Anadolu
coğrafyasının toprak damlı, sıvasız, pencereleri camsız, kırık dökük evlerine, elleri
nasırlı babalara, yüreği yanık analara vatan yüzlü, kavruk delikanlılarının
şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor. Bu toprakların ekonomik olarak en fakir ama vatan sevgisi bakımından en
zengin yüreğe sahip delikanlıları ana kucağından, vatan toprağına gözlerini
kırpmadan giriyorlar. Millet olarak her şehidimizle birlikte bizlerde sanki
toprağa giriyoruz. Şehit analarını kendi analarımız gibi, şehit babalarını
babalarımız gibi, eşlerini kendi kardeşlerimiz ve gözleri bir daha babalarını
göremeyecek, kokularını bir daha alamayacakları evlatlarını kendi evlatlarımız
gibi görüyoruz.
Yüreklerimizi
dağlayan şehit cenazelerini televizyon ekranlarından gözyaşları içinde
izliyoruz. Siyasi düşünce, farklılık ve ayrışmanın olmadığı, milli birlik ve
beraberlik duygularıyla, terör örgütlerine en etkili tokadın birlik ve
beraberliğimiz olması hususuyla cenazelerimize en kalabalık katılımları
sağlıyor ve tek nefes ve tek yürek olduğumuzu haykırmak istiyoruz.
Ama
kendini bilmez birileri maalesef bu aziz şehitlerimizin merasimlerine gölge
düşürmeyi kahramanlık zannediyor. Rabbinin katına en yüksek rütbeyle ulaşan bu
kahramanlara son görevlerini yapmak için toplanmış olan binlerce gözüyaşlı
insanın içine karışmış bir kaç adab ve töreden habersiz, ruhu ve beyni o anın
kudsiyeti ile değil de, dünyevi öfke ve şeytani duygularla bezeli şahsiyetsizin
yaptığı hareket maalesef kahraman evladımızın ruhaniyetini ve acılı ailesinin
yüreğini dağlamaktadır.
Bir
siyasi partinin liderine şehit cenazesi esnasında linç girişiminde bulunmak ne
adaba, ne töremize ne de inançlarımıza yakışır. Bu girişimde bulunanlar her kim
iseler, hangi siyasi düşünce ve partiye üye olurlarsa olsunlar millet
vicdanında kabul göremezler. Siyasi tartışmanın da adabına uyan hareketler
değildir bunlar. Siyasi rekabetin uyulması gereken kuralları vardır. % 30 oy
almış ve ülkenin en büyük siyasi partilerinden birinin liderine nerede
yapılırsa yapılsın böyle bir linç girişimi ve hatta sığındığı evi yakma
Neronluğu kesinlikle hafife alınamaz. Ülkemizin huzuru ve kardeşliğine atılmış
bir dinamittir bu düşüncesizce hareketler.
Bu
tür olayları tetikleyen, ateşleyen ve çıkacak olan kaostan beslenmeyi düşünen
odaklara en iyi cevabı devlet büyüklerimiz, yetkililerimiz ve siyasi parti
liderlerimizin vermesi gerekmektedir. Amasız, lakinsiz ve töhmetten uzak
sağduyulu açıklamalarla bu karanlık planlar bozulabilir. Gerginliği yaratanların
liderlerimiz olduğunu düşündükçe, ve basın-yayın yoluyla, medya aracılığıyla
tetikçilik yapıldığı gerçeğiyle beraber aslında bu yazdıklarımızı
gerçekleştirmenin ne kadar zor ve imkansız olduğunu da maalesef görüyoruz.
Empati
kurarak olaya yaklaşmak en akıllı ve sağduyulu çözümü beraberinde getirecektir.
Kendi partinizin liderine yapılacak olan herhangi bir fiili saldırı sizi nasıl
öfkelendirecek bir düşünün. Yada kendi babanıza atılan bir yumruk sonrası
kendinizi nasıl hissedeceksiniz acaba?.
Ellerinizi
vicdanlarınıza koyunuz ve bu milletin huzur istediğini unutmayın. Huzur ve
güvenin olduğu bir memleket istiyoruz. Kaos, karmaşa ve gerginlik istemiyoruz.
Hiç kimse siyasal zaferleri adına milletimizin huzurunu bozmaya ve bizleri
komşularımızla, akrabalarımızla, düğün ve cenazede beraber olduğumuz, selam
alıp verdiğimiz arkadaşlarımızla düşman etmeye kalkışmasın. Yakacak olduğunuz
bu fitne ateşi gün gelir sizi de yakar. Gelin el birliği ile kızgınlıklarımızı
ve öfkelerimizi birbirimize değil, birbirimiz olmamızı engellemeye çalışanlara
yöneltelim. Acıda ve sevinçte, tasada ve kıvançta biriz, beraberiz mesajını en
güçlü bir şekilde ayrılığımızı ve kavgamızı isteyenlere gösterelim. İnanın ki
sonuçta kazançlı çıkan milletimiz olacaktır.
* * *
Bugün
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Kutlu olsun.
Milli iradeyi tüm ülke sathına egemen kılan
Milli Mücadelemizin anıtlaşan zaferini simgeleyen bugünü layıkıyla kutlamak ve
temsil ettiği bağımsızlık ruhunu iyi anlamak gerekiyor. Elimizde bulundurduğumuz
bu gücün hangi şartlarda ve nasıl kahramanca mücadeleler neticesinde
kazanıldığı gerçeğini unutmamak lazımdır.
Bugün
çocuklarımızn bayramı. Onların geleceğinin garantisi olan milli irademizin ve
bağımsızlığımızın en çok çocuklarımıza yakıştığı bu günü gelin el birliği ile
onlara bayram kılalım.
Bugün
onların bayramını kutlayalım. Sadece resmi kutlama törenlerinde değil, sokakta,
caddede gördüğümüz çocuklarımıza hediyeler verelim, bayramlarını kutlayalım
gülen gözlerle. Ülkemizin geleceği olan gözlerde göreceğimiz ışıltılarla gurur
duyalım. Açta, açıkta çocuk kalmaması için,endişe ve korku içinde bir nesil
yetiştirmemek için onlara örnek olalım.
Tüm
ülkeye bir bayram havası gelsin.
Çocuklarımız
mutlu olsun.
Milletimiz
ilelebet bir ve beraber olsun.
MUHAMMET KAYHAN