Bir Üniversite öğrencisi sordu, ben de yanıtladım. Konu turizm, Silifke olunca sizlerle paylaşmak diledim.
1. Silifke kültür turizmi denince aklınıza neler gelmektedir?
Bilinen araştırmalar sonucunda 4 Bin Yıllık bir tarih geçmişi var. O dönemlerden kalan tarihi yapıtlar hala ayakta. İzleyenler tarih ve kültür geçmişini görünce izlenimlerini aktarmakta, bir başkası da ziyaret etmek için gelmeye devam etmektedir.
Yaşanılan coğrafyanın sağlıklı olması, özellikle Göksu vadisinin iklim dokusu binlerce yıllık yaşamı günümüze kadar getirmiştir.
Hitit, Bizans, Roma, Selçuklu, Osmanlı döneminde bölgede kültür yapıları ortaya konmuş. Bu bize kültürel bir mirastır. Bölge bir hazine gibidir.
2. Silifke’nin kültür turizmi açısından güçlü yönleri nelerdir?
Özellikle Taşeli bölgesi kültür turizmine açıktır. İklim yapısı 300 güne varan güneş günü, ılıman bir iklim yapısı, bölgede hem yaşamayı, hem de ziyaret etmeyi uygun kılmaktadır. Uzuncaburç, Olba, Alahan, Merkez de Zeus tapınağı, kalesi, köprüsü, Ayatekla Kilisesi, halen kapalı olan Taşucu Kilisesi dünya gezginlerinin merak ettiği, beğendiği yerlerdir.
3. Silifke’nin kültür turizmi açısından zayıf yönleri nelerdir?
1970’li yıllarda devlet planlaması yapılırken, İçel ilinin sanayi, tarım olarak planlara işlenmesi ile bölgeye turizm yatırımları engellenmiştir. Turistin gelip konaklayacağı yerler olmayınca turizm gelişmesi bir Antalya kadar olamamıştır. Aynı tarihlerde Antalya tarım, turizm olarak planlara işlenmiştir. Bu da turizm alt yapısı anlamında büyük eksiklik olmuştur.
Özellikle Göksu deltası projesi hazırlanırken, yöre halkı plana dahil edilmemiştir. Bu ise deltanın korunmasında büyük eksikliklere neden olmuştur.
Oysa yöre halkının plana dahil edildiği Narlı Kuyu’da yöre halkı kahvaltı salonları ile plan içinde yer alınca yöre tarihi kalıntılarına sahip çıkmaya başlamışlardır.
Bu projelerin yaygınlaşması gerekmektedir.
4. Silifke’nin kültür turizmi açısından fırsatları nelerdir?
Kız kalesi, Cennet Cehennem, Silifke Kalesi, Uzuncaburç, Olba, Ayatekla ve Taşucu Kilisesi (şu anda depo olarak kullanılıyor) bunların bakım ve tanıtımı yapılır ise bir grubun iki, üç gün burada kalması sağlanabilir. Esas olan Silifke, Taşeli folkloru ile zengin bir bölge, sanat etkinlikleri ile bunların ziyaret edenlere gösteri yapması, kongreler düzenlenmesi ile daha zengin kültür verileri ortaya çıkabilir.
5. Silifke’nin kültür turizmi açısından tehditleri nelerdir?
Tarihi alanlar önceki yıllar korunamamış, Ayatekla Kalesi sökülerek aşağıda Ulugöl köyünde evler yapılmış. Yöre halkının bilinçlendirilmesi ve onları planların içine alınması, onlarında turizm pastasından yararlanmaları bu tehdidi ortadan kaldıracaktır.
Ama esas 1970’li yıllarda yapılan plan ile sanayi bölgesi olması, kirli sanayiyi de beraberinde getirmiştir. Mermer ocakları, çimento fabrikası, termik santraller ve Akkuyu nükleer santrali yapımı bölge turizmine en büyük tehdit olmaktadır.
6. Silifke’nin kültür turizmi neden gelişmemiştir?
Planlarda turizm olmayınca yollar eksik kalmış, otel, pansiyon, konaklama yerleri yapılamamıştır. Turizmci buraya yatırım yapmamıştır. Devlet tarihi yerlere sosyal tesisler yapmamıştır. Örneğin yıllarca ören yerlerinde bir çay içecek yer, tuvalet bile yapılmamıştır. Gelen gemiler bir günde gezip gitmek zorunda kalmıştır. Oysa turizm konaklama olanakları olsaydı, bunlar en az üç gün burada kalabilirlerdi.
7. Size göre Silifke kültür turizminin gelişmesi için neler yapılabilir?
Mersin – Taşucu otoban yolu en kısa zamanda bitirilmeli, Ayaş’ta planlanan hava alanı turizm amaçlı yapılmalı. Turizm planları da o zaman hızlandırılacaktır. (Tisan, Mavikent (Kargıcak), Boğsak, Susanoğlu turizm alanları) yöre halkının görüşleri alınarak , yani referandum yapılarak Akkuyu nükleer santralin çalışması durdurulmalıdır. Enerji gereksinimi için rüzgar ve güneş enerjisi tercih edilmelidir. (300 gün güneş günü olan bölgede lisanslı üretim hakkı sağlanmalıdır.)
Eğer bu tedbirler alınırsa, var olan kültür ve turizm potansiyeli en yüksek seviyeye ulaşabilir.