Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Nihat MUSTUL

YAZARIN KALEMİNDEN

BAŞLIKTAN BAŞ AŞAĞI

A+
A-

OİDİPUS
Birçoğumuz biliriz Oidipus anlatısını. Daha çocuktur Oidipus. Yazgısı kötü olacağı için annesi babası tarafından terkedilir. Sonra Kral Polypos’a götürülür ve onun tarafından büyütülür. Giderek delikanlı olur Oidipus. Bir gün dağda, atla gezinen bir soyluyla karşılaşır ve kavgaya tutuşurlar. Soyluyu öldürür. Derken Kraliçe Epikaste ile evlenir ve Thebai kentine kral olur. Oysa dağda öldürdüğü o soylu babası, evlendiği kraliçe de anasıdır. Ama bunu bilmez o. Olacak ya, arkasından da halkı veba salgınına yakalanır ve büyük acı çeker. Sonra Oidipus, bunun nedeninin kendisi olduğunu anlar, gözlerini kör eder ve kenti terk eder.
Ol anlatı özet olarak böyle.
Şimdi de dönüp gelelim bize; acaba hangimiz hangi haksızlığı onayladık, hangi haksızlığa ortak olduk, hangi haksızlık karşısında sustuk, hangi acılara neden olduk?.. Ve bırakın Oidipus gibi gözlerini kör edip kentini terk etmeyi, kaçımız insanlığımızın en kaba yerine bile bir toplu iğne ucu dokundurabildik?
MÜZİK
Zaman zaman televizyonda, özellikle de bilgisayar başında çalışırken üç müzik kanalı dinlerim: TRT Türkü, TRT Name ve TRT Kürdi. Üçünden de büyük keyif alırım, üçü de beni dinlendirir durur. Yazı yazarken bile beynimi hiç mi hiç karıştırmaz, tam tersine esin kaynağı olur hep.
Türkçe türküler/şarkılar nasıl dinlendiriyorsa beni, Kürtçe türküler de öyle, Azerice türküler de. Dünya dillerinin bütün müzikleri aslında. Çünkü müzik evrenseldir.
Kürtçeyi bilmesem de Kürtçe türküler o kadar yakın geliyor ki bana, sanki benim yüreğimden, benim toprağımdan, benden, bizden… Dinlemeye bayılıyorum. Hele hele kimisi Türkçe olarak bildiğim, çok sevdiğim türküler.
Zaten ne zaman gündüz uyuması yapacağım, ille de birisini dinleyerek. Uyuyuveririm hemen.
Müzik demişken, işte daldan dala bin uçuş:
Bu yaşıma rağmen benim kimi zaman en büyük yanılgım, karşımdaki kuru gürültüyü “müzik” saymam.
Bir daldan dalalık daha; birçok konuda babamın oğlu olsam da, ses/türkü konusunda hiç mi hiç babamın oğlu değilim.
+++
BE KARDEŞİM
Kimsenin giyimine kuşamına karışan birisi değilim. Ama yatak giysinle sabah yürüyüşündesin be kardeşim, parktasın, fırındasın, bakkaldasın, yolda sokaktasın ve hatta!..

Yazarın Diğer Yazıları