DOLAR
35,9674
EURO
37,1670
ALTIN
3.307,32
BIST
9.951,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Açık
14°C
Mersin
14°C
Açık
Cumartesi Parçalı Bulutlu
14°C
Pazar Hafif Yağmurlu
14°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
13°C
Salı Çok Bulutlu
14°C

KARACAOĞLAN’I MEZARI BAŞINDA ANDIK

1975 yılında Kayısı Bayramı ve Karacaoğlan Şenliklerinde; Karacaoğlan mezarı başında anılmıştı. Biz şimdi o günlere gidiyoruz. Belediye Başkanı Yahya İnanıcı, bu şenliklerin etkin olması için tüm sanat, bilim adamı çevresine ulaşmıştı. Hatırladığımız kadar ve o günkü fotoğrafa baktığımızda; bir çoğu aramızda yoklar. Onları saygı ile anıyoruz.

Ruhi Su, Vecdi Yarman (Karacaoğlan Aşığı) Ümit Kaftancıoğlu,  TRT Çukurova Radyosundan; Kemal Öğretmen, Ali Arslan, Mahmut Özen, İrfan Ünver Nasrattınoğlu, İhsan Hınçer (Türk Folklor Araştırmaları Dergisi sahibi), Hilmi Dulkadiroğlu, Sıtkı Soylu, aşıklardan Şeref Taşlıova, Hacı karakalçık, Murat Çobanoğlu, Reyhani, Edebiyat Öğretmeni Rehberimiz Muzaffer Mutlucan, Av. Müfit Seymen…

Çınaraltı’nda yapılan açılış töreninde; halk oyunları gösterisi, aşıkların atışmaları. (İrfan Ünver Nasrattınoğlu yönetti) Karacaoğlan Karakız müzikli oyun sergilendi.

Şenlik komitesine tüm daire amirleri araçları ile birlikte katkıda bulundular. Köy gezileri işte bu araçlar ile sağlandı. (4 kişilik bir gazeteci grubu da kaymakam Mustafa Korkmaz Dinçer’in kullandığı makam aracında idi). Karacaoğlan mezarı başında anılırken; TRT Çukurova Radyosu ses kaydını yaptı. Şenlik boyunca bu etkinlikleri radyoda yayınladılar. Aşıkların geleneği gereği bir aşık sazını ardıç ağacına astı. Sazı dağın başında bırakmaya gönlümüz razı olmadı. Birkaç arkadaş geride kalıp, o sazı aldık. Karacaoğlan köyüne gittik. Köy kahvesinde bizi karşıladılar. Orada aşıklar çaldı söyledi. Yanımızda getirdiğimiz sazı, yaşlı bir köylüye verdik.

Ruhi Su‘yu işaret ederek:

“Siz bu sazı iyi çalarmışsınız. Eğer çalarsanız ben de oynayacağım.” dedi.

Ruhi Su sazı eline aldı, onu akort yaptı, sonra bir Karaca Oğlan türküsü, ardından zeybek çaldı. Yaşlı amca da kalktı güzelce oynadı. Oyun bitiminde önünde eğilerek selam verdi, teşekkür etti.

“Ben Karaca Oğlan  köyünden Ahmet Ali.“

“Ben de Karacaoğlan Aşığı Ruhi Su.“

Ruhi Su‘nun elini öpmek istedi. Sonra sarıldılar, kucaklaştılar. Dostça bir sarılma idi.

Burada Karaca Oğlan’ın ruhu şad oldu.

Sonra Dere Köyü’nde yemek ziyafeti vardı. Ardıç ağacından alıp getirdiğimiz sazı bir köylüye 50 liraya sattık. Sazın sahibi aşığı gösterdik. Ona götürdü. Çalmasını istedi.  Aşık aldı sazı eline, baktı baktı. Şaşırdı. Doğaçlama bir şiir söyledi. Sazın uçarak geldiğini, evliyalara karıştığını, Karaca Oğlan’ın ruhunun buralarda dolaştığını, içinin ürperdiğini duygulanarak söyledi. Aşık köyden ayrılırken hala sazına bakıyordu.

O günlerde güncel olan bir olayı köylüler heyecanla bize anlattılar: Dere köyünde kapızda bir genç kız cesedi bulunmuş. Yirmi yıl önce kaybolan bir genç kız. Yıllar sonra cesedi hiç bozulmamış. İncelemek üzere Çukurova Tıp Fakültesine götürmüşler.

Mut‘a dönüşte Haydar Köyü’ne uğradık. Köye bağlanan ilk telefonun töreni vardı. Genç kaymakam Sayın Mustafa Korkmaz Dinçer (şu anda Muğla Vali Yardımcısı) ilk görüşmeyi yapmak üzere, genç bir gazeteci olarak bana ahizeyi uzattı. Telefonu çevirdim. 24 numarayı istedim. Karşıma Muhammet Gür çıktı. Haydar köylülerinin de selamların ilettik. O da evinde başta Ümit Kaftancıoğlu olmak üzere kalan sanatçı, yazarları ağırlamak için hazırlık yapıyordu.

Mut’a geldiğimizde, yeni taşındıkları belediye binasında Ruhi Su, Naki Özcan ve mutlu yerel sanatçılardan derleme yaptı. Ben de içerde belediye başkanı Yahya İnanıcı ile söyleşi yaptım.

Karacaoğlan konulu konferansa katılım çok oldu. Karacaoğlan’ın yaşamı, yaşadığı yerler. Onun doğa sevgisi, doğa aşkı, güzellemeleri dile geldi. Sıtkı Soylu konuşmasında: “Karacaoğlan Sünni bir ozandır” deyince,

Ümit Kaftancıoğlu söz alarak: “Karacaoğlan’ın Azerbaycan, Kars, Erzurum, Toroslar ile tüm Anadolu’da yaşadığını, oraları gezdiğini, herkesin onu sahiplenmesinin bundan olduğunu, Sünnisi, Alevisi sahiplendiği ölçüde onların olduğunu..“ vurguladı.

Söz sırası bana geldiğinde ise: Saraydın Köyü’nde Musa Yıldız’dan dinlediğim varyantı anlattım: “Şıh Dayım anlatır ki; Karacaoğlan Mara Köyü yakınlarında hakka yürümüş. Çalgıcı, Abdal aşığın diye ölüsüne kimse sahip çıkmamış. Sarıkavaklılar bunu duymuşlar. Onu alıp köylerinin yakınındaki Erenler Tepesine koymuşlar. İşte güzellik bu. Bunu yapan o günkü Sarıkavak’ta bulunan  Abdallarmış.” Orada bulunanlar konuşmamı alkışladılar. Sıtkı Soylu da bu konuda düzeltme yaptı, “Sünniler de onu dinler, sahip çıkar, demek istemiştim.“

Güzellik burada idi. Katılımcılar Karacaoğlan’ın bütün yönlerini anlattılar. Hele Vecdi Yarman, onun şiirlerini yaşayarak okudu. Bizler de dinlerken onu yaşadık. Bir yıl sonra da Karacaoğlan şenlikleri daha güçlü yapıldı. Bir süre sonra Kayısı Bayramı’nın gölgesinde kaldı. Bu günlerde Haziran ayı geldiğinde, kayısılar olduğunda Kayısı Bayramı kutlanıyor. O yıllarda üretimle kültür birlikte anlam buluyordu.

31.10.2007 Sesimiz Gazetesi

(Mut Çıtlık Dergisinin Ekim sayısından yayınlanmıştır.)

Yazarın Diğer Yazıları