DOLAR
35,5696
EURO
36,6591
ALTIN
3.093,79
BIST
9.936,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Parçalı Bulutlu
16°C
Mersin
16°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
16°C
Pazar Açık
18°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
17°C
Salı Çok Bulutlu
17°C

MUT’TA UNUTULAN EĞLENCE OYUNLARI

16.10.2019
A+
A-

CINGIRAK

Cıngırak, Söbedek ve cıngırak direği denen düzgün, sağlam, (kabuksuz tercih edilir) iki ağaç direkten oluşur .
Söbedek: 10-12 cm. çapında, 130-150 cm. uzunluğunda bir dal, ağaç parçasıdır. Kalın ucu toprağa çakılmak, gömülmek üzere hazırlanır. İnce ucundan son 7-8 cm. kadarlık kısmı 4-5 cm. çapına gelinceye kadar yontulur. Harman yeri veya benzeri düz, taşsız genişçe bir yerin ortasına 30-50 cm kadarlık kısmı toprağa dik olarak, çok sağlam duracak şekilde çakılır veya gömülür, pekiştirilir.
Cıngırak direği: 15-17 cm. çapında 3-4 m. uzunluğunda doğru ve düzgün bir direk temin edilir.
Direğin uzunluğuna bağlı olarak kalın ucundan ince uca doğru yaklaşık 100-130 cm. uzaklığa söbedek direğinin yukarda kalan ucunun girebileceği kadar yuva açılır. Bu yuvaya yağ sürülür, kömür konur. Akşamleyin veya gözün gündüzleri 9-15 yaş arası kız ve erkek çocuklar (bazan büyüklerin iştirak ettiği de olur) toplanıp cıvıcakları zaman cıngırlak direğini, açılan yuva söbedeğin üzerine gelecek şekilde yerleştirilir. Direğin ince ucuna bir kişi karnını dayayarak abanır, kalın ucuna birkaç kişi onun gibi abanarak veya ata biner gibi biner. Denge sağlandığı zaman ince uçtakinin yönetmesiyle dönmeğe başlanır. İnce uca abanan çocuk direğin ortasına veya ucuna doğru kayarak dengeyi korur. Dengesizlik olursa cıvmak tatsız olur.
Dönmeyi uçtaki tek çocuk sağlar, direği bırakmadan yukarıya ve ileriye doğru sıçrar, biraz ileriye, biraz yukarıya, yere indiği anda durmadan tekrar sıçrar, böylece gittikçe süratlenir. Tahtarıvalli, salıncak ve dönme dolap zevklerini bir arada verir.
Bir ara kalın uçtaki çocuklar ağır basmağa uğraşırlar, başarabilirlerse ince uçtaki çocuğu 2-3 m. yukarıda askıya alırlar, öylece dururlar ve şenliğe renk katmak için çocuğa sorarlar “Nişanlın kim?, sevdiğin kim?. ” diye. O kadar arkadaşın içinde bu sırrı açıklamak biraz da zordur hani… Ama söylemese de indirilmez, askıda kalır, söylemeğe mecburdur. Bu bir kız da olabilir, ona da söyletilir.
Cıngırağın direkteki söbedek yuvasına konan yağ ve kömür sayesinde kağnı gibi, su dolabı gibi sesler çıkarır. Sesler monoton değildir, iniş çıkışlarda ve hız durumuna göre ayrı, uzaklardan duyulan insana hoş duygular veren seslerdir.

MARKIT (Lügatta: Mürlad-uyutucu)

Markıt, köyün gençleri tarafından özellikle uzun kış gecelerinde tertip edilen bir eğlence oyunu.
Malzeme: Bir adet markıt (Su kabağından tencere şeklinde hazırlanmış kap) bir kaç metre sicim.
Markıtın ağzına yakın yerinden eşit aralıklarla üç adet sicim geçecek kadar delik açılır, oralara sicim bağlanır. 5O cm. kadar yukarıda birleştirilerek tek sicim halinde birkaç metre uzatılır.
Köyün 15-20 yaş arası gençleri kış gecelerinde bir yerde toplanıp eğlenirler. O zaman bir markıt hazırlarIar.
Kışın o, zifiri karanlık gecelerinde hemen herkes evinde ocağını yakmış, çıkrığını, cığırganını kurmuş hem çalışır hem de yatsılığını yer. İşte o yatsılık yeme esnasında markıtını alan çocuklar dama çıkıp bacadan markıt sarkıtırlar. Ev sahipleri kimin çocuklan olduğunu bilmeden ortada yenen yatsılıklardan ne varsa (darı, buğday, küncü kavırgası, iğde, kuru incir, kuru üzüm, melengic gibi) birer parça markıta kor çocuklar çekip başka eve giderler. Böylece kendilerine yetecek kadar çerez topladıktan sonra toplantı yerine gelip güle oynaya yatsılıklarını yeyip evlerine dağdırlar.
Her zaman markıta yiyecek konmaz, ev sahibinin o an aksiliği üzerinde olur veya şaka yapmak ister, yiyecek yerine biraz kül koyar. Çocukların cevabı da güzel olur, bacayı kapatıverirler, içeride bir panik başlar. Ev sahibi acele çıkıp yakalamak ister ama nafile çocuklar kaçmıştır, kaçamayan gizlenir. Başlarına geleceği bilirler.

ÇIRAKMAN

Malzeme: Bir adet çırakman, söğüt ağacının taçlandığı yerden 30 cm. kadar yükseklikte kesilen üç ayaklı bir çatal. Bir adet bişme çubuğu, 2 m. kadar doğru ve düzgün bir çubuk. Oyuncu adedinde değnek.
Oynanışı: Oyuncu sayısı mahdut değil, 5-7 daha fazla olabilir. İlk defa bir atış yeri tespit edilir, göz kararı ile atış yerine 20-30 adım uzaklığa çırakman üç ayağı üzerine dikilir. Ebe elinde bişme çubuğu ile çırakmanın yakınında durur, oyuncular atış yerinden sıra ile teker teker değneklerini çırakmana atarlar çırakmanı alıp yerine dikinceye kadar oyuncuların atılan değneklerini alıp yerlerine gelmeleri lazım, aksi halde ebe çırakmanı diktikten sonra elindeki uzun çubuğu ile yetişebildiği bir oyuncunun herhangi bir yerine dokunup “bişşş’” der. Bişlenen oyuncu ebe olur eski ebe de oyuncular safına geçer. Oyun böylece devam eder. Bu oyunda, atış, vuruş, dikkat, sürat ve intikaI esastır.

ÇİVİ

Malzeme: 20-50 cm. arasında değişen uzunlukta ve 1-4 cm. çap kalınlığında ucu sivriltilmiş ağaç çiviler.
Oynanışı: İlkbahar ve Sonbahar gibi yağışlı mevsimlerde oynanır. En az iki kişi ile oynanan bu oyun üç-beş kişinin iştiraki ile de oynanabilir. İlk defa taşsız, rutubetli, düzgün bir zemin bulunur.
Oyunculardan biri kol kuvveti ve tek hareketle çivisini yere çakar, diğer oyuncu aynı usul ve hareketle hem çakılı olan çiviyi sökmeğe, ve hem de kendi çivisi çakılı kalacak şekilde çivisini atar. Öbür çiviyi yıkabilirse o çivi kendisinin olur. Buna “ütmek” denir, çivisi ütülen oyuncu başka bir çivi ile oyuna devam eder.
Her oyuncunun bir hamle hakkı vardır, bazen çivi çakılmayabilir çivi gene oyundadır, o çivinin ütülmesi kolay olur.

KIZGIN TAŞ

Malzeme: Limon şekil ve büyüklüğünde bir adet taş.
Oynanışı: İlla yaz geceleri oynanır. Oyuncu çocuklar oyun mahalline geldiklerinde “Demirci” “Kömürcü” diye iki, takıma ayrılırlar. Evvelce hazırladıkları taşı ateşte ısıtıp rastgele atarlar ve aramağa başlarlar, taşı bulan çocuk demirci takımındansa bağırır “Demirci kömürcüye binecek” eğer kömürcü takımındansa oda “Kömürcü Demirciye binecek” diye bağırır. Herkes atış yerine koşar, taşı bulan takım oyuncuları karşı takım, oyuncularından birini tutabilirse kendisini atış yerine kadar taşıtır.

Doğan ATLAY

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları