopen ile cildin parlak, canlı ve yumuşak olmasını sağlar.
A vitamini ile göz sağlığında görev alır.
Saç sağlığına iyi gelir.
Demir açısından zengin olduğu için kansızlığa faydalıdır.
Kas sağlığında görev yapar.
Kendisinin ve suyunun içinde bulunan kateşinler nedeniyle astım, bronşite ve romatizmaya iyi gelir.
İştah açar, enerji verir, yorgunluğa alır, hastalıklara karşı koruyucudur,
Kemik sağlığında faydalıdır.
Kötü Kolestrol denilen (LDL) yi düşürür.
Stresle mücadelede dayanma gücünü artırır.
Yapısındaki Sodyum ve Potasyum sayesinde iyonların taşınmasını sağlayarak vücudun elektrolit dengesinde faydalıdır.
Vücudu koruyan antioksidanlar bakımından zengindir.
Tam bir şifa kaynağı olan kayısı mevsiminde taze tüketildiği gibi reçel, komposto, marmelat ve meyve suyu da yapılır.
Kurutularak diğer mevsimlerde de tüketilir. Kurusu da yıl boyu sade şekliyle yenildiği gibi tatlısı, reçeli ve hoşafı yapılır. Kuru kayısının besin içeriği de taze kayısı ile hemen hemen aynıdır. Sadece güneş ya da fabrikalarda kurutularak suyu uçurulduğu için şeker oranı biraz yoğunlaşmış ve çok az da vitamin kaybı olmuştur. Kuru kayısı tüketilirken sağlıklı metotlarla kurutulmuş olmasına dikkat edilmelidir.
Kayısı aşırı tüketildiğinde ishal, şişme gibi sorunlar meydana gelebilir. Kararınca yenilmelidir. Çekirdeği de bazı yörelerde çok sevilir ama fazla miktarda tüketilmemelidir. Kayısı çekirdeğinin özellikle kansere karşı çok etkili olan B17 vitaminini içerdiği bilinmektedir. Ama doktorun bilgisi olmadan kendi başınıza çok yenmemelidir, istenmeyen durumlar olabilir. Mümkünse hamileler ve emzirenler kayısı çekirdeğinden uzak durmalıdır.
Şerife Ünüvar
Gıda Teknolojisi Formatörü/Uzman Eğitimci/Araştırmacı Yazar
KAYNAK GÖSTERMEDEN ALINTI YAPILAMAZ
Kaynaklar:
Gıda /Besin Teknolojisi Kitabı- Şerife Ünüvar
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Yaş Sebze ve Meyve Muhavazası no 1 2007
Faydalari. com
İyigelenyiyecekler. com
Faydalarizararları. com