Geçtiğimiz hafta sonu, Muğla Milas, Fethiye, Ortaca iki günümüz geçti. Cuma günü akşam Milas‘ta Yeşim- Faruk Yavuzdiler’lerin konuğu olduk. Akşam otururken 1975-1977 yıllarında askerlik sırasında komutanım Mustafa Gezgin’e telefon ile ulaştık.
Cuma günü başlayan yağmur, cumartesi de devam etti. Önce Milas pazarında alışveriş yapıldı. Sonra aracımızın yıllık bakımı yaptırıldı. Mustafa Gezgin komutan ile bir araya geldik. Milas’ta kaldığımız evin yanında Milas Belediyesinin taziye aracını gördük. Seyyar bir traktör römorku üstüne monte edilmiş. İçinde elektrik tesisatı var. Taziye evinin yanına bırakıyorlar. Bir elektrik bağlantısı yeter. Örnek bir çalışma. Komutanım ile bu taziye aracında buluşuyoruz. Sonra Aracımızın bakımı için Milas Sanayi Sitesine gidiyoruz. Aracımızın bakımı yapılırken 45 yıl önceye gittik. Ölenler kalanlar. Bingöl anıları döküldü birer birer, bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçti ,gitti.
Saat 15.00 gibi Milas’tan yola çıktık. Yol boyu yağış devam etti. Bu arada bakım öncesi çalışan kalorifer sistemi çalışmadı. Yatağan / Madenciler’de sanayide oto elektrikçi gibi ustalar baktılar, motorcu çözer dediler. O da uzun iş, yola koyulduk. İçerde buğulanan camları sile sile akşam 19.00 gibi Fethiye Çalış’a ulaştık. 1997 yılından bu yana Seka döneminden dostumuz Ali Talaş’ın konuğu olduk. O yıldan bu yana, hep birlikte oluyoruz. Kah Fethiye, Dalaman, Mut, Silifke. Dostluk bu; eşi Kadriye Hanım, kızları Bengi, Ezgi, yeni yaşama giren torun Yankı. Gece boyunca Tahtacılık, yol, erkan, şiir, sanat üzerine söyleşilerimiz devam etti.
Sabah gün doğarken dünkü yağmur, bulutlar yerini güneşli bir havaya bırakmış. Kahvaltı sonrası hep dostlar ile buluştuğumuz Çalış Emekliler Parkına gittik. Orada Ahmet Güven, Marangoz Şükrü Usta, sonra sohbete 1973- 1974 dönemi birlikte lise den mezun olduğumuz dönem arkadaşımız Av. Bayram Ali Öngel ( 3 dönem Silifke belediye başkanlığı yapmıştı.)
Saat 12.00 ye doğru Ortaca ya gitmek üzere Fethiye den ayrılıyoruz. Güneşli bir havada yolculuk daha keyifli. 1997 lerde tek şerit yoldan, ikili, üçlü bölünmüş yol. Sonra Göcek Tüneli. Koylar, orman dokusu.
Saat 13.30 gibi Ortaca Cem evine ulaştık. Pir Sultan Abdal Derneği Ortaca Şube Başkanı Cahit Gümüş, Cemil Baş, ve Cem evi gönüllüleri ile bir araya geldik. Muğla Büyük Şehir Belediyesi bir cem evi yaparak derneğe tahsis etmiş. Cem evi Alevi erkanına göre planlanmış, artık cemlerini yapmaya başlamışlar. Suyu belediye karşılıyor. Ama elektrik faturalarını ödemek derneğe kalıyor. Çatıya bir güneş enerji sistemi kurulsa, o sorun da çözülecek.
Burada yaşayan Erzincan, Tunceli, Sivaslı canlar cem evlerine gelip , ibadetlerini yapıyorlarmış. Ama Tahtacılar kendi mahallelerinde , cemlerini yapmaya devam ediyorlar. Doku uyumu daha sağlanamamış. Sanırım bu konuyu buraya gelen Tahtacı İnanç dedeleri çözecek. Ortaca da alevi canlar burada birlikte cem olurlar. İşte o zaman birlikte yerel yönetimlerde de söz sahibi olurlar.
Cemil Baş arkadaşımızla birlikte Niyazi Elbir arkadaşın Kafesine gittik. Onun ile SEKA lı günleri andık. Satılan Seka Dalaman, Mopak, onların geride bıraktığı Seka ormanı alanı. Kurulması düşünülen Sekalılar Derneğinin bir amacı da bı ormanı sosyal donanım alanına dönüştürülmesi. Seka dan kalan mirasın yaşatılması.
Saat 15.30 gibi ortaca ‘dan ayrıldık. Zaman darlığı nedeni ile Kemaliye, Fevziye, Ekşiliyurt, Dalyan gibi yerlere uğrayamadık. Gökova, sonra virajlı yokuş, sonra Muğla düzlüğü.
Milas a tekrar geldiğimiz de saat 18.30 bulmuştu. Akşam söyleşilerimiz devam etti. Bodrum hava alanına gittik. İki günlüğüne İstanbul a giden oğlumuz Haydar, Kızımız Sinem ve torun Cem Üçyıldız ı saat 11.00 e doğru aldık. İki gece, iki güne sığan Muğla ili gezintimiz Bodrum Torba da bitiverdi.