Ülkenin gündemini belirleyen medya ,aslında aklımızla alay ediyor. Farkındasınız değil mi? Gerçek gündemi ekranlarına ,sayfalarına taşıması gereken tüm medya kuruluşları eksiksiz bir şekilde hepsi politize olmuş durumdalar. Tarafsız ve objektif tek bir medya kuruluşu yok.
Siyasetin kuşattığı ve esir aldığı medya ,halkın tarafsız haber alma ve objektif haber verme haklarını elinden almış,tarafı olduğu siyasi yapıya hizmet etmektedir.
Yoruma dayalı habercilik anlayışı ile kitleler yönlendirilmekte ve yönetilmeye çalışılmaktadır.
Haber saatlerinde öfke kat sayılarımız yükselmektedir. Bildiğimiz,gördüğümüz olayların farklı bir şekilde servis edilmesi, aklımızla dalga geçildiğinin işaretidir.
Saçma sapan dizi ve yarışma programlarından sonra hemen hemen her kanalda ekrana getirilen tartışma programları var.
Televizyonlardaki tartışma programlarını izliyor musunuz?
Tahammül edebilecek kadar hala sinirleriniz sağlam mı?
Belli başlı isimler ama ne isimler?
Her konuda bilgi sahipleri maşallah.
Kalemini ve karakterini kiraya vermiş bir sürü uzman(!)
Kiraya vermiş diyorum çünkü; rüzgarın esme yönüne göre vaziyet aldıklarını hepimiz biliyoruz. Gazeteci ama bir bakıyorsunuz dış politika uzmanı. Gazeteci ama bir bakıyorsunuz tıp doktoru,ya da şehircilik uzmanı,güvenlik danışmanı,terörle mücadele stratejisti,deprem bilimleri profesörü. Ya da ekonomist olmuş bugüne kadar kaç kuruş yönettiyse artık.
Hukukçu etiketiyle hukuk dışında her konuda bilgi sahibi. Hukukun ayaklar altına alınmış olmasına edecek tek lafı yok ama.
Bir onlar biliyor her şeyi. Millet olarak biz hiç bir halttan anlamıyoruz sadece onlara göre.
Terbiye,adap,saygı ve hoşgörü hak getire. Hakaretleşmeler,küfürleşmeler ve tehdit etmeler havalarda uçuşuyor.
Bir susun artık. Biraz da bilenler konuşsun. İşleri için yıllarca eğitim almış,konusunda uzmanlaşmış,dirsek çürütmüş bilgi sahiplerine de yer verin birazcık.
Gazeteci ve hukukçu yada her ne sıfatla ,etiketle katılmış olursa olsun hepsi sanki bir siyasi partinin resmi sözcüsü gibi. İktidar ve muhalefet fark etmiyor. Al birini vur ötekine. Yanınızda oturan politikacıya bırakın partisinin fikirlerini anlatmayı. Siz sıfatınıza yakışan yorumlar yapın. Ha,bir de sık sık ben partili değilim demiyorlar mı? İşte en fenası bu.
Televizyonlar en iyi reytingin bu insanlarla alındığının farkında. Ne kadar çok kavga o kadar reklam.
Adamlar haklı ama. En acı durum bu. İzleniyorlar çünkü. Biz prim veriyoruz,müdahil oluyor taraf tutuyoruz. Onlar kadar düşünemeyeceğimizi zannediyoruz. Onların kıt ve kiralık akılları kadar fikir sahibi olamayacağımızı düşünüyoruz.
İnanın her birimiz en az onlar kadar fikir sahibiyiz. Ve hatta iddia ederim ki; onlardan daha çok şey biliyoruz. Onlar kadar olamayacağımız şeyler var. Mesela yalakalık,yalan söyleme ve fikrini,kalemini güç sahiplerine satma. İşte bunları yapamayız.
Tartışma programları altında beyin yıkama operasyonları yapılıyor.
Beyninize,aklınıza mukayyet olun,müsaade etmeyin.
Allah muhafaza ekranlardaki şarlatanlara döneriz.
Birbirine tahammül edemeyen,dinlemeyen,konuşturmayan,tehditkar,şantajcı,kiralık,satılık, terbiyesiz,adab ve töre bilmeyen provokatörlere meydan vermeyin.
Baktınız olmuyor mu? Kapatın gitsin ekranı. Açın bir türkü,şarkı ruhunuzu dinlendirin.
Ve hatta yapabiliyorsanız bir kaç sayfa kitap okuyun. Ne olursa fark etmez. Sadece okuyun ve çocuklarınıza da kitap okutun.
*****
İlk kitap heyecanını sizlerle birlikte yaşadım. Kitabıma göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka için tüm okurlarıma teşekkür ederim.
İkinci kitap hazırlığı için yazı yoğunluğumdan dolayı köşe yazılarımı aksattığım için özürler diliyorum. Fırsat buldukça bir araya gelmeye gayret göstereceğim. Anlayışınız için teşekkürler ederim.
MUHAMMET KAYHAN
22,01,2020
