1980 öncesinde ülkücü hareket mensupları için
bir kahramandı. Bizim yaşıtlarımız için ise bir efsaneydi. İlk olarak 1991-1992
yıllarında başladığım üniversite hayatımda Erzurum’da tanımıştım başkanı.
RP-MHP ve IDP ittifakıyla girilen genel seçimler için Erzurum’a gelen rahmetli
Başbuğ,Erbakan Hoca ve Aykut Edibali ile birlikte O’da gelmişti. Kendisi de Sivas milletvekili adayı idi. O
miting sırasında tanımış,elini sıkmış ve sohbet etmiştim. Benim için çok önemli
anlardı. Çünkü yaşayan bir ülkü devini ve efsane bir ismi,örnek aldığımız ve
hayatımın sonraki yıllarında hep izlerini ve etkilerini yaşayacağım Muhsin
Başkan ile tanışmıştım.
O senenin temmuz ayında Başkan MHP den kopmuş
ve kendisine bir başka yol çizmişti. Nedenlerini ve niçinlerini burada
tartışmaya açmıyorum. Biz Başkan’ın yolunda yürümeyi tercih etmiştik.
Erzurum’a çok sık gelirdi. Her gelişinde
bizlerle çok özel ve uzun sohbetler eder ve her seferinde kendisine
hayranlığımız daha da bir artar ve yürüdüğümüz yolda çok şeyler öğrenirdik.
Memleket için çırpınan bir kalp sesi duyardık dizlerinin dibine oturduğumuzda.
Yorulmadan ,bıkmadan onca işkence ve yıllarca hücre cezası çekmiş olmasına
rağmen ,sanki davası için yeni yola çıkmış bir delikanlı enerjisiyle
koşturur,çabalardı. Hızına yetişemezdik çoğu zaman. Bir kaç günlük Erzurum
programlarında Başkan’ı otele uyumaya bırakırdık. Kendimiz teşkilatta sandalye
üzerinde daha uykuya dalamadan haber gelirdi. 2-3 saatlik uykudan sonra sabah
namazına kalkmış olurdu. Koştururduk hemen yanına. Güleryüzüyle bizi selamlar
ve daha gün doğmadan uzak ilçelere giderdik beraber. Şatafatlı karşılamaları
sevmez,gösterişten uzak bir derviş edasıyla yaşardı. Ayakkabıları çamurlu
olurdu. Paltosu kırışıklar içinde biryerlere yetişmeye çalışırdı. O’nu bu yiğit
vatan evladını, Erzurum’un kışında
,ayazında sırtında mevsimlik bir incecik paltoyla görmüş ve sevmiştim. Partili
partisiz her görenin yüzü güler ve sanki 40 yıllık tanışı gibi kucaklardı
Başkan’ı.
Türk siyasetinde ayrı bir yeri vardı her
zaman. Ve şimdi bile ,şehadetinin üzerinden 10 sene geçmiş olmasına rağmen
eksikliği çok fazla hissediliyor.
O kimseye siyaset için hakaret etmezdi. Hiç
bir kimse de O’na hakaret etmeye cesaret etmezdi. Muhsin Başkan Türk siyaseti
için kalite,duruş ve vakar timsali idi. Mü’mindi,ve inançları için
darağaçlarından zerre kadar korkusu yoktu.
Soğuk ve karlı bir Mart gününde memleketi için
ücra bir Anadolu yurduna ulaşmak için koşuştururken hain ve şerefsiz bir
suikaste kurban gitti.
Suikasti planlayanlar cenazesine bile
ulaşılamasın diye günlerce milletle ve sevenleriyle alay eder gibi oyun
oynadılar. Son teknoloji cihazlara bile gerek kalmadan sadece sevenlerinin
çabalarıyla bile bulunabilecekken engellediler,buldurmadılar.
Hayatımızın en uzun günlerini yaşadık bulunana
kadar. Başkan için o günden bugüne gözyaşlarımız hiç kurumadı,dualarımızdan hiç
eksik etmedik.
Mecliste tek başına olduğunda bile çok
güçlüydü. Şehadete erdiğinde gücünü tüm memleket gördü. Hiç bir kimseye nasip
olmayan bir dua ve gözyaşı kalabalığıyla çok sevdiği Rabbine ve Rasulune
uğurladık.
Şimdilerde meydanlarda eksikliğini hissediyor
ve çok arıyoruz.
Üzücü olan ise böyle bir vatan evladının
katillerinin özenle saklanması,davasının Türk mahkemelerinde geçiştirilmesi ve
kaza süsü verilmeye çalışılmasıdır.
Benim gibi Başkan’ın dizinin dibinde yetişen
neslin ne öfkesi dinecek ,ne de gözyaşları. Bu memleketin tüm hüküm sahipleri
ve muktedirlerinden soracak hesabımız bitmedi.
Hesabımızı da ne unutacak ne de unutturacağız.
Muhsin Başkan’ın gözlerine bakmış ,memleket
için atan kalbinin sesini duymuş,aynı sofrada bulgur pilavına kaşık sallamış,
etrafında pervane olmuş bizlere, katillerinin hesap verdiği günü görmeden
unutmak haramdır.
Sistemin ve muktedirlerin öncelikle bizlere ve
sonrasında ise memlekete bir Muhsin Başkan borcu vardır.
Bizler bu sistemden ve muktedirlerden bir
Muhsin Başkan alacaklıyız. Rabbim tahsil edeceğimiz günü yaşamayı nasip etsin.
Şehadetinin yıldönümünde acımız ilk gün kü
gibi tazedir. Ve öfkemiz ,kinimiz her geçen gün artmaktadır.
O benim Muhsin Başkanım.O bizlerin Muhsin
Başkanıdır. Siyaset meydanlarında hiç kimse sahip çıkmaya çalışmasın. Ta ki
katillerini yargılayıncaya kadar.
Rahmet ve hasretle Muhsin başkanımı,benim
Muhsin Başkanımı ve memleketin her köşesindeki evlatlarının Muhsin Başkanını
anıyoruz ve arıyoruz.
Rahmet ola.
Mekanı cennet ola.
MUHAMMET KAYHAN