DOLAR
38,4149
EURO
43,7601
ALTIN
4.095,06
BIST
9.432,55
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Çok Bulutlu
23°C
Mersin
23°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Çok Bulutlu
23°C
Çarşamba Yağmurlu
20°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
21°C

Serpil TOMAK

İÇİMDEKİ YAZILAR

PARAN KADAR KONUŞ: İklim Tuzağı

A+
A-

Kocan Kadar Konuş dizisi 2015 yılında vizyona giren ve aynı adlı sinema filminden uyarlanmıştır. Başrollerinde Ezgi Mola ve Murat Yıldırım’ın yer aldığı bu romantik komedi, geleneksel aile yapısının ve toplum baskılarının bireyler üzerindeki etkilerini eğlenceli bir dille işlemiştir. Günümüzde en önemli güç ise kanımca erkek veya kadın olmak değil parasal güce sahip olmaktır. Yapay zekâ (ChatGPT) uygulamasına “Tarihsel olarak savaşların gerçek nedenlerini bir cümle ile söyle” diye sordum. İşte cevap: Genellikle güç mücadelesi, toprak ve kaynak kontrolü ile ekonomik ve ideolojik çıkar çatışmalarına dayanır. Yani bütün güç mücadelesinin altında parasal (ekonomik) güce ulaşmaktır. Çünkü parasal güç size her istediğinizi yapma ve her türlü politika araçları ile kamuoyunu yönlendirme erkine ulaştırır. Hatta kaba tabirle istediğiniz şımarıklığı ve hatta daha ileri düzeyde toplumlara zulmetme gücü de sağlar.

Milli gelir, bir ülkenin ekonomik (parasal) gücünün ve refah düzeyinin en önemli göstergelerinden biridir. Daha basit anlatmak gerekirse bir ülkenin bir yıl içinde ürettiği tüm mal ve hizmetlerden elde ettiği gelirin toplamıdır. ABD’nin milli geliri yaklaşık 29.168 trilyon dolardır. Teknoloji, finans, sağlık ve eğitim alanlarında güçlüdür. Dünya ticaretinde doların rezerv para olması, ABD’ye yıllardır küresel avantaj sağlamıştır. Çin’in milli gelir (GSYİH) düzeyi yaklaşık 18.566 trilyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir. ​Rusya’nın milli gelir (GSYİH) düzeyi ise yaklaşık 2.41 trilyon ABD dolardır. Türkiye’nin milli geliri ise dolar bazında yaklaşık 1.32 trilyon dolar olarak hesaplanmıştır.

Tablodaki veriler dünyadaki asıl ekonomik rekabetin ve mücadelenin (tabiri caizse savaşın) ABD ve Çin arasında olduğunun da göstergesidir. Bu rakamlar ABD ve Çin arasındaki gerilimin ipuçlarını da açıklıyor. Çin ucuz iş gücü ve dev üretim kapasitesiyle 2000’li yıllarda Batılı şirketlerin tedarik zincirinde vazgeçilmez olmuştur. 2010’lar kaliteye geçiş ve teknoloji adımlarının atıldığı dönemdir. 2020 ve sonrası dönemde ise yüksek teknoloji ve dış politik güç haline gelmiştir. Bugün Çin, ABD ile birlikte dünyanın en büyük iki ekonomik ve stratejik gücünden biridir. Tablodan da anlaşıldığı gibi ABD ve Çin ekonomik büyüklüğünün yanında Rusya’nın adı bile yoktur:

Ülkeler (2024)

Milli Gelir (GSYIH)

Kişi başına düşen gelir

ABD

27.974 trilyon dolar

85.373 dolar

Çin

18.566 trilyon dolar

13.160 dolar

Hindistan

3.567,55 trilyon dolar

2.236,31 dolar

Rusya

1.700 trilyon dolar

11.000 dolar

Türkiye

1.200 trilyon dolar

12.765 dolar

İsviçre

800 milyar dolar

105.669 dolar

ABD başkanı Trump başkanlık görevine başladığı 2017 yılında iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik önemli adımlar atmıştır. Ayrıca Trump yönetimi, Obama döneminin İklim Eylem Planı’nı iptal etmiş ve fosil yakıt endüstrisini destekleyen politikaları benimsemiştir. Şu anda aynı politikalarının arkasında durmaya devam ediyor. Çin 1,4 milyarlık devasa nüfusu ve ekonomik büyümesi, Çin’i toplam emisyonlarda diğer tüm ülkelerden çok daha ileride gözükmekte ve en çok karbondioksit salınımı yapan ülkesi olmuştur. Şu anda da dünyanın toplam sera gazı emisyonlarının dörtte birinden fazlası Çin kaynaklı. Ülkenin ana enerji kaynağı yıllardır kömür. Ancak, kömürle çalışan elektrik santrallerini kapatmak bir kenara, Çin şu anda 55 adet nükleer enerji santrali aktif olarak çalışmaktadır. Ayrıca 36 adet yeni santral inşa aşamasındadır. Diğer taraftan Çin ekonomisini geliştirip yoksulluğu azaltırken, batılı ülkelerin geçmişte karbondioksit salınımında yaptıklarını yapma hakkı olduğunu savunuyor (bbc.com). 1.438 milyar nüfuslu Hindistan da henüz net sıfır emisyon hedefli bir yıl taahhüt etmemiştir. İsviçre’de, Haziran 2023’te yapılan referandumda, hükümetin iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik ciddi önlemler içeren yasa tasarısı %51,6 oy oranıyla reddedildi. ​İsviçre, yüksek yaşam standardı ve güçlü ekonomisiyle tanınan bir ülkedir. O nedenle kişi başına düşen geliri en yüksek ülkelerden biridir.

Toplam Karbon Emisyonlarında İlk 5 Ülke

Yüzde payı (%)

Çin

30-31

ABD

13-14

Hindistan

7-8

Rusya

4-5

Japonya

2.5-3

Türkiye (sıralama 20)

1.26

Kaynak: Statista

Dünya ekonomisinin en büyükleri –Çin ve Amerika başta olmak üzere- aynı zamanda karbon emisyonlarının en büyük kaynağıdır. Küresel sera gazı emisyon oranlarının neredeyse %5’inden sorumlu tutulan Rusya, Paris Anlaşması’nı resmen onaylamayan 12 ülkeden biri olmaya devam ediyor. Türkiye ise adım adım küresel iklim kanunu tuzağına doğru gidiyor. Özetle dünyanın en büyük ekonomileri riayet etmezken ülkemizde “küresel iklim ısınması” adı altında birçok yasakların gelmesi öngörülüyor. Hayatımızda tükettiğimiz her ürünle ilgili müdahaleleri getirebilecektir. Karbon vergisi, ulaşım vergisi, ağır emlak vergileri doğurabilecektir. Büyük ve küçükbaş hayvancılık atmosferi kirlettiği gerekçesiyle, su kaynaklarını tükettiğinden dolayı yasaklanabilecektir. Bazı tarım ürünlerinin, ata tohumunuzun ekilmesine kadar engeller getirilebilir. Ne üreteceğinizden tutun da hangi tarım ilaçlarını kullanacağınıza kadar müdahale söz konusudur. Küresel sistem yerel üretimi baltalarken yapay gıda üretimleri hız kazanmaktadır. Artık ülkeler top ve tüfekle ele geçirilmiyor. Küresel iklim kanunu, ihracat ve ithalat rejimlerine müdahale ile yapılıyor. Sizin meclislerinizden onaylanarak uygulanıyor. Özetle kendi tarım politikalarımızı (tarım ve gıda yeterliliği/güvenliği/verimlilik) kendimiz üretmemiz şarttır. Biz bu konuda yüksek nitelikli ve donanımlı kadrolara sahibiz. İlke ve eylemleri ile öncü vizyoner liderimiz Atatürk’ün dediği gibi “Gıda bir milletin varlığının teminatıdır.”

Yazarın Diğer Yazıları