Belediyecilik basit iş değildir; önce aday olabilmenin yolunu bulacaksın, sonra toplumun her kesimine ulaşıp, yapacaklarını anlatarak seçilme şansını yakalayacaksın. En önemlisi de seçildikten sonra kiminle nasıl çalışacaksın, liyakat sahibi bir kadro kurabilecek misin? Tahmin ederim ki, başkanların önceden en az kafa yorduğu konu budur. Göç gide gide düzülür anlayışıyla, etrafını saran insanlar arasından liyakatine değil siyasetine bakarak bir ekip kurarlar, deneme yanılma yöntemiyle değiştirerek yollarına devam ederler.
Öncelikle, il veya ilçelerde bu kamu hizmetine talip olan aday adaylarını medeni cesaretlerinden dolayı kutluyorum. Her birinin tavrı kıymetlidir.
Sonra hayal kırıklığına uğramamak ve üzülmemek için adayların önce aynaya bakmalarını ve kendilerini sorgulamalarını tavsiye ederim:
1.Toplumdaki siyasi, insani ve idari karşılığım nedir?
2. Kazanabilecek ve bu görevi hakkıyla yapabilecek bilgi, birikim ve yeteneğe sahip miyim?
3.Yaşadığım beldede farklı toplum kesimleriyle iyi diyalog içinde miyim, kimin derdine ne kadar çare olabildim, olabilirim?
4. Toplum karşısına çıktığımda kendimi ve projelerimi anlatabilecek yeteneğe sahip miyim?
5. Ne kadar inandırıcıyım, topluma güven verebiliyor muyum?
6. Siyaset acımasızdır. Siyasi arenaya çıktığımda hakkımda yapılacak tezviratlar karşı sinirlerim ne kadar sağlam?
7. Meclis üyeleri dahil, seçimde ve seçildikten sonra verimli çalışacak , siyaset ve hizmet üretecek ekibim var mı?
8.Teşkilatlarla uyumlu çalışabilme anlayışına sahip miyim?
9. Seçim, büyük ölçüde reklam ve gösteri işidir. Seçimin külfetini karşılayabilecek maddi güce sahip miyim?
Aynada kendinizi böyle görüyorsanız, yolunuz açık olsun. Başarılar dilerim.
MehmetAkpınar 130923
Sertavul/Mut