Aradan 86 yıl geçmiş ATAMIZI anmaya devam ediyoruz. İçine sindiremeyenler hala ona küfür ediyorlar. Kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı onun adını anmadan korkuyor. Kiliselerde, cemevlerinde anılıp, lokmalar dökülüyor. Silifke Cemevi canlarını alıp, Anıtkabir’e gidiyor. Ama cami de ona bir hayır dua edilmiyor.
Suçu büyük; çürümüş, köhnemiş Osmanlı’yı kaldırıp, yerine Cumhuriyet kurmak. Çağdaş Türkiye yaratmak. Demir yolu ağları döşemek. Sonra fabrikalar, ama her şeyden önce Köy Enstitüleri kurmak. Köylere aydınlık götürmek. Çalışmayı öğretmek. İleri ileri yürümek.
Ama Atam sen aramızdan ayrıldın, o Osmanlı hayranları, şeriat bayrağı açıp ayağa kalktılar. Elin Amerika’sının ağzına bakıp önce Köy Enstitüleri kapattılar. Çağdaş eğitim gören liseleri kapatıp, zorunlu din dersi, zorunlu imam hatip liseleri kurdular. Okullarda felsefe, mantık, fen bilimleri yerine, din ulemalarının fetvalarını dayattılar.
Sonra içlerinde kin, nefret bitmedi. Cumhuriyet kazanımlarını özelleştireme, özerkleştirme (Bu deyimi solcu liboşlar koydular) adı altında ya sattılar ya da kapattılar. Şimdilerde Ruslar 1960’lı yıllarda yaptırılan Seydişehir Alüminyum İşletmesini bir yakınlarına peşkeş çektiler.
Dağlar, taşlar, maden, altın aramak isteyenlere verildi. Orman kalmadı, doğa harap edildi. Ağaç, doğa, insan sevgisi… Kadına düşman, kendi gibi düşünmeyen, inanmayana düşman.
ATAM bunlar olurken, bizler hep sana övgüler yaptık. Ama bıraktığın mirasa sahip çıkamadık.
Köy okulları taşımalı diye bir eğitim sistemi ile kapatıldı. Şimdilerde ahır, depo olarak kullanılıyor. Çoğu yıkıldı.
İşte bir köyde Gökbelen/Silifke’de senin bıraktığın emanete sahip çıkmak için ayağa kalktık. Gökbelen Eğitim, Kültür Dayanışma Derneği kurduk. Bayramları köy meydanında dışarı giden köy çocuklarına sahip çıkarak onlarla birlikte kutlamaya devam ediyoruz. Her 10 KASIM’da o meydanda anmaya devam ediyoruz.
Hani bir ışık var ya, onu hala görüyoruz. Onun için o ışık bize yol gösterecek. Dernek Başkanı Ayşe Erdeviren; taşımalı okuldan gelen çocukları sıcak soba başında eksik olan derslerini tamamlayarak onları lise, üniversiteye hazırlıyor. 4000 yakın kitabını kültür evine bağışlayarak okuma alışkınlığını artırıyor. Çocuklar, esnaflar kitabı okuyup, yenisini alıyorlar.
Biz seni anarken, bir karar aldık. Bütün karanlıkları yıkıp, şeriatın önünü keseceğiz. Mücadele ışığı bize yol gösterecek. Önce köy okullarımız geri gelecek. Sonra Cumhuriyet kazanımlarını geri getireceğiz. Öz kaynağımız var. Çalışmak, çalışmak. Üretmek, üretmek, bolca üretip, hakça bölüşmek.
Bunun için doğa, insan sevgisi ve senin yolun bize yetecek.
