DOLAR
34,7500
EURO
36,5827
ALTIN
2.953,75
BIST
9.848,86
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin
Hafif Yağmurlu
14°C
Mersin
14°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Çok Bulutlu
19°C
Cuma Parçalı Bulutlu
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C

SARIAYDIN KÖYÜ’NDEN MUSA YILDIZ İLE SÖYLEŞİ

A+
A-

Taşeli kültürünü yaşatanlardan birisi de Musa Yıldız. Elinde kendi deyimi ile kemenesi; çalıyor, söylüyor, söyletiyor. Bölgedeki düğünlerin bir çoğunu onlar çalmış. Halen Silifke‘nin Sarıaydın köyünde yaşamakta. Kendisini birkaç kez ziyaret etmiştim. Bu ziyaretlerimden birinde yaptığım söyleşiyi sizlere aktarmak istedim. 1975 yılında yaptığım söyleşiyi sizlerle paylaşıyorum.

Musa Yıldız 1926 doğumlu. 6 yaşında Şıh Dayısı ile düğünlerde davul çalmaya başlar. Dayısının yanında kemene çalmayı öğrenir. Dayısı öldüğünde 35 liraya kemanı dayısının çocuklarından satın alır. Onun ile düğün çalmaya başlar. Onu beğenmez bir kemene ile değişir. Onu bir eğlencede kırar. Mersin’den bir kemene alır. Onu da beğenmez. Sonra Kıbrıs’tan gelme bir keman bulur. Onu alır. O kemanı çalmaya devam eder. Bu keman kendi yöresel ezgilerini çalacak şekilde değişiklikler yapılmıştır. (kara düzen )

  • “ŞIH DAYIN KEMENE ÇALMAYI NEREDEN ÖĞRENMİŞ ? “
  • Şıh Dayım Mara, Sarıkavak’ta yaşayan Abdallardan Kemenci İsmail’den öğrenmiş. O da dedesinden öğrenmiş.
  • ŞİMDE SİZ, KEMENE ÇALMA GELENEĞİNİ SÜRDÜRÜYORSUNUZ .”
  • Bizim bu yörede bir ben kemene çalarım. “
  • SİZ DE KLARNET YOK MU ? “
  • KLARNET NE Kİ ?  
  • ŞU SİLİFKE EKİPLERİNİN ÇALDIĞI ?
  •  A ha. Biz ona gırnata deriz. Bizde gırnata yoktur. O daha dünkü çalgıdır.
  • SİZ DE OYUN BİLEN VAR MI  ?
  • Çok oyun bilen var. Hatta düğünlerde, eğlencelerde orta oyunu, arap oyunu bile oynar. Ama en iyi oyunca İbrahim Selvi. Oyuna çıktı mı, döktürür. Yer yerinden oynar.
  • ÇALIP, SÖYEDİĞİNİZ TÜRKÜLERİ, UZUN  HAVALARI KİMDEN ÖĞRENDİNİZ ?
  • Atamızdan, ötemizden duyduğumuz türküler; uzun havalar, oyun havaları; çoğunluğu  Karacaoğlan’dan, köyümüzde türkü yakan, ağıt yakanlar olur. Biz de onları çalar, çığırırız.
  • HEM ÇALIP HEM SÖYLER MİSİNİZ ?
  • Benim sesim kısılalı, hep İbrahim Selvi söyler. 18 yaşından bu yana hep birlikte olduk.
  • ŞİMDİ DE SÖYLER Mİ  ?
  • Söyler ama, o zamanlar daha güzeldi. Şimdi unutuluyor. Yenilerini öğrenmeye çalışmıyorlar. Emme onu ben çalıştıracağım. Eski usül türküleri ona öğreteceğim.
  • SİZ DE SÖYLEYİN OLMAZ MI  ?
  • Öyle ya. İki senedir, boğazım hasta. Onun için çalıyorum. Ama söyleyemiyorum.
  • SARIAYDIN HAVALARINDAN ÖRNEKLER VEREBİLİR MİSİN ?
  • Sarıyayla ( Uzun Hava ) Yayla Yollarında, Yaylanın suyu yan gider (Bu türkü Musa Yıldız’dan derlenerek, lise korosunda çok sesli olarak çalıp söylenmekte) Kınalı Tavşan, Avenizden (Uzun Hava ) Allı Yazmam, Kürdün Kızı (Türkmen Kızı ) , Güreş Havası , Koyun Sulama havası, Yalı kenarı, Döktür, Tımbıllı vb. ( bu türküleri önce Özcan Seyhan derlemiş, daha sonra da 1975 yılında ,  Yapımcı Av. Kemal Öğretmen tarafından TRT Çukurova Radyosunda kayıtlara alınmıştır. )
  • DAVULUNUZU KİM ÇALIYOR ?
  • Oğlum Mehmet Yıldız, şimdi Tekir’de kahvecilik yapıyor.
  • MUSA YILDIZ SON OLARAK NE SÖYLEMEK İSTER?
  • Eski İçel, Akdeniz’den Bolkar Dağlarına kadar, Yüğlük Dağları eteklerinde yaşadığımız, yaşattığımız kültür. Onu yaşatmaya devam edeceğiz. Koyaklardan, bellerden yankıyan türküler çalınmaya, çığrılmaya devam edecek. Bir zamanlar Karacaoğlan varmış. Her bir yerde sesi yükselmiş. Bizler onun mirasını taşıyoruz. Günümüzde, Fosforlu Hüseyin, Deli Bayram, Mehmet Emin, Felteş Dede, Musa Eroğlu, Horaz Hasan, Tüter Kerim, Hacı Kiya bunlar devam ettiriyoruz. Nereye kadar onu bilmem. Ama bu kültürümüze hizmet eden Özcan Seyhan, TRT’den yapımcı Kemal Öğretmen, onlar bize ışık tutuyorlar. Elimizden tutuyorlar.

SARIAYDIN TÜRKÜLERİNDEN ÖRNEKLER.

VARIP GİDİP YAYLALARI GEZMELİ ( UZUN HAVA )

Varıp, gidip yaylaları gezmeli,

Kalem alıp, kaşın gözün yazmalı

Önü gök öncekli sarı çizmeli

Göç gününde bir yosmaya vuruldum.

Yaz gelir de her koyaklar yurt olur

Güz gelince yarelerim dert olur.

Gelin Ayşe’m evleriniz nerde olur ?

Öldüm gelin, soldum senin elinden.

Yayla yollarında vardır evimiz

Siz de bizim eve gelmez oldunuz.

Senin ile böyle miydi kavlimiz?

Kavil yerlerine gel kara gözlüm.

Yine kalktı kuz kaya nın buludu,

Nazlı yarim edeceğin bu muydu ?

Kesmem yine yarim senden umudu,

Emeksiz çobana dön derdin beni.

SARI YAYLAM ( UZUN HAVA )

Yalı kenarından göç , göç edince

Yüğlük dağlarıdır bizim yurdumuz.

Sarı ardıç , mor menekşe bağında,

Al yeşil kuşanır bizim ilimiz.

Sen bir Bulgar Dağısın olaman perde

Menendin bulunmaz gelin bu köyde.

Sağ yanın Karaman, sol yanın Niğde,

Ereğli göğsünde var Bulgar Dağı.

İlk akşamdan da yüklettin göçünü,

Çıkıp gider Yankılının içini.

Nazlı yarim taramış da saçını,

Çekip gider de yaylasına bir gelin.

Yaz gelipte beş aylar doğunca,

Sulu çayların kenarı tozlu yol olur.

Lalesi bitipte sümbül boynun eğince,

Kız oğlana nergiz verip, gül alır.

YAYLANIN SUYU (OYUN HAVASI )

Yaylanın suyu yan gider of

Değme yarelerime kan gider of.

Aman yaylalar, serin yaylalar

Yayla mısın sen? Sevda mısın sen ?

Bilmem nesin sen ?

Yayla demeli, kaymak yemeli ,

Çökelek çökertmeli.

NAKARAT

Yaylaya giden yolun olayım.

Açılmış bahçende gülün olayım.

NAKARAT

Yaylanın suyu ne acı of

Aman geliyor çifte bacı of.

NAKARAT

Oğlanıın elinde lüfer belinde

Oğlanın adı çıkmış ayna elinde.

Aman yaylalar, serin yaylalar

Yayla mısın sen, sevda mısın sen ?

Bilmem nesin sen.

İnek sağarlar, yayık yayarlar.

Peynir basarlar.

En kısa zamanda Sarıaydın köyüne gidip, Goca Ayşanın Yoğurdu, Kürdün Kızı türkülerinin söylenceleri ile birlikte sizlere sunacağız. Musa Yıldız’a ve diğer köylü sanatçılarımıza Allah uzun ömürler versin.

09.11.2001, Silifke Umut Gazetesi.

Yazarın Diğer Yazıları