DOLAR
39,4414
EURO
45,5458
ALTIN
4.367,23
BIST
9.311,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Hafif Yağmurlu
30°C
Mersin
30°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Parçalı Bulutlu
29°C
Salı Parçalı Bulutlu
29°C
Çarşamba Açık
30°C
Perşembe Açık
31°C

Mehmet AKPINAR

İMBİKTEN SÜZÜLENLER

KOPYA ÇEKMEYİ HAKEDENLER!

A+
A-

Öğrencilik hayatımda kopya çekenlere gizli bir hayranlık duyardım!

İtiraf mı, imrenmek mi?

Ne derseniz, deyin!

Kopya çekmeyi hak eden sorular, hak eden hocalar vardı gerçekten…

Büyüklerimizin ve arkadaşlarımızın kopya muhabbetlerinden ve envai çeşit becerilerini dinlemekten büyük haz duyardım.

Orta okulda Tarım Dersine Ziraat Dairesinden (İlçe Tarım) bir ziraat mühendisi gelirdi. Yazılı yoklamada bitki ve hayvanların latince isimlerini sorardı. Kopya çekmeyi hak etmişti. Bu konuda yeteneksiz olsam da, ilk kopya denemem oldu.

Allah rahmet eylesin, Şeker Hoca’nın dersinden kopya çekmemek olmazdı… Çoğunluk kopya çektiği için nereye el atsa yakalar ve benim gözümden hiç bir şey kaçmaz, kül yutmam derdi. Kopya hazırlama zahmetine bile girmeden sıranın gözünde kitap açıp yazarlardı. Bir keresinde ben de denedim, “herkes kitapları yere atsın” diye sesi yükseldi Hoca’nın. Tabi sapır sapır döküldü kitaplar… Rahmetliden yüksek not almayı bir türlü beceremedim!

Kopya çektiğim sayılıdır. Kopya hazırladığım, hazırlarken öğrendiğim ve kullanmaya ihtiyaç duymadığım olmuştur. Bir çeşit çalışma ve öğrenme usulü diyelim!..

Lise 1. sınıfta Cebir ve Geometri dersine genç ve ciddi bir hoca gelirdi. Geometri dersinden ilk yazılı yoklama olduk. Hoca bir tomar kağıdı kürsüye koydu, tek tek bakarak bir tanesini üste çıkardı. Okul numaramı okuyarak kara tahtaya çağırdı. Sözlü yoklama! İki soru sordu, yaptım. Otur dedi. Kağıttan yazılı notlarını okumaya başladı: Sıra bana gelince manalı manalı bakarak 4 (10 üzerinden) dedi. Okul hayatımda aldığım ikinci kırık nottu… Sanırım kopya çektiğimi düşündü veya başka bir şey, bilmiyorum. Ondan sonra gözü hep üzerimdeydi, beni izlediğinin farkındaydım. İlerleyen zamanlarda yazılı esanasında arada gelir, başıma dikilir, bakar ve 5 sorudan 3.cüsünü yaparken kağıdımı alır, tam not verirdi. Hocanın güvenini kazanmıştım.

Kimyacımız da aynı şeyi yapardı. Lakin lise son sınıfın son günlerinde beklenmedik bir şekilde sözlüye kaldırıp, sakkaroz’ un formülünü sorunca; dersinde kopya çekilen hocalardan olmayı hak ettiğini düşündüm. Zira onu ezberden yazmak imkansız gibi bir şey; aramızda geçen nahoş bir hadiseden dolayı böyle davrandığı aşikardı.

Temel derslerden kopya çekmediğim gibi çekmeyi de düşünmedim; ihtiyacımda, becerim de yoktu zaten.

Hülasa, kopya çekmek ayrı bir zevk ve heyecandır öğrenci için. Bana cazip gelen tarafı ise, becerisi ve ballandıra ballandıra anlatılmasıdır.

@kpınar 110921

Yazarın Diğer Yazıları